Ninova Kütüphanesi hangi uygarlığa ait?

Ninova Kütüphanesi: Asur'un Bilgi Hazinesi

Ninova Kütüphanesi'nin hangi uygarlığa ait olduğunu merak ediyorsun değil mi? Cevap çok net: Asur Uygarlığına. Bu kütüphane, o dönemin bilgi birikimini ve entelektüel çabasını yansıtan muazzam bir hazineydi. Mezopotamya'nın kalbinde, bugünkü Irak topraklarında yer alan Ninova şehrinde kurulan bu kütüphane, günümüzdeki kütüphane anlayışından çok farklıydı.

Asur İmparatorluğu ve Bilimsel Yaklaşımı

Asur İmparatorluğu, özellikle M.Ö.

  1. yüzyılda, Kral Asurbanipal döneminde kültürel ve bilimsel açıdan altın çağını yaşadı. Asurbanipal, sadece bir savaşçı kral değil, aynı zamanda bilgiyi derleyip koruma konusunda inanılmaz bir vizyona sahip bir yöneticiydi. Kendi eğitimine büyük önem veren Asurbanipal, edebi eserlere, bilimsel çalışmalara ve tarihi kayıtlara büyük ilgi duyuyordu. Bu ilgi, onu Mezopotamya'nın dört bir yanından tabletleri toplattırıp Ninova'ya getirmeye yöneltti. Hedef, Mezopotamya'nın tüm yazılı bilgisini tek bir çatı altında toplamaktı. Deneyimlerime göre, böylesine geniş çaplı bir bilgi toplama çabası, o dönem için hayal edilemeyecek bir başarıdır.

Kütüphanenin İçeriği ve Yapısı

Ninova Kütüphanesi, bildiğimiz anlamda raflara dizilmiş kitaplardan oluşmuyordu. Tamamen kil tabletler üzerine yazılmış eserler barındırıyordu. Bu tabletler, Mezopotamya'nın yazı dili olan çivi yazısı ile yazılmıştı. Kütüphanede bulunan tablet sayısı yaklaşık 30.000 civarındaydı ve bu tabletler, dönemin bilimsel ve edebi bilgisinin neredeyse tamamını kapsıyordu.

Bu tabletlerde neler mi vardı?

* Edebiyat: En bilinen eserlerden biri şüphesiz Gılgamış Destanı'dır. Bu destan, dünyanın en eski epik şiirlerinden biri olarak kabul edilir ve insanlığın ölümsüzlük arayışını anlatır. Ninova Kütüphanesi'nde bulunan tabletler, bu destanın en eksiksiz versiyonlarını içermekteydi.

* Tarih ve Krallık Kayıtları: Asur krallarının fetihleri, yönetimleri ve önemli olayları kaydedilmişti. Bu kayıtlar, o dönemin siyasi ve sosyal yapısını anlamak için paha biçilmez kaynaklardır.

* Bilim ve Tıp: Astroloji, matematik, astronomi, tıp bilgileri ve hatta hayvanlar ve bitkilerle ilgili ansiklopedik eserler bulunuyordu. Örneğin, çeşitli hastalıkların teşhis ve tedavisi hakkında bilgiler içeren tabletler, o dönemin tıp bilgisine ışık tutuyor.

* Dini ve Mitolojik Metinler: Tanrılar, ritüeller ve yaratılış mitleri hakkında bilgiler içeren tabletler de kütüphanenin önemli bir bölümünü oluşturuyordu.

* Hukuk Metinleri: Yasalar ve yönetimsel kararların kaydedildiği tabletler de mevcuttu.

Bu tabletler, özel odalara konularak korunuyordu. Her bir tabletin üzerine içeriğini belirten kısa bir başlık (bir tür kataloglama sistemi) yazılmıştı. Bu, o dönemin gelişmiş bir arşivleme sistemine sahip olduğunu gösteriyor.

Ninova Kütüphanesi'nin Mirası ve Günümüzdeki Yeri

Ninova Kütüphanesi, M.Ö. 612'de Ninova şehrinin yıkılmasıyla büyük ölçüde zarar gördü. Ancak, dönemin felaketlerine rağmen, yağmalanmadan veya yok edilmeden önce tabletlerin bir kısmı toprağa gömüldü ve bu sayede günümüze kadar ulaştı. Özellikle

  1. yüzyılda yapılan arkeolojik kazılarda, Austen Henry Layard gibi arkeologlar tarafından büyük miktarda tablet bulundu. Bu tabletlerin önemli bir kısmı İngiliz Müzesi'nde sergilenmektedir ve araştırmacılar tarafından incelenmeye devam etmektedir.

Eğer bu konu ilgini çekiyorsa, İngiliz Müzesi'ne yolun düşerse, bu tarihi tabletlere yakından bakmayı ihmal etme. Kendi gözlerinle görmek, o dönemin bilgi birikimini ve Asur medeniyetinin gücünü hissetmeni sağlayacaktır. Ninova Kütüphanesi, insanlığın bilgiyi derleme, koruma ve aktarma konusundaki ilk büyük adımlarından biri olarak tarihe geçmiştir ve günümüzdeki bilgi toplumunun temellerini oluşturan önemli bir mirastır.