Islamın şartları nelerdir 5 tane?

İslam'ın Beş Şartı: Hayatının Pusulası

Duyuyorum, bazen hayatın koşuşturmacasında dini vecibeleri yerine getirmek zor gelebiliyor. Ama aslında İslam'ın beş temel şartı, hayatımıza anlam katan, bizi birbirimize bağlayan ve bize yol gösteren pusula gibidir. Gel, bu şartları biraz daha yakından tanıyalım, sanki sohbet ediyormuşuz gibi.

  1. Kelime-i Şehadet: "Ben Şahitlik Ederim Ki..."

Bu, her şeyin başlangıcı. "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh." Bu cümlenin anlamını hayatına yaydığında, aslında her gün bir başlangıç yaparsın. Allah'ın (c.c.) birliğine ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) O'nun kulu ve elçisi olduğuna kalpten inanmak ve dil ile ikrar etmek bu. Bunun altını doldurmak ne demek? Günlük hayatta Allah'a karşı sorumluluklarını bilerek yaşamak. Mesela, yalan söylememek, emanete hıyanet etmemek gibi. Deneyimlerime göre, bu şehadeti sürekli hatırlamak, yaptığın işin Allah rızası için olduğunu bilmek insana tarifsiz bir huzur veriyor. Küçük bir not: Aynanın karşısına geçip bu şehadeti her sabah tekrar etmek, gün boyu sana eşlik edecek bir motivasyon sağlayabilir.

  1. Namaz: Gönül Sohbeti

Günde beş vakit namaz, aslında Allah ile birebir konuşma seansların. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı. Bu vakitler, senin o anki halinden bağımsız olarak seni Allah'a bağlıyor. Her rekâtta okuduğun Fatiha Suresi, aslında hayatının özeti gibi. "Beni dosdoğru yola ilet" duası, her seferinde sana doğru yolu hatırlatıyor. Zor zamanlarda namaza durduğunda, o telaşın içinde bir sükunet bulursun. Deneyimlerime göre, namazı aceleye getirmemek, her bir hareketin anlamını düşünerek kılmak, namazı bir görev olmaktan çıkarıp bir teslimiyete dönüştürüyor. Hatta bazen namaz sonrası yaşadığım iç huzuru tarif etmek güç.

  1. Zekât: Paylaşmanın Gücü

Malının bir kısmını (genellikle kırkta birini, yani %2.5'unu) ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak. Bu sadece fakire yardım etmek değil, aynı zamanda malını bereketlendirmektir. Nisap miktarı mala sahip olan her Müslüman'ın vermesi gereken bir görev. Düşünsene, senin biriktirdiğin birikimden, senin farkında bile olmadığın birinin hayatı kurtulabiliyor. Bu, toplumsal bir yardımlaşma ve adaleti sağlamanın en güzel yollarından biri. Deneyimlerime göre, zekâtını gönül rahatlığıyla verdiğinde, hem kendi malının bereketlendiğini hem de topluma faydalı olmanın verdiği hazzı yaşarsın. Eğer zekâtını nasıl hesaplayacağını bilmiyorsan, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın web sitesinde veya güvendiğin bir ilim adamından bilgi alabilirsin.

  1. Oruç: Nefis Muhasebesi ve Sabır

Ramazan ayında tutulan oruç, sadece yemek ve içmekten uzak durmak değil. Aynı zamanda gözün, dilin, elin ve aklın da oruç tutmasıdır. Yani haramlardan, yalanlardan, dedikodulardan uzak durmak. Bu ay, bir nevi nefis terbiyesi ve muhasebesi için bir fırsattır. Bir ay boyunca sabretmeyi öğrenmek, sonrasında diğer zorluklara karşı daha dirençli olmanı sağlar. Deneyimlerime göre, oruç tutarken açlık ve susuzlukla birlikte gelen bir sabır ve empati duygusu gelişiyor. Başkalarının açlığını daha iyi anlıyorsun. Özellikle ilk günlerde zorlanabilirsin ama devam ettikçe beden ve ruhun buna alışır.

  1. Hac: İbadetlerin Zirvesi

Maddi ve bedeni gücü yeten her Müslüman'ın hayatında en az bir kere Mekke'ye gidip Hac görevini yerine getirmesi farzdır. Bu, dünya Müslümanlarının bir araya geldiği, kardeşlik bağlarının en üst düzeyde yaşandığı muhteşem bir ibadettir. İhram dediğimiz özel giysiyle birlikte, tüm insanlar eşitlenir. Bu yolculuk, aslında bir teslimiyet yolculuğudur. Deneyimlerime göre, Hac ibadeti, insanda derin bir manevi dönüşüme neden oluyor. Dünyevi dertlerinden sıyrılıp sadece Allah'a yöneldiğin bir süreç. Eğer imkanın varsa, bu yolculuğu planlamak için şimdiden araştırmaya başlayabilirsin.

Bu beş şart, sadece dini görevler değil, aynı zamanda senin hayat kaliteni yükselten, seni daha iyi bir insan yapan birer rehberdir. Onları sadece yerine getirmek değil, özümseyerek yaşamak önemlidir.