Doku çalışması nasıl yapılıyor?

Doku Çalışması Nasıl Yapılıyor?

Doku çalışması, en basit haliyle bir örneğin, yani dokunun, laboratuvar ortamında incelenmesi işlemidir. Bu, bir hastalığın teşhisi, bir tedavi yönteminin etkinliğinin belirlenmesi veya sadece bir biyolojik olgunun anlaşılması için yapılır. Temel amaç, o dokuda neler olup bittiğini anlamaktır. Deneyimlerime göre, bu süreç birkaç kritik adımdan oluşur ve her adımın kendine özgü hassasiyetleri vardır.

Örnek Alımı ve Hazırlığı

Her şey, doğru bir şekilde örnek alımıyla başlar. Eğer bir tümörden bahsediyorsak, sadece tümörün kendisi değil, çevresindeki sağlıklı dokudan da küçük bir parça alınması gerekir. Bu, hem tümörün sınırlarını belirlemeye yardımcı olur hem de karşılaştırmalı analiz imkanı sunar. Alınan doku, hemen özel solüsyonlara konulmalıdır. Örneğin, %10'luk tamponlanmış formaldehit, proteinleri sabitleyerek hücre yapısının bozulmasını engeller. Bu sabitleme süresi genellikle birkaç saatten bir güne kadar değişir, dokunun kalınlığına bağlı olarak.

Daha sonra doku, ince kesitler haline getirilir. Bu işlem için dondurucu kesit cihazları (cryostat) kullanılır. Doku, dondurularak sertleştirilir ve mikrotom adı verilen bir aletle birkaç mikron kalınlığında (genellikle 4-10 mikron) kesitler alınır. Bu kesitler, özel lamlar üzerine yerleştirilir. Bir lam üzerine ortalama 5-10 tane kesit düşer.

Boyama Yöntemleri ve Mikroskopik İnceleme

Kesitler hazırlandıktan sonra, mikroskop altında görülebilmeleri için boyanırlar. En temel boyama yöntemi Hematoksilen ve Eozin (H&E) boyamasıdır. Hematoksilen çekirdekleri (nükleusları) mavi-mor renge boyarken, eozin sitoplazmayı ve hücre dışı matriksi pembe renge boyar. Bu ikili boyama, hücrelerin morfolojisini değerlendirmek için standarttır. Örneğin, kanser hücrelerinin çekirdekleri genellikle daha büyük ve düzensizdir, bu da H&E boyamasıyla belirginleşir.

Bazen daha spesifik bilgileri elde etmek için özel boyamalar da yapılır. Örneğin, mantar enfeksiyonlarını görmek için Grocott metenamin gümüş boyaması kullanılır. Ya da inflamasyonu değerlendirmek için PAS (Periyodik Asit-Schiff) boyaması, glikojen veya mukusu saptamak için kullanılabilir. Bu boyamaların her birinin kendine özgü kimyasal reaktifleri ve inkübasyon süreleri vardır. Bir boyama işlemi, hazırlık ve boyama adımlarıyla birlikte ortalama 1-2 saat sürebilir.

Ardından, lamlar mikroskop altına alınır. Bir patolog veya histolog, bu kesitleri inceler. Genellikle 4x, 10x, 40x ve 100x gibi farklı büyütme oranları kullanılır. 100x büyütmede, hücrelerin detaylı yapısı, çekirdek şekli, sitoplazmik özellikler ve hücreler arasındaki ilişkiler değerlendirilir. Bu inceleme sırasında, hastanın klinik bilgileriyle birlikte dokunun ne durumda olduğu belirlenir. Bir örnek incelemesi, patoloğun deneyimine göre 15 dakikadan bir saate kadar sürebilir.

İmmünohistokimya ve Moleküler Analizler

Doku çalışmasının bir başka önemli boyutu da immünohistokimya (IHC) yöntemidir. Bu yöntemde, doku kesitlerine, belirli proteinlere karşı üretilmiş antikorlar uygulanır. Eğer dokuda o protein varsa, antikorlar proteine bağlanır ve bu bağlanma, renkli bir ürünle (genellikle kahverengi) gösterilir. Örneğin, meme kanserinde ER (Östrojen Reseptörü) ve PR (Progesteron Reseptörü) varlığı, IHC ile belirlenir. Bu sonuçlar, hastanın hormon tedavisine yanıt verip vermeyeceğini belirlemede kritiktir. Bir IHC testi, genellikle birkaç saatten bir güne kadar sürer.

Daha da ileri giderek, moleküler analizler yapılabilir. Bu, dokudan DNA, RNA veya protein örnekleri alınarak genetik mutasyonların, gen ekspresyon düzeylerinin veya protein profillerinin incelenmesidir. Örneğin, akciğer kanserinde EGFR mutasyonlarını saptamak, kişiye özel tedavi (hedefli tedavi) seçeneği sunar. Bu tür analizler genellikle PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) veya next-generation sequencing (NGS) gibi tekniklerle yapılır ve sonuçların alınması birkaç gün sürebilir. Bu analizler, teşhisi kesinleştirmek ve en uygun tedavi stratejisini belirlemek için hayati önem taşır.