Si bemol do diyez hangi makam?

Si Bemol Do Diyez Hangi Makam? Cevabı Burada!

Öncelikle şunu netleştirelim: Si bemol (B♭) ve do diyez (C♯) bir araya geldiğinde doğrudan bir Türk müziği makamı ismiyle karşılaşmayız. Türk müziğinde makamlar, seslerin diziliminden (terkiplerinden) ve genel karakterlerinden, duygusal yoğunluklarından yola çıkarak adlandırılır. Yani "B♭ C♯" şeklindeki bir nota dizisi tek başına bir makam adı değildir.

Ancak bu sesler, çeşitli makamların içinde yer alabilir veya belirli bir makamın türevlerini oluşturabilir. Türk müziğinde seslerin perdeleri batı müziğindeki gibi sabit değildir, koma dediğimiz ara seslerle daha zengin bir melodik yapıya sahiptir. Bu nedenle bir B♭ ve C♯'ın tam olarak hangi perdeye denk geldiği, makamın hangi modunda olduğumuza göre değişir.

Seslerin Makam İçindeki Yeri ve Anlamı

Türk müziği makamlarını anlamak için öncelikle Usul ve Makam kavramlarını ayrıştırmak gerekir. Usul, ritim kalıplarını ifade ederken, makam melodik yapıyı, yani hangi seslerin kullanıldığını ve bu seslerin birbirleriyle ilişkisini belirler.

Gelelim B♭ ve C♯'a. Batı müziğindeki karşılıklarına bakacak olursak, B♭ La sesinin yarım ses pesleşmiş halidir. C♯ ise Do sesinin yarım ses tizleşmiş halidir. Bu iki nota arasındaki mesafe, tam bir oktavın içinde incelendiğinde önemlidir.

Deneyimlerime göre, bu iki sesin belirli bir makam içindeki kullanımı o makamın karakterini önemli ölçüde etkiler. Örneğin:

  • Uşşak Makamı: Uşşak makamının temel sesleri Re, Fa, Sol, La, Si, Do, Re şeklindedir. Burada B♭ ve C♯'ı düşündüğümüzde, Uşşak'ın bazı durağındaki (mevzi) seslerinin değiştirilmesiyle farklı nüanslar elde edilebilir. Örneğin, La bemol (A♭) veya Do diyez (C♯) gibi seslerin eklenmesiyle Uşşak'ın daha farklı bir duyguya büründüğü görülür.
  • Hicaz Makamı: Hicaz makamı ise daha çok Do, Re, Mi♭, Fa, Sol, La♭, Si, Do gibi bir yapıya sahiptir. Burada B♭ ve C♯ doğrudan bu temel yapının içinde olmasa da, Hicaz dizisinin çeşitli duraklarında bu seslerin kullanılarak makamın farklı bir varyasyonunun ortaya çıktığı durumlar olabilir. Özellikle Batı müziği ile etkileşimde olan bestelerde bu türden seslendirmeler daha sık rastlanır.

Özetle, B♭ ve C♯'ın doğrudan bir makam adı olmamasının sebebi, Türk müziğinde makamların daha çok "komalı" ses sistemine dayanması ve bu seslerin makam içindeki yerinin (örneğin hangi durağın hangi sesidir) belirleyici olmasıdır.

B♭ ve C♯'ı Pratik Bir Şekilde Düşünmek

Eğer bir bestede veya bir icrada B♭ ve C♯ seslerini duyuyorsan, bu genellikle bestecinin veya icracının o anki makam içinde yarattığı özel bir renklendirme veya modülasyon (makam değişikliği) olduğunu gösterir. Bu sesler, makamın temel yapısını değiştirmediği sürece, genellikle o makamın bir "türevi" veya "renkli" bir yorumu olarak düşünülebilir.

Pratik bir ipucu: Eğer bir makamın içeriğini öğrenmek istiyorsan, o makamın temel seslerini (genellikle 7 seslik dizisini) ve hangi seslerin yarım veya çeyrek ses kaymalarla (koma ile) kullanıldığını öğrenmeye odaklan. B♭ ve C♯ gibi sesler bu temel yapının dışına çıktığında, hangi makamda olduğumuzu belirlemek için daha fazla bağlama ihtiyaç duyarız.

Deneyimlerime göre, Türk müziği gerçekten de çok katmanlı bir yapıya sahip. Bazen bir eserin makamını tam olarak belirlemek, ancak bestenin tamamını dinleyerek veya o makamın icra edildiği bağlamı anlayarak mümkün olabiliyor. Tek başına iki nota üzerinden kesin bir makam ismi vermek yerine, bu seslerin hangi melodik çizgi içinde kullanıldığına bakmak daha doğru bir yaklaşım.

Hangi Makamlarda Bu Seslere Rastlanabilir?

B♭ ve C♯'ın daha sık karşımıza çıkabileceği makamlar genellikle daha modern Türk müziği eserleri veya Batı müziği etkileşimli kompozisyonlardır. Ancak genel olarak:

  • Geleneksel Makamlarda Türevler: Kimi durumlarda Karar sesi (makamın başladığı ve bittiği ana ses) değiştirilerek veya tiz ve pes seyirlerde farklı sesler kullanılarak B♭ ve C♯ gibi batı müziği perdelerine yakın sesler elde edilebilir. Bu genellikle Hicaz, Uşşak, Rast gibi makamların bazı türlerinde görülebilir.
  • Batı Müziği Etkili Makamlar: Caz veya pop müzikten etkilenen bestelerde, makamın Batı müziğindeki karşılığına yakın seslerin kullanılması daha yaygındır. Örneğin, "Minor" veya "Majör" duygusunu çağrıştıran makamlarda B♭ ve C♯ gibi sesler daha doğal bir akış içinde yer alabilir.

Unutmamalısın ki Türk müziğindeki "komalı" ses sistemi, Batı müziğindeki tam ton ve yarım tonlardan farklıdır. B♭ ve C♯'ı duyduğunda, bu seslerin Türk müziği perdelerine ne kadar yakın olduğunu icracının yorumu belirler. Bu yüzden, direkt bir makam adı yerine, o seslerin hangi makamın melodik yapısı içinde yer aldığına bakmak en doğrusudur.