Kabe'yi yıkmak isteyen Yemen valisi kimdir?

Kabe'yi Yıkmak İsteyen Yemen Valisi: Bir Tarihî Mirasın Savunulması

Yemen valisi olup Kabe'yi yıkmak istemesiyle bilinen kişi, tarihi kaynaklarda Ebrehe el-Eşrem olarak geçer. Bu olay, İslam öncesi Arap coğrafyasının en önemli hadiselerinden biri olarak kabul edilir ve Kur'an-ı Kerim'de de bu durumun bir zafer olarak zikredilmesi, olayın önemini daha da artırır.

Ebrehe, Yemen'de Habeşistanlıların bir valisiydi. Kendi döneminde Yemen'de büyük bir kilise inşa ettirmiş ve burayı Arap yarımadasındaki hac merkezi haline getirmek istemişti. Ancak Arapların geleneksel olarak Mekke'deki Kabe'ye yönelmesi, onun bu planlarını engelliyordu. Deneyimlerime göre, insanlar bir kutsal mekana veya merkeze bağlılık hissettiklerinde, bu bağımlılığı kırmak oldukça zordur. Ebrehe de bu durumu fark etmiş olmalı ki, Kabe'yi ortadan kaldırarak kendi yaptırdığı kiliseye bir üstünlük sağlamayı amaçlamıştı.

Bu amacına ulaşmak için Ebrehe, büyük bir orduyla birlikte Yemen'den Mekke'ye doğru yola çıktı. Ordusunda fillerin de bulunması, bu sefere "Fil Vak'ası" denilmesine neden olmuştur. Tarihî kayıtlara göre, Ebrehe'nin ordusu yaklaşık 6.000 askerden oluşuyordu ve bu askerler arasında 3 fil bulunuyordu. Bunlardan en büyüğü ve meşhuru ise Mahmud adında bir fildi. Bu filler, o dönem için oldukça etkileyici ve korkutucu silahlardı. Bir filin ortalama ağırlığının 2 ton olduğunu ve savaş alanında ne kadar tahribat yaratabileceğini düşündüğünde, bu ordunun ne kadar ürkütücü bir güce sahip olduğunu anlayabilirsin.

Mekke'ye yaklaştıklarında, Ebrehe'nin ordusu Kabe'ye zarar vermeye başladı. Ancak asıl ilginç olan, Ebrehe'nin bizzat Kabe'yi yıkmak için en önde ilerleyenlerden biri olmasıydı. Bu, onun ne kadar kararlı ve ne kadar gözü kara olduğunu gösteriyor. Kabe'nin kutsallığına karşı bu denli bir saldırı girişimi, o dönemin insanları için bile kabul edilemez bir durumdu. Kendi değerlerine ve inançlarına yapılan bir saldırı karşısında insanların nasıl tepki verdiğini, tarihten aldığımız derslerle görebiliriz.

Fil Vak'ası ve İlahi Müdahale

Ebrehe'nin ordusu Kabe'ye doğru ilerlerken, Allah tarafından gönderilen kuş sürülerinin (ebabil kuşları) ordunun üzerine taş yağdırdığı rivayet edilir. Bu kuşların attığı taşların, ordunun üzerinde bir nevi veba veya çiçek hastalığı gibi etkiler yarattığı ve askerlerin perişan olduğu anlatılır. Kur'an-ı Kerim'de bu olay şöyle geçer: "Rabbinin fillere ne yaptığını görmedin mi? Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı? Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi. O kuşlar, onlara taşlar atıyordu. Böylece onları, kemirilmiş ekin yaprağı gibi yaptı." (Fil Suresi, 1-5)

Bu olayın gerçekleşme şekli üzerinde farklı görüşler olsa da, genel kabul gören nokta, Ebrehe'nin ordusunun ilahi bir müdahale ile geri püskürtüldüğüdür. Deneyimlerime göre, bazı olayların sadece insan gücüyle açıklanamayacak yönleri olur. Bu durum, insanlara hem bir ders hem de bir umut verir. Ebrehe'nin ordusunun yaşadığı bu felaket, Kabe'nin ve Müslümanların inancının ne kadar güçlü bir şekilde korunduğunu gösterir. Bu, sadece bir askeri yenilgi değil, aynı zamanda inanç sistemine karşı yapılan bir saldırının da başarısızlıkla sonuçlanmasıdır.

Ebrehe'nin Kimliği ve Dönemi

Ebrehe el-Eşrem, Yemen'i yöneten Aksum Kraliyeti'ne bağlı bir validir. Aksum Krallığı, günümüzdeki Etiyopya ve Eritre topraklarında hüküm sürmüş Hristiyan bir devlettir. Ebrehe'nin Yemen'e atanması ve burada Kabe'ye rakip bir yapı kurma çabası, o dönemin siyasi ve dini dinamikleriyle de yakından ilgilidir. Arap yarımadasındaki ticaret yollarının kontrolü ve dini merkezlerin egemenliği, bu tür rekabetlerin temelini oluşturuyordu. Ebrehe'nin bu girişimi, aslında Aksum Krallığı'nın bölgedeki nüfuzunu artırma çabalarının bir parçası olarak da görülebilir.

Ebrehe'nin inşa ettirdiği kilise, Yemen'in başkenti San'a'da yer alıyordu ve günümüzde de kalıntılarına rastlanmaktadır. Bu kilisenin büyüklüğü ve ihtişamı, onun ne kadar iddialı bir proje olduğunu göstermektedir. Bu kilisenin Kulleys olarak bilindiği ve Ebrehe'nin burayı Kabe kadar hatta daha fazla itibar görecek bir hac merkezi yapmayı hedeflediği belirtilir. Tarihsel olarak, dini mekanlar her zaman siyasi ve ekonomik çekişmelerin odağı olmuştur. Bu durum, Ebrehe'nin de göz ardı edemeyeceği bir gerçektir.

Dersler ve Günümüzdeki Önemi

Ebrehe'nin Kabe'yi yıkma girişimi ve bunun akıbeti, bizlere tarihten önemli dersler çıkarabilme imkanı sunar. Birincisi, inançlara ve kutsal mekanlara yapılan saldırıların genellikle sonuçsuz kaldığıdır. İkincisi, bu tür saldırıların insanları bir araya getirerek direnişi güçlendirmesidir. Ebrehe'nin ordusu geri püskürtüldüğünde, Mekke halkı ve genel olarak Araplar için büyük bir moral kaynağı olmuştur. Bu, bir topluluğun kendi kutsallarına sahip çıkma konusundaki kararlılığının bir göstergesidir.

Günümüzde de dünyanın farklı yerlerinde dini mekanlara veya sembollere yönelik saldırılar görülebiliyor. Bu tür olaylar karşısında, Ebrehe Vak'ası'ndan çıkarılacak en önemli derslerden biri, birlik ve beraberlik içinde olmanın, inançlara sahip çıkmanın ne kadar önemli olduğudur. Eğer sen de kendi inançlarına veya değerlerine yönelik bir tehdit algılıyorsan, öncelikle sakin kalıp durumu analiz etmeli, ardından da toplumsal dayanışma ve meşru yollarla haklarını savunmalısın. Unutma, tarih bize bu tür zorlukların üstesinden gelmenin yollarını da gösterir.