Kanunların anayasaya aykırılığı kimler tarafından ileri sürülebilir?

02.03.2025 0 görüntülenme

Anayasamız, devletin temel yapısını ve bireylerin haklarını güvence altına alan en üst hukuk normudur. Ancak, çıkarılan her kanunun bu temel normlara uygun olması esastır. Peki, bir kanunun anayasaya aykırı olduğunu kimler ileri sürebilir? Bu sorunun cevabı, hukuk sistemimizde önemli bir yere sahiptir ve anayasa yargısının işleyişini doğrudan etkiler.

Bireysel Başvuru Hakkı

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 148. maddesi, herkese bireysel başvuru hakkı tanımaktadır. Bu hak, anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin, kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurma imkanı sunar. Dolayısıyla, bir kanunun uygulanması sonucunda temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünen herkes, bireysel başvuru yoluyla kanunun anayasaya aykırılığını ileri sürebilir.

İptal Davası Açma Hakkı

Anayasa'nın 150. maddesi ise, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün şekil veya esas bakımından anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açma hakkını düzenler. Bu davayı açma yetkisi, Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde en az beşte bir oranında temsil edilen siyasi parti grupları ve Anayasa Mahkemesi'ne tanınmıştır.

Somut Norm Denetimi

Mahkemeler, önlerine gelen bir davada uygulanacak olan kanun hükmünün anayasaya aykırı olduğu kanısına varırlarsa, bu konuda Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilirler. Bu duruma somut norm denetimi denir. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekler ve bu karara göre davayı sonuçlandırır. Bu mekanizma, kanunların anayasaya uygunluğunun sağlanmasında önemli bir rol oynar.

Özetle, bir kanunun anayasaya aykırılığı bireysel başvuru, iptal davası ve somut norm denetimi yollarıyla ileri sürülebilir. Bu mekanizmalar, anayasanın üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlamak amacıyla hukuk sistemimizde yer almaktadır.