Sykes Picot antlaşması hangi devletler?
Sykes-Picot Antlaşması: Kimler Neyi Paylaştı?
Sykes-Picot Antlaşması'nı duymuşsundur, özellikle Orta Doğu'nun bugünkü sınırlarının nasıl çizildiğini anlamaya çalıştığında karşına çıkar. Kısaca, bu gizli bir anlaşmaydı ve Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere ile Fransa arasında imzalandı. Amaç ne miydi? Osmanlı İmparatorluğu'nun paylaşımı. Rusya da işin içindeydi ama sonra kendi iç sorunları yüzünden geri çekildi.
Deneyimlerime göre, bu antlaşmayı anlamak için birkaç önemli noktaya odaklanmak gerekiyor:
- Taraflar ve Gizlilik
- Paylaşım Alanları ve Nedenleri
- Sonuçları ve Mirası
Bu üç ana başlık, olayın özünü kavramana yardımcı olacaktır.
Taraflar ve Gizlilik
Antlaşmanın tarafları İngiltere ve Fransa. Bu iki büyük Avrupa gücü, Osmanlı'nın zayıflamasından faydalanarak kendi nüfuz alanlarını genişletmek istiyorlardı. Anlaşmanın en çarpıcı yanlarından biri, tam bir gizlilik içinde yapılmış olması. Yani halktan, hatta savaşın diğer müttefiklerinden bile saklandı. Bu, savaş sırasında yapılan birçok gizli anlaşmadan biriydi ama Orta Doğu'nun kaderini en çok etkileyenlerden biri oldu.
Bu anlaşma, 9 Mayıs 1916'da imzalandı. Düşünsene, dünya büyük bir savaş içindeyken, iki ülke gizlice başka toprakların haritasını çiziyordu. Bu tür gizli anlaşmalar, politikacıların ve diplomatların nasıl çalıştığına dair önemli ipuçları verir. Eğer bu konulara ilgi duyuyorsan, Churchill'in bu konudaki tutumunu veya savaş sonrası oluşacak yeni dünya düzeni üzerine yapılan diğer gizli görüşmeleri de araştırmanı öneririm.
Paylaşım Alanları ve Nedenleri
Sykes-Picot, Osmanlı topraklarını kabaca iki ana bölgeye ayırdı: Fransız ve İngiliz nüfuz bölgeleri. Bir de uluslararası bölge denilen bir alan vardı.
- Fransız Nüfuz Bölgesi: Bugünkü Suriye'nin büyük bir kısmı, Lübnan ve Türkiye'nin güneydoğu bölgeleri Fransa'ya bırakıldı. Neden mi? Fransa'nın Akdeniz'de ve Doğu Akdeniz'de tarihi çıkarları ve sömürge geçmişi vardı. Bu bölgeler, onların ekonomik ve stratejik hedefleriyle örtüşüyordu.
- İngiliz Nüfuz Bölgesi: Bugünkü Irak (özellikle Musul çevresi), Ürdün ve Filistin İngilizlerin kontrolüne geçti. İngiltere için buradaki temel amaç, Hindistan'a giden yolları güvence altına almak ve Süveyş Kanalı'nın kontrolünü elinde tutmaktı. Petrol kaynakları da elbette bu paylaşımda önemli bir faktördü.
- Uluslararası Bölge: Filistin'in kuzeyi ve Suriye'nin orta kesimleri ise uluslararası yönetime bırakılacaktı. Bu, aslında bölgedeki güç dengelerini sağlamak ve olası anlaşmazlıkları önlemek için düşünülmüş bir plandı ama pratikte hiçbir zaman tam olarak uygulanmadı.
Antlaşmanın detaylarına bakarsan, şehirler ve hatta belirli bölgeler bile numaralarla işaretlenerek kimin kontrolünde olacağı belirlenmiş. Mesela, Hayfa ve Akkâ İngilizlerin kontrolüne bırakılırken, Adana ve Maraş gibi yerler Fransızların nüfuz alanına girmiş. Bu, ne kadar ince hesapların yapıldığını gösteriyor.
Sonuçları ve Mirası
Sykes-Picot Antlaşması'nın en büyük sonuçlarından biri, Orta Doğu'nun siyasi haritasının Batılı güçler tarafından çizilmesiydi. Bu durum, bölgedeki etnik ve dini yapıları göz ardı etti. Antlaşma, daha sonra İngilizlerin ve Fransızların bölgede uygulayacağı manda sistemlerinin de temelini oluşturdu.
En bilinen karşıt örneği, T.E. Lawrence (Çöl Kaplanı Lawrence)'ın Arap ayaklanması sırasında Araplara verdikleri bağımsızlık vaatleridir. İngilizler, savaş sırasında Arapları Osmanlı'ya karşı ayaklandırmak için bağımsızlık sözü vermişti. Ancak Sykes-Picot Antlaşması, bu vaatlerle çelişiyordu. Bu çelişki, bölgede uzun yıllar sürecek güvensizliğin ve çatışmaların tohumlarını ekti.
Sykes-Picot'un mirası bugün hala tartışılıyor. Bölgedeki birçok sorunun kökeninde, bu antlaşmanın yarattığı yapay sınırlar ve siyasi müdahaleler olduğu düşünülüyor. Eğer günümüzdeki Suriye, Irak veya Filistin sorunlarını anlamak istiyorsan, bu antlaşmanın arka planını bilmek sana çok şey katacaktır. Tarih kitaplarında okuduğun o basit sınırlar, aslında ne kadar karmaşık ve trajik bir geçmişin ürünüdür, değil mi?