Mili mücadelede kahramanlık gösteren Türk kadınları kimlerdir?
Mili Mücadelede Türk Kadınlarının Kahramanlık Destanı
Milli Mücadele denince akla ilk gelenler cephede savaşan kahraman erkekler olsa da, cephe gerisinde ve hatta cephede inanılmaz fedakarlıklar gösteren, destansı bir mücadele veren Türk kadınlarını unutmamak mümkün değil. Deneyimlerime göre, onların cesareti ve direnişi olmasaydı, bu zaferin kazanılması çok daha zor olurdu.
Cephe Gerisinin Fedakarları: Cephane Taşıyan, Yaralı Bakan Eller
Kurtuluş Savaşı'nın en kritik anlarında, özellikle Batı Cephesi'nde kadınlarımızın rolü göz ardı edilemez. Düşünsene, mühimmatın tükenmek üzere olduğu bir anda, kağnılarla, at sırtında kilometrelerce yol kat ederek, kışın ayazında, yazın sıcağında cepheye mermi ve cephane taşıyan binlerce kadın vardı. En bilinen örneklerden biri Şerife Bacı. Kastamonu'dan Ankara'ya cephane taşırken donarak şehit olan bu genç kızımızın hikayesi, pek çok kadının fedakarlığının sembolüdür.
* Sırtında Mermi, Yüreğinde Vatan Sevgisi: Kadınlar, sadece mermi taşımakla kalmadılar. Aynı zamanda cephedeki askerlerimizin yaralarını sardılar, onlara yemek yetiştirdiler, asker ailelerine baktılar. Cephedeki erkeğin motivasyonu için en büyük destekçileri oldular. Cepheye silah taşıyanların yanında, cephedeki askerlerin giysilerini diken, yemeklerini pişiren sayısız isimsiz kahraman da bulunuyordu.
* Gizli Haberleşme ve Propaganda: Bazen de en sessiz direniş en etkili olanıydı. Kadınlar, düşman işgali altındaki bölgelerde gizlice haberleşme ağları kurdular, milli mücadele için propaganda yaptılar, düşmanın hareketlerini takip edip Türk direniş güçlerine bilgi aktardılar. Bu, bazen bir örgü içine gizlenmiş bir notla, bazen de bir sohbet sırasında verilen bir bilgiyle olabiliyordu.
Cephede Savaşan Aslan Kadınlar: Göğüs Göğüse Mücadele
Sadece cephe gerisinde değil, doğrudan cephede de savaşan kadınlarımız oldu. Bunlardan belki de en çok bilineni Nezahat Onbaşı. Daha henüz 15 yaşındayken babasıyla birlikte cepheye katılmış, düşmanla göğüs göğüse çarpışmıştır. Hatta, 1921 yılında Sakarya Savaşı'nda gösterdiği kahramanlık ve birliği yönettiği için TBMM tarafından "Üstün Cesaret ve Feraset Madalyası" ile ödüllendirilmiştir. Bu, onun gibi nicelerinin olduğunu gösteriyor.
* Sürekli Bir Direniş Ruhu: Cephedeki kadınlar, askerlerle eşit şartlarda savaştılar. Kimi keskin nişancıydı, kimi süngü hücumunda öne atılıyordu. Onların varlığı, erkek askerlere de büyük moral veriyordu. Kadınların savaştığını görmek, mücadelenin ne kadar kutsal ve zorunlu olduğunu daha iyi anlatıyordu.
* Kara Fatma ve Diğerleri: Kara Fatma (Fatma Seher Erden) gibi kadınlar, kendi milis kuvvetlerini kurarak cephede aktif rol aldılar. Ege Bölgesi'nde Yunan işgaline karşı direnişte önemli görevler üstlendiler. Onların kararlılığı ve cesareti, diğer kadınlara da ilham kaynağı oldu.
Toplumsal Dönüşümün Mimarları: Kadın Hakları ve Gelecek İçin Mücadele
Milli Mücadele, sadece toprak bütünlüğünü değil, aynı zamanda Türk toplumunun geleceğini de ilgilendiriyordu. Kadınlar, savaşın getirdiği zorluklara rağmen, gelecek nesillerin daha iyi şartlarda yaşayabilmesi için toplumsal dönüşümün de öncüsü oldular.
* Eğitim ve Bilinçlenme: Savaş sırasında okulların birçoğu kapatılmıştı. Buna rağmen kadınlar, gizlice okuma-yazma kursları düzenlediler, çocukları ve gençleri eğittiler. Milli bilincin yayılması ve toplumsal dayanışmanın artırılmasında aktif rol aldılar.
* Kadın Haklarının Savunucuları: Milli Mücadele'nin başarısı, aynı zamanda kadınların toplumdaki yerini ve haklarını da şekillendirdi. Savaş boyunca gösterdikleri fedakarlık ve cesaret, onların siyasi ve sosyal haklar talep etmelerinin en güçlü dayanağı oldu. Bu süreçte Halide Edip Adıvar gibi aydın kadınlar, hem cephede hem de cephe gerisinde milli mücadeleyi desteklerken, aynı zamanda kadın hakları konusunda da öncü bir rol üstlenmişlerdir. Hatta kendisi cephede de bulunmuş, halkı motive etmiştir.
Milli Mücadele'de Türk kadınlarının gösterdiği kahramanlık, basit bir vatanseverlikten çok daha fazlasıydı. Bu, bir varoluş mücadelesiydi ve kadınlarımız, bu mücadelenin görünmez ama en güçlü direniş noktalarından biriydi. Onların hikayeleri, bugünün gençleri için de büyük bir ilham kaynağı olmalı. Bu fedakarlıkları unutmamak, onların mirasına sahip çıkmak en büyük görevimizdir.