Temel güven duygusu ne zaman kazanılır?

Temel Güven Duygusu Ne Zaman Kazanılır?

Temel güven duygusu, hayatımızın en erken dönemlerinde, genellikle ilk 18 ay içinde atılır. Bu, bebeklik döneminde anne-babamızla veya birincil bakım verenlerimizle kurduğumuz ilişkiyle doğrudan bağlantılıdır. Erik Erikson'un psikososyal gelişim kuramına göre, bebeklik dönemindeki bu ilk evre "Güvenlik ve Güvensizlik Evresi" olarak adlandırılır. Bu evrede bebek, ihtiyaçlarının ne kadar tutarlı ve sevgi dolu bir şekilde karşılandığına göre temel bir güven duygusu geliştirir.

Peki, bu 'tutarlı ve sevgi dolu' ne demek?

  • Bebek ağladığında hemen ilgilenilmesi: Açlık, susuzluk, alt değiştirme ihtiyacı veya kucaklanma isteği gibi temel ihtiyaçları karşılandığında bebek, dünyanın güvenli bir yer olduğunu öğrenir. Örneğin, bir bebek sürekli olarak açlığını dile getirdiğinde ve uzun süre doyurulmadığında, dünyanın güvenilmez olduğunu hissetmeye başlayabilir.
  • Dokunulması ve sevgi gösterilmesi: Anne-babasının sıcak dokunuşları, göz teması kurması, gülümsemesi, bebekte sevildiğine ve değerli olduğuna dair bir his uyandırır. Bu, ileriki yaşamında insanlara karşı olumlu bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olur.
  • Rutinlerin olması: Düzenli beslenme, uyku ve oyun saatleri, bebekte öngörülebilirlik ve güvenlik hissi yaratır. Bu rutinler, dünyanın kaotik değil, düzenli olduğunu anlamasına katkı sağlar.

Deneyimlerime göre, bu ilk 18 ayda yaşanan olumlu ve olumsuz deneyimlerin toplamı, kişinin temel güven duygusunu belirler. Eğer bebeklik döneminde ihtiyaçları düzenli ve sevgi dolu bir şekilde karşılanmamışsa, bu durum ileriki yaşlarda insanlara ve dünyaya karşı bir güvensizlik olarak yansıyabilir. Örneğin, bebekliklerinde ihmal edildiğini hisseden yetişkinler, genellikle ilişkilerinde zorluk yaşayabilir, insanlara kolay kolay güvenemeyebilir ve sürekli olarak reddedilme korkusu taşıyabilir.

Güven Duygusunu Etkileyen Diğer Faktörler

Temel güven duygusu ilk yıllarda atılsa da, hayat boyu şekillenmeye devam eder. Okul öncesi dönem, okul hayatı ve ergenlik yılları da bu duygu üzerinde önemli etkilere sahiptir.

  • Okul Öncesi Dönem (18 ay - 3 yaş): Otonomi ve Utanç/Kuşku Evresi Bu dönemde çocuklar kendi başlarına bir şeyler yapmaya başlarlar. Kendi kendine yemesi, giyinmesi, tuvaletini yapması gibi konularda özgür bırakılması, çocuğun kendine güvenini artırır. Eğer bu konularda aşırı baskı görürse veya sürekli eleştirilirse, bu durum kuşkucu ve utangaç bir kişilik geliştirmesine yol açabilir. Örneğin, tuvalet eğitiminde zorlanan ve bu konuda sürekli azarlanan bir çocuk, kendi bedeni ve yetenekleri hakkında olumsuz düşünceler geliştirebilir.
  • Okul Dönemi (6-12 yaş): Çalışkanlık ve Aşağılık Duygusu Evresi Bu dönemde çocuklar akranlarıyla rekabet etmeye, başarılar kazanmaya başlarlar. Okulda başarılı olmak, arkadaş edinmek, bir spor dalında iyi olmak gibi konularda olumlu deneyimler yaşamak, çocuğun kendisini yetkin ve değerli hissetmesini sağlar. Eğer bu dönemde sürekli başarısızlık yaşarsa, akranları tarafından dışlanırsa veya yetenekleri küçümsenirse, aşağılık duygusu geliştirebilir. Bu durum, ileriki yaşamında iş hayatında ve sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşamasına neden olabilir.
  • Ergenlik Dönemi (12-18 yaş): Kimlik ve Rol Karmaşası Evresi Bu dönemde gençler kim olduklarını, hayatta ne yapmak istediklerini anlamaya çalışırlar. Ailelerinden, arkadaşlarından ve toplumdan gelen geri bildirimler, onların kimliklerini şekillendirir. Eğer bu dönemde kendilerini keşfetmeleri için alan tanınır, fikirleri önemsenir ve desteklenirse, sağlam bir kimlik ve güven duygusu geliştirirler. Baskıcı veya belirsiz bir ortamda büyüyen gençler ise kimlik karmaşası yaşayabilir ve güven duygularını zedeleyebilir.

Deneyimlerime göre, bu gelişim evrelerinde yaşanan her olumlu etkileşim, güven duygusunu pekiştirir; olumsuz etkileşimler ise zayıflatır. Önemli olan, her yaş döneminde çocuğun bireyselliğine ve ihtiyaçlarına saygı duyarak, ona destekleyici bir ortam sunmaktır.

Güven Duygusunu Güçlendirmek İçin Neler Yapılabilir?

Eğer bebeklik döneminde temel güven duygusu tam olarak oluşmadıysa veya zamanla zedelendiyse, bu durumu iyileştirmek ve güçlendirmek mümkündür. Bu, hem bireylerin kendi başlarına yapabilecekleri hem de destek alarak ilerleyebilecekleri bir süreçtir.

  • Kendinle Yüzleşmek ve Kabul Etmek: Geçmişte yaşanan olumsuz deneyimlerin farkına varmak ve bunları kabullenmek ilk adımdır. Kendine karşı yargılayıcı olmak yerine, o dönemdeki koşullar dahilinde elinden geleni yaptığını bilmek önemlidir.
  • Güvenilir İlişkiler Kurmak: Güven duygunuzu yeniden inşa etmenin en etkili yollarından biri, güvenebileceğiniz, sizi destekleyen ve değer veren insanlarla yakın ilişkiler kurmaktır. Bu tür ilişkiler, dünyaya karşı daha olumlu bir bakış açısı geliştirmenizi sağlar.
  • Küçük Başarılar Elde Etmek: Kendinize küçük ama ulaşılabilir hedefler belirleyerek bunları başarmak, kendinize olan güveninizi artırır. Bir beceri öğrenmek, bir projeyi tamamlamak veya bir spor dalında ilerlemek gibi.
  • Profesyonel Destek Almak: Eğer güvensizlik duyguları hayatınızda ciddi sorunlara yol açıyorsa, bir terapistle çalışmak çok faydalı olabilir. Bir terapist, geçmiş travmalarla başa çıkmanıza, kendinizi daha iyi anlamanıza ve daha sağlıklı güven duyguları geliştirmenize yardımcı olabilir.
  • Mindfulness ve Farkındalık Egzersizleri: Mevcut ana odaklanmak, düşüncelerinizi ve duygularınızı yargılamadan gözlemlemek, kaygı ve güvensizlik hislerini azaltmaya yardımcı olabilir.

Deneyimlerime göre, güven duygusu bir defada kazanılıp kaybedilen bir şey değil, hayat boyu süren bir gelişim sürecidir. Kendinize karşı sabırlı ve nazik olmak, bu süreçte atacağınız en önemli adımlardan biridir.