Hicret ne demektir kısa bilgi?
Hicret Nedir?
Hicret, kelime anlamı olarak bir yerden bir yere göç etmek, ayrılmak demektir. Ancak İslam tarihinde hicret denince akla ilk gelen, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in ve Müslümanların Mekke'den Medine'ye göç etmesidir. Bu, sadece coğrafi bir yer değişikliği değil, aynı zamanda inanç özgürlüğünü kazanma ve İslam devletinin temellerini atma açısından devrim niteliğinde bir olaydır.
Deneyimlerime göre, hicretin nedenlerini ve sonuçlarını anlamak, o dönemin zorluklarını ve peygamberimizin omuzlarındaki yükü daha iyi kavramamızı sağlar. Mekke'de Müslümanlar üzerindeki baskı artmıştı. Zulüm, işkence ve boykotlar karşısında can güvenlikleri kalmamıştı. Hicret, bu zulümden kurtulmak ve yeni bir başlangıç yapmak için bir zorunluluk haline gelmişti. Örneğin, ilk Müslümanlardan Bilal Habeşi (r.a.) gibi isimler çok ağır işkenceler görmüştü. Bu durum, hicretin bir kaçış olmaktan öte, bir varoluş mücadelesi olduğunu gösteriyor.
Hicretin Tarihi Önemi ve Takvim Başlangıcı
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hicreti, Miladi takvimde 622 yılına denk gelir. İşte bu olay, aynı zamanda İslam takviminin başlangıcıdır. Hicri takvim, Ay'ın hareketlerine göre hesaplanır ve tam 12 aydan oluşur. Bu takvim, Müslümanların hayatında önemli bir yere sahiptir; dini bayramlar, oruç başlangıcı ve diğer önemli dini günler bu takvime göre belirlenir.
Rakamlara bakacak olursak, hicri takvim Miladi takvimden her yıl yaklaşık 10-11 gün daha kısadır. Bu yüzden hicri ve miladi yıllar arasındaki makas zamanla açılır. Bir hicri yıl, yaklaşık 354 gün sürerken, bir miladi yıl 365 gündür. Bu fark, neden bayramların her yıl farklı aylara denk geldiğini de açıklar.
Hicretin Anlamı ve Bize Sundukları
Hicret, sadece o döneme özgü bir olay değildir. Günümüzde de bireysel veya toplumsal olarak yaşadığımız zorluklardan kaçmak yerine, inancımız, değerlerimiz uğruna daha iyi bir ortam aramak, bir nevi hicretin ruhunu taşır. Peygamberimizin hicreti sırasındaki sabrı, kararlılığı ve Allah'a olan tevekkülü, bizler için ilham kaynağıdır.
Eğer sen de hayatında bir dönem, yaşadığın ortamın sana uygun olmadığını, inançların veya değerlerinle çatışan durumlar olduğunu düşünüyorsan, hicretin temelindeki anlamı hatırla. Bu, fiziksel bir göç olabileceği gibi, düşünce yapını değiştirmek, yeni bir çevre edinmek veya kendine yeni bir yol çizmek anlamına da gelebilir. Önemli olan, zulümden kaçıp özgürce yaşama isteğidir.
Mekke'den Medine'ye Yolculuk ve Zorluklar
Hicret yolculuğu sıradan bir yolculuk değildi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Hz. Ebubekir (r.a.), geceleyin gizlice Mekke'den ayrıldılar. Sevr Mağarası'nda üç gün boyunca saklandılar. Bu süre zarfında örümcek ağlarının mağara girişini kapatması ve güvercinlerin yuva yapması gibi hadiseler, o dönemin anlatılarında Allah'ın yardımının nasıl tecelli ettiğine dair somut örnekler sunar.
Yolculukları boyunca pek çok tehlike atlattılar. Mekke müşrikleri onları yakalamak için büyük bir ödül koymuştu. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, Medine'ye ulaştıklarında büyük bir coşkuyla karşılandılar. Medine halkının misafirperverliği ve Hz. Muhammed (s.a.v.) ile Müslümanları bağrına basması, bu zorlu yolculuğun sonunda umut dolu bir başlangıç anlamına geliyordu.