Elektron verme eğilimi nereye doğru artar?
Elektron Verme Eğilimi Nereye Doğru Artar?
Elementlerin elektron verme eğilimi dediğimizde, aslında o elementin ne kadar kolaylıkla bir elektronunu kaybedip pozitif yüklü bir iyon haline gelebileceğini konuşuyoruz. Bu, kimyasal tepkimelerde temel bir rol oynar ve elementlerin davranışlarını anlamamız için anahtar gibidir.
Deneyimlerime göre, elektron verme eğilimini anlamanın en iyi yolu, bunu periyodik tablodaki yerleriyle ilişkilendirmek. Temelde iki ana eğilim var:
- Periyodik Tabloda Soldan Sağa Doğru Azalma
Periyodik tabloda bir satır boyunca (periyot) soldan sağa doğru ilerledikçe, atom çekirdeğindeki proton sayısı artar. Bu daha güçlü bir çekim kuvveti yaratır. Elektronlar, çekirdeğe daha sıkı bağlanır ve onları koparmak için daha fazla enerji gerekir. Yani, elektron verme eğilimi azalır.
Örnek verelim: Sodyum (Na) elementini düşün. Atom numarası
- Dış katmanında sadece 1 elektronu var ve bunu kolayca vererek kararlı bir yapıya ulaşır (Ne'nin elektron dizilimine benzer). Sodyum, elektron verme konusunda oldukça cömerttir. Ama yanına Flor'u (F) koy. Atom numarası
- Flor, çekirdeğindeki 9 protonla elektronlarını çok daha sıkı tutar. Hatta o kadar sıkı tutar ki, elektron alma eğilimi çok yüksektir, verme eğilimi yok denecek kadar azdır. Flor, elektronları kendi yanına çeker!
Rakamlarla konuşursak: Sodyumun iyonlaşma enerjisi (elektron koparmak için gereken enerji) yaklaşık 496 kJ/mol iken, Flor'un iyonlaşma enerjisi 1681 kJ/mol'dür. Gördüğün gibi, Flor'dan elektron koparmak çok daha zordur.
- Periyodik Tabloda Yukarıdan Aşağıya Doğru Artma
Bir düşey sütunda (grup) yukarıdan aşağıya doğru indiğimizde, atomun elektron katmanlarının sayısı artar. En dıştaki elektron, çekirdekten daha uzakta bulunur. Çekirdeğin elektron üzerindeki çekim gücü mesafeyle azaldığı için, en dıştaki elektronu koparmak daha kolaylaşır. Bu da elektron verme eğiliminin arttığı anlamına gelir.
Somut örnek: Lityum'u (Li) düşün. Atom numarası
- Bir tane dış elektronu var. Hemen altındaki Sodyum (Na) ise
- periyotta. Sodyum'un dış elektronu, Lityum'un dış elektronundan daha uzakta olduğu için, sodyumun elektron verme eğilimi lityumdan daha fazladır. Daha da aşağı inelim, Potasyum (K) var. Potasyum'un dış elektronu daha da uzakta, bu yüzden o da sodyumdan daha kolay elektron verir. Sezyum (Cs) ve Fransiyum (Fr) gibi alkali metaller, periyodik tablonun en altlarında yer alır ve elektron verme konusunda oldukça istekli davranırlar.
Birkaç rakam daha: Lityum'un birinci iyonlaşma enerjisi yaklaşık 520 kJ/mol. Sodyum için bu 496 kJ/mol ve Potasyum için 419 kJ/mol. Gördüğün gibi, aşağı indikçe bu değer düşüyor, yani elektron verme kolaylaşıyor.
- Metalik Karakter ve Elektron Verme
Genel olarak konuşursak, metalik karakteri yüksek olan elementler, elektron verme eğilimleri de yüksek olan elementlerdir. Metallerin temel özelliği budur zaten; elektronlarını vererek pozitif yüklü iyon oluştururlar ve iletkenlik gibi özellikler kazanırlar.
Pratik ipucu: Eğer karşına çıkan bir elementin metalik bağ yaptığını, parlak bir yüzeyi olduğunu ve elektriği iyi ilettiğini görüyorsan, büyük olasılıkla elektron verme eğilimi yüksektir. Kendi laboratuvar deneylerimde de bunu defalarca gözlemledim. Bakırın bir kablodan kolayca akıp gitmesi, elektronlarını ne kadar rahat bıraktığının bir göstergesi.
Neye dikkat etmelisin: Periyodik tabloda en solda, özellikle
- ve
- gruplarda (alkali metaller ve toprak alkali metaller) bulunan elementler, elektron verme eğiliminin en yüksek olduğu elementlerdir. En sağda, özellikle
- ve
- gruplarda (halojenler ve soy gazlar) ise elektron alma veya verme eğiliminin çok düşük olduğu elementler bulunur.
Bu bilgileri aklında tutarak, bir tepkimede hangi elementin daha kolay elektron vereceğini veya alacağını tahmin etmek çok daha kolay olacaktır.