Filozof ne iş yapar?
Filozof Ne İş Yapar?
Eminim sen de merak ediyorsundur, bir filozof tam olarak ne yapar? Günde kaç saat düşünüyor, hangi kitapları okuyor, derdi ne? Bu soruların cevabı, filozofun "ne iş yaptığı" sorusundan daha derin. Çünkü filozofluk, bir meslekten çok, bir yaşam biçimi, bir merak ve sorgulama hali. Deneyimlerime göre, bu yolculuğun temel taşları şunlar:
Anlam Arayışı ve Kavramsal Çözümleme
Filozofun ana işlerinden biri, hayatın, evrenin, bilginin, ahlakın temel sorularına yanıt aramaktır. Ama bunu rastgele bir düşünme süreciyle yapmaz. Belirli kavramları alır, onları mercek altına yatırır. Örneğin, "adalet" dediğimizde neyi kastediyoruz? Mutluluk nedir? Gerçekten özgür irademiz var mı? Bu soruların cevapları genellikle basit değildir ve bu basit olmayan cevapları daha anlaşılır hale getirmek, kavramları netleştirmek için çalışırız.
Diyelim ki bir adaletsizlik örneğiyle karşılaştın. Bir filozoftansan, sadece durumu "haksızlık" olarak görüp geçmezsin. Bunun arkasındaki temel ilkeyi, yani "adalet" kavramını sorgularsın. Adalet, herkes için eşit davranmak mıdır, yoksa kişinin ihtiyacına göre farklı davranmak mıdır? Bu ayrım, adaletin farklı anlayışlarını ortaya çıkarır.
Örneğin, İngiliz filozof John Rawls'un "Adalet Teorisi"ne bakarsan, adaleti "hakkaniyet olarak adalet" şeklinde tanımlar. Bu teoriye göre, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, en az avantajlı olanların yararına olacak şekilde düzenlenmelidir. Bu, basit bir "adalet eşittir" anlayışının ötesine geçip, adaletin nasıl kurulacağına dair bir çerçeve çizer.
Mantık ve Argümantasyon Becerisi
Bir filozof, ne kadar derin düşünürse düşünsün, bu düşüncelerini mantıksal bir zemine oturtmak zorundadır. Elindeki fikirleri, tutarlı argümanlarla destekler. Bu, sadece "ben böyle düşünüyorum" demek yerine, "şöyle bir nedenle böyle düşünüyorum, çünkü bu kanıtlar bunu destekliyor" demektir. Bu beceri, hem kendi düşüncelerini sağlamlaştırmak hem de başkalarının düşüncelerini anlamak ve değerlendirmek için hayati öneme sahiptir.
Bir tartışma sırasında, bir filozof genellikle şunlara dikkat eder:
- Kullanılan öncüller doğru mu?
- Öncüllerden çıkan sonuç mantıksal olarak tutarlı mı?
- Argümanda boşluklar veya hatalı çıkarımlar var mı?
- Karşı tarafın argümanını anlamak ve ona yapıcı şekilde yanıt vermek.
Örneğin, birisi "Öldürmek yanlıştır, çünkü Tanrı öyle buyurmuştur" diyorsa, bir filozof bu argümanı değerlendirirken hem "Tanrı'nın buyruğu" öncülünün ne anlama geldiğini hem de bu öncülden "öldürmek yanlıştır" sonucunun mantıksal olarak çıkıp çıkmadığını sorgulayabilir. Eğer karşıdaki kişi bu argümanı daha da derinleştirmek isterse, Tanrı'nın varlığını, Tanrı'nın buyruklarının doğruluğunu sorgulamaya başlayabilir. Bu süreç, konunun daha derinlerine inmemizi sağlar.
Sorgulama ve Eleştirel Düşünme
Filozofların en belirgin özelliği, her şeyi sorgulama eğilimidir. Bu, her şeye karşı çıkmak anlamına gelmez; aksine, ortadaki bilgileri, inançları, varsayımları sorgulayarak daha sağlam bir zemine oturmasını sağlamaktır. Bir öğrenciye "Neden bunu böyle kabul ediyorsun?" diye sormak, sadece merak göstermek değil, aynı zamanda eleştirel düşünmeyi teşvik etmektir.
Bu, sadece akademik dünyayla sınırlı kalmaz. Deneyimlerime göre, günlük hayatta da karşımıza çıkan pek çok durum sorgulanabilir. Örneğin, bir haber kaynağında okuduğun bir bilgiyi olduğu gibi kabul etmek yerine, kaynağını, olayın farklı yönlerini, olası önyargıları sorgulamak bir tür felsefi pratiktir. Hatta sana sunulan bir ürünün reklamındaki vaatleri bile sorgulayabilirsin: "Bu ürün gerçekten söylediği her şeyi yapabilir mi? Bu iddialar neye dayanıyor?"
Önemli olan, bir fikrin veya iddianın temelini anlamak ve onu körü körüne kabul etmek yerine, üzerinde düşünerek kendi yargını oluşturmaktır. Örneğin, Sokrates'in meşhur "Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez" sözü, tam da bu noktayı vurgular. Kendi yaşamımızı, değerlerimizi, inançlarımızı sorgulamak, daha bilinçli ve anlamlı bir hayat sürmemizi sağlar.
Tarihsel ve Kültürel Bağlamda Düşünme
Felsefe, sadece soyut düşüncelerden ibaret değildir. Felsefe tarihi, insanlığın düşünce evriminin bir kaydıdır. Bu nedenle filozoflar, geçmiş düşünürlerin fikirlerini bilirler ve bu fikirleri günümüzün sorunlarıyla ilişkilendirirler. Örneğin, Antik Yunan'dan günümüze kadar gelen demokrasi tartışmaları, farklı filozofların bu kavramı nasıl yorumladığını ve bugün bizim için ne ifade ettiğini anlamak, bugünkü siyasi tartışmalarımızı daha bilinçli yürütmemizi sağlar.
Örneğin, Platon'un "Devlet" kitabında ideal devleti ve filozof kralı anlatırken kullandığı argümanlar, bugün bile yönetim biçimleri üzerine düşünürken bize ilham verebilir veya eleştirilecek noktalar sunabilir. Ya da Nietzsche'nin "Güç İstenci" kavramını, günümüzdeki rekabetçi toplumu anlamak için kullanabilirsin. Bu, geçmişi günümüzle köprülemek demektir.
Bir filizof olarak, bir soruna yaklaşırken ilk yaptığım şeylerden biri, bu konunun tarihsel olarak nasıl ele alındığını gözden geçirmektir. Bu, hem aynı hataları tekrarlamamızı önler hem de konunun farklı boyutlarını görmemizi sağlar. Deneyimlerime göre, bir sorunun kökenini anlamak, çözümünü bulma yolunda en büyük adımdır.
Peki, sen bu yolculukta nerede duruyorsun? Merak etmeye devam et, sorgulamaktan çekinme ve düşüncelerini dile getirmekten korkma. İşte o zaman sen de bir nebze de olsa filozof olursun.