Somut soyut nedir ve örnekler?
Somut ve Soyut: Farkları ve Günlük Hayattaki Yansımaları
Somut ve soyut kavramları aslında her gün farkında olmadan kullanıyoruz. Basitçe ifade etmek gerekirse, somut olan elle tutulur, gözle görülebilir, duyularımızla algılayabildiğimiz şeylerdir. Soyut ise tam tersi, doğrudan duyularımızla algılayamadığımız, zihnimizde oluşan kavramlardır.
Somut Kavramlar: Duyularımızın Dünyası
Somut kavramlar, fiziksel dünyada var olan ve beş duyu organımızdan en az biriyle algılayabildiğimiz her şeyi kapsar. Örneğin, şu an okuduğun bilgisayar, dokunduğun kalem, kokladığın çiçek, duyduğun müzik, tattığın elma... Bunların hepsi somuttur. Sayısal değerler de somutlaştırılabilir. Bir otomobilin hızı saatte 100 kilometre olabilir; buradaki "100 kilometre" somuttur. Bir evin alanı 150 metrekare olarak ölçülebilir; "150 metrekare" somut bir değerdir.
Deneyimlerime göre, somut kavramları anlamak ve anlatmak genellikle daha kolaydır. Çünkü doğrudan bir referans noktaları vardır. Bir şeye "kırmızı" dediğimizde, gözümüzle gördüğümüz bir rengi tarif ederiz. Bir nesneyi tarttığımızda ortaya çıkan 5 kilogram değeri, somut bir gerçektir. İnsanların elinde tuttukları telefonlar, üzerlerindeki giysiler, yolda gördüğümüz ağaçlar... Hepsi somut varlıklardır.
* Pratik Öneri: Eğer bir fikri başkasına anlatırken zorlanıyorsan, onu somutlaştıracak örnekler bulmaya çalış. Örneğin, "verimlilik" soyut bir kavramken, "bir saatte 10 ürün çıkarmak" somut bir verimlilik göstergesidir.
Soyut Kavramlar: Zihnimizin Dünyası
Soyut kavramlar ise tam tersine, elle tutulamaz, gözle görülemez, ancak düşünce yoluyla kavranabilen şeylerdir. Bunlar genellikle duygular, fikirler, ilkeler, özellikler ve kavramlardır. Örneğin, mutluluk, sevgi, adalet, özgürlük, cesaret, zaman, bilgi, mantık gibi kavramlar soyuttur.
Bir liderin vizyonu soyuttur. Bu vizyonu gerçekleştirmek için atılan adımlar, yapılan yatırımlar (örneğin bir fabrikanın %50 büyümesi gibi rakamlarla ifade edilebilen) ise somut hale gelebilir. Ekonomik büyüme oranı %3 arttı demek somut bir veridir. Ancak "ekonomik büyümenin kendisi" veya "refah" gibi kavramlar soyuttur.
* Pratik Öneri: Soyut kavramları zihninde canlandırmak için metaforlar veya benzetmeler kullanabilirsin. Örneğin, "adalet" kavramını bir teraziye benzetmek, onun dengeli ve eşit olma prensibini somutlaştırabilir.
Somut ve Soyut İlişkisi: Bağlantıyı Kurmak
Aslında somut ve soyut kavramlar birbirinden tamamen bağımsız değildir. Çoğu zaman soyut kavramlar, somut eylemler veya nesneler aracılığıyla ifade edilir veya anlaşılır. Örneğin, özgürlük soyut bir kavramdır. Ancak bir insanın pasaportu olması, seyahat edebilmesi, seçim yapabilmesi gibi somut durumlar bu özgürlüğü temsil edebilir. Bir şirketin başarısı soyuttur. Ancak o şirketin yıllık cirosunun %20 artması veya hisse senedi fiyatının 150 TL'ye ulaşması somut göstergelerdir.
Deneyimlerime göre, özellikle iş dünyasında veya kişisel gelişimde, soyut hedefleri somut adımlara dönüştürmek başarıyı getirir. "Daha iyi bir lider olmak" soyuttur. Bunu somutlaştırmak için "haftada en az bir kez ekibimle birebir görüşmek" veya "aldığım geri bildirimlere göre haftada 2 saat kişisel gelişimime ayırmak" gibi eylemler belirleyebilirsin.
Günlük Hayatta Somut ve Soyut: Ayırt Etme Gücü
Günlük hayatta bu iki kavramı ayırt edebilmek, iletişimde ve karar alma süreçlerinde sana büyük fayda sağlar. Birinin bir iddiada bulunduğunu düşün. Eğer iddia "Bu projeye 100 bin TL yatırım yaptık ve %20 kar bekliyoruz" diyorsa, bu somut ve doğrulanabilir bir bilgidir. Ama "Bu proje bize harika bir gelecek vaat ediyor" dediğinde, "gelecek" ve "harika" gibi ifadeler soyuttur ve somut verilere dayanmıyorsa şüpheyle yaklaşmak mantıklıdır.
Bir şeyi öğrenirken veya öğretirken somut örnekler kullanmak, bilginin kalıcılığını artırır. Bir öğrenciye matematik öğretirken, sadece formülleri vermek yerine, o formüllerin gerçek hayatta nerede kullanıldığını (örneğin, bir binanın maliyetini hesaplamak için kullanılan geometri formülleri gibi) göstermek, öğrenmeyi daha etkili hale getirir.
* Pratik Öneri: Kendi düşüncelerini veya bir başkasının söylediklerini analiz ederken kendine şu soruları sor: "Bu ifadede elle tutulur, ölçülebilir bir veri var mı? Yoksa bu daha çok bir his, bir fikir mi?" Bu, bilgiyi daha net ayırmana yardımcı olur.