Atatürk'e Kemal ismini kimin verdiğini ve kısa hikayesini yazınız?
Atatürk'e Kemal İsmini Kim Verdi?
Gelelim en merak edilen konulardan birine: Mustafa Kemal Atatürk'e "Kemal" adını kimin verdiğine. Bu sorunun cevabı aslında hepimizin bildiği, ancak bazen detaylarını unuttuğumuz bir hikaye. Deneyimlerime göre, bu tür bilgiler hem ilham verici hem de önemli.
Aslında, Mustafa Kemal'in çocukluğunda "Mustafa" adı zaten vardı. Selanik'teki ilkokulunda matematik öğretmeni olan Hafız Mehmet Efendi, onun zekasına ve çalışkanlığına hayran kalır. Okunan bir ders sırasında, Mustafa'nın sözünü ettiği bir olayın akışını ve gelişmesini öylesine başarıyla anlatır ki, öğretmen Mehmet Efendi duygulanır. O an, Mustafa'nın bu başarısını ve parlak zekasını takdir etmek için ona kendi ismini verir. Yani, bu "Kemal" ismi, öğretmeninin bir armağanıdır. Bu olay, aslında hepimizin hayatında öğretmenlerimizin ne kadar büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor, değil mi? Bir öğretmenin vereceği küçük bir iltifat, bir insanın kaderini değiştirebilir.
Peki, bu olayın gerçekleştiği dönem ne zamanlar? Mustafa Kemal, 1893 yılında Selanik'teki Şemsi Efendi İlkokulu'ndan sonra Askeri Rüştiye'ye (ortaokul) başlar. Kemal adını aldığı rivayet edilen olay, büyük ihtimalle bu askerî okul yıllarında, yani yaklaşık 1890'ların ortalarında gerçekleşmiştir. Elbette, bu tam olarak bir tarih verilmiş bir olay değil, daha çok bir anlatı şeklinde günümüze ulaşmış. Ancak genel kabul gören ve tarihçiler tarafından da desteklenen hikaye budur. Burada önemli olan nokta şu: Bir öğretmenin verdiği isim, bir önderin hayatının simgesi haline gelmiş.
Bu isim değişikliğinin kendisi, aslında yeni bir kimliğin başlangıcı gibidir. Mustafa'nın o parlak zekası ve disiplinli yapısı, kendisine verilen "Kemal" (olgunluk, kemale ermiş anlamında) ismiyle adeta taçlanmış. Bu, sadece bir isim değişikliği değil, aynı zamanda gelecekteki büyük başarılarının bir habercisi gibi duruyor. Mustafa'nın bu armağanı nasıl taşıdığını ve sonrasında bütün bir millete ışık tuttuğunu görüyoruz.
Bu hikayeden çıkarılacak dersler var. Birincisi, öğretmenlik mesleğinin kutsallığı ve bireyler üzerindeki etkisi. İkincisi ise, doğru zamanda yapılan bir takdirin ne kadar büyük anlamlar taşıyabileceği. Sen de kendi hayatında, bir öğretmenin sana verdiği o özel iltifatı veya desteği hatırlıyor musun? Belki de birilerinin hayatına dokunmak için büyük bir şeye gerek yok, sadece küçük bir takdir yeter.