Şark Meselesi nedir kısaca maddeler halinde?

Şark Meselesi: Kısaca ve Öz

Şark Meselesi dediğimizde, aslında

  1. yüzyılda Avrupalı büyük devletlerin, zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları üzerinde kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını gözeterek yürüttüğü karmaşık politikalar bütünü aklına gelmeli. Bu durum, sadece Osmanlı'nın iç işlerine karışmakla kalmadı, aynı zamanda Balkanlar'daki milliyetçilik akımlarının yükselişine ve yeni devletlerin kurulmasına da zemin hazırladı. Deneyimlerime göre, bunu anlamak için birkaç temel noktaya odaklanmak en doğrusu.

  1. Osmanlı'nın Zayıflaması ve Avrupa Devletlerinin Rolü

Osmanlı İmparatorluğu,

  1. yüzyıldan itibaren ekonomik ve askeri olarak bir gerileme sürecine girdi. Bu durum, Avrupa'daki sanayi devrimiyle birlikte güçlenen devletler için büyük bir fırsat yarattı. Özellikle Rusya, İngiltere, Fransa ve Avusturya gibi güçler, Osmanlı toprakları üzerindeki nüfuzlarını artırmak, ticaret yollarını kontrol etmek ve stratejik bölgeleri ele geçirmek için birbirleriyle rekabet halindeydiler.

  • Rusya'nın Panslavizm Politikası: Rusya, Balkanlar'daki Ortodoks Hristiyan halkları (Slavlar) kendi himayesi altına alarak sıcak denizlere inme ve Balkanlar'da hakimiyet kurma hedefindeydi. Bu amaçla, Sırp, Bulgarlar gibi milletlerin bağımsızlık hareketlerini destekledi. Örneğin, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın ardından imzalanan Ayastefanos Antlaşması (sonradan Berlin Antlaşması ile revize edilse de) Rusya'nın Balkanlar'daki etkisini büyük ölçüde artırdı.
  • İngiltere ve Akdeniz Hakimiyeti: İngiltere'nin temel kaygısı, Süveyş Kanalı üzerinden Hindistan'a giden ticaret yolunu güvence altına almaktı. Bu nedenle, Mısır üzerindeki Osmanlı hakimiyetinin zayıflaması ve Rusya'nın Akdeniz'e yaklaşması İngiltere'nin menfaatlerine aykırıydı. İngiltere, Osmanlı'nın toprak bütünlüğünü savunur gibi görünse de, aslında kendi stratejik çıkarlarını koruyordu. Örneğin, Kırım Savaşı'nda (1853-1856) Osmanlı'nın yanında yer alması, Rusya'nın yayılmacılığını engelleme amacı taşıyordu.
  • Fransa ve Ekonomik Çıkarlar: Fransa, Osmanlı Devleti'nin ekonomik zayıflığından faydalanarak ticari ve mali alanda nüfuz kazanmaya çalıştı. Kırım ve Mısır gibi bölgelerdeki ekonomik yatırımları ve kapitülasyon hakları, Fransa'nın bölgedeki etkisini güçlendirmesine yardımcı oldu.
  • Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Balkan Politikası: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Balkanlar'da kendi varlığını sürdürmek ve Rusya'nın güneye doğru ilerlemesini engellemek istiyordu. Bu nedenle, Osmanlı'nın zayıflaması ve Balkan uluslarının milliyetçilik akımları Avusturya için de önemli bir sorun teşkil ediyordu.

  1. Milliyetçilik Akımlarının Yükselişi

Fransız Devrimi'nin yaydığı milliyetçilik fikirleri, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki farklı etnik ve dini gruplar arasında da etkili oldu. Özellikle Balkanlar'daki Rum, Sırp, Bulgar, Arnavut gibi milletler, kendi ulusal kimliklerini ön plana çıkararak bağımsızlıklarını kazanma mücadelesine giriştiler. Bu durum, "Şark Meselesi"nin en dinamik ve yıkıcı unsurlarından biriydi.

  • Yunan Bağımsızlık Savaşı (1821-1829): Yunanların Osmanlı'dan bağımsızlıklarını kazanması, diğer Balkan milletleri için de ilham kaynağı oldu. Avrupa devletlerinin de desteğiyle kurulan Yunanistan, "Şark Meselesi"nin ilk somut sonuçlarından biri olarak görülebilir.
  • Balkan Savaşları (1912-1913): Balkan devletlerinin Osmanlı'ya karşı birleşerek kazandığı bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki topraklarının büyük bir kısmını kaybetmesiyle sonuçlandı. Bu, "Şark Meselesi"nin son aşamalardan biri olarak kabul edilir.

  1. Kapitülasyonlar ve Ekonomik Sömürü

Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti üzerindeki bir diğer önemli aracı da kapitülasyonlardı. Bu imtiyazlar, başlangıçta ticari serbestlik sağlamak amacıyla verilmiş olsa da, zamanla Osmanlı ekonomisini dışa bağımlı hale getirdi ve Avrupa devletlerinin ekonomik sömürüsüne zemin hazırladı. Kapitülasyonlar sayesinde, Avrupalı tüccarlar Osmanlı gümrük vergilerinden muaf tutuluyor, kendi yasalarına tabi oluyorlardı. Bu durum, yerli esnafı ve üreticiyi dezavantajlı duruma düşürüyordu. Deneyimlerime göre, bu ekonomik baskı, Osmanlı'nın siyasi zayıflığını daha da pekiştirdi.

Şark Meselesi'ni anlamak, sadece tarihi olaylar dizisini değil, aynı zamanda büyük devletlerin çıkar çatışmalarını ve Osmanlı'nın bu karmaşık denklemdeki yerini kavramakla mümkün olur. Eğer bu konuyu daha derinlemesine anlamak istersen, Osmanlı'nın son dönemlerine dair akademik çalışmaları ve dönemin diplomatik yazışmalarını incelemen faydalı olacaktır.