Külli irade ve cüzi irade nedir?
İçindekiler
İnsanlık var olduğundan beri cevap aradığı en temel sorulardan biri de "Özgür müyüz?" sorusudur. Bu soru, felsefeden teolojiye birçok alanda tartışılmış ve farklı cevaplar üretilmiştir. İslam düşüncesinde bu soru, külli irade ve cüzi irade kavramları üzerinden ele alınır. Peki, bu kavramlar ne anlama geliyor ve aralarındaki ilişki nasıl kuruluyor?
Külli İrade: İlahi Takdir
Külli irade, Allah'ın (c.c.) sonsuz ve mutlak iradesini ifade eder. Evrende olan her şey, Allah'ın bilgisi ve iradesi dahilindedir. Bir yaprağın düşmesinden, galaksilerin hareketine kadar her olay, külli iradenin tecellisidir. Bu irade, zamandan ve mekandan münezzehtir; yani geçmişi, şimdiyi ve geleceği kapsar. İnsan aklının tam olarak kavrayamayacağı kadar kapsamlı ve derin bir kavramdır.
Cüzi İrade: İnsanın Seçim Hakkı
Cüzi irade ise, Allah tarafından insana bahşedilmiş olan sınırlı irade ve seçme özgürlüğüdür. İnsan, bu sayede iyiyi ve kötüyü ayırt edebilir, kendi eylemlerini belirleyebilir. Ancak bu irade, külli iradenin gölgesindedir; yani insanın seçme özgürlüğü, Allah'ın takdiri çerçevesinde gerçekleşir. İnsan, cüzi iradesiyle bir eylemi seçerken, aslında Allah'ın o eylemin gerçekleşmesine izin vermesiyle o eylem hayata geçer.
İki İrade Arasındaki İlişki
Külli irade ve cüzi irade arasındaki ilişki, bazen karmaşık gibi görünse de aslında birbirini tamamlayan iki unsurdur. İnsanın cüzi iradesi, Allah'ın insanlara verdiği bir lütuftur ve bu sayede insan, yaptıklarından sorumlu tutulur. Ancak bu irade, külli iradenin mutlaklığına halel getirmez. Çünkü Allah, insanın neyi seçeceğini önceden bilir ve bu bilgi, külli iradenin bir parçasıdır. Bu ilişki, bir nevi imtihanın da temelini oluşturur. İnsan, cüzi iradesiyle seçimler yapar ve bu seçimler, onun ahiretteki durumunu belirler.
Özetle, külli irade Allah'ın mutlak iradesini, cüzi irade ise insanın sınırlı seçme özgürlüğünü ifade eder. Bu iki kavram, İslam düşüncesinde insanın sorumluluğunu ve özgürlüğünü anlamak için önemli birer anahtardır.