Yasama yürütme ve yargı kimin elindedir?

Devletin Gücü Kimin Elinde? Yasama, Yürütme ve Yargı Masaya Yatırılıyor

Ülkemizin işleyişinde temel taşı olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin kimin elinde olduğunu merak ediyorsan, gel bu işin iç yüzüne biraz daha yakından bakalım. Bu üç ana güç, devletin çarklarının dönmesini sağlayan motorlar gibi düşün. Birbirlerinden bağımsız hareket etseler de, birbirlerini dengeleyerek çalıştıklarında sistem sağlıklı işler.

Öncelikle yasama gücünden başlayalım. Yasama, kanunları yapan, yani ülkemizin temel kurallarını belirleyen organdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bu gücün yegane sahibi. TBMM'de 600 milletvekili var ve bu milletvekilleri senin, benim, hepimizin oylarıyla seçiliyor. 2023 Genel Seçimleri'nde sandığa giden yaklaşık 56 milyon seçmen, bu 600 kişiyi parlamentoya gönderdi. Meclis'te grubunu oluşturan siyasi partiler, kendi programları doğrultusunda kanun teklifleri sunuyor, bütçe görüşmelerini yapıyor ve ülkenin geleceğine yön verecek kararları alıyor. Örneğin, en son yapılan asgari ücret belirleme süreci, yasama gücünün doğrudan bir çıktısı değilse de, bu süreci etkileyen yasal düzenlemeler Meclis'ten geçer. Bir kanunun nasıl şekillendiğini anlamak istersen, bir milletvekilinin kanun teklifini nasıl hazırladığını, komisyonlarda nasıl görüşüldüğünü ve genel kurulda oylanarak yasalaştığını takip edebilirsin. Bu süreç, devletin vatandaşlara karşı sorumluluklarını belirleyen bir mekanizma.

Ardından yürütme gücü geliyor. Yürütme, yasama tarafından konulan kanunları uygulayan, devleti yöneten organdır. Bu gücün başında Cumhurbaşkanı bulunuyor. Cumhurbaşkanı, doğrudan halk tarafından seçiliyor. Mevcut sistemde, Cumhurbaşkanı aynı zamanda hükümetin başıdır. Bakanlar Kurulu'nu (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Cumhurbaşkanlığı Kabinesi) oluşturur, devlet politikalarını belirler ve uygular. Örneğin, bir ülkenin iç ve dış politikası, savunma stratejisi, ekonomik kararların büyük bir kısmı yürütme organı tarafından alınır ve uygulanır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 2023 seçimlerinde %52.18 oy oranıyla yeniden seçildiğini hatırlarsan, bu yürütme gücünün ne kadar önemli bir yetkiyle donatıldığını daha iyi anlarsın. Hükümetin aldığı kararlar, senin günlük hayatını doğrudan etkiler; vergi oranlarından, eğitim sistemindeki değişikliklere kadar birçok konuda yürütme organının etkisi görülür.

Son olarak yargı gücüne bakalım. Yargı, hukukun üstünlüğünü sağlayarak, yasaların doğru uygulanıp uygulanmadığını denetleyen ve anlaşmazlıkları çözen bağımsız bir güçtür. Yargı bağımsızlığı, demokrasinin en temel unsurlarından biridir. Türkiye'de yargı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi yüksek mahkemeler ve alt derece mahkemeleri aracılığıyla işler. Bir kişi bir kanuna aykırı davranırsa veya iki kişi arasında bir anlaşmazlık olursa, bu durum yargı önüne gelir. Örneğin, bir trafik kazası sonrası oluşan bir anlaşmazlık veya bir şirketin vergi kaçırdığı iddiası, yargının denetimine tabidir. Yargı kararları, hukukun üstünlüğünü pekiştirir ve vatandaşların haklarını korur. Anayasa Mahkemesi, yasaların anayasaya uygunluğunu denetleyerek yasama gücünü de dengeleyen bir rol oynar. Deneyimlerime göre, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, toplumun devlete olan güveni için kritik öneme sahiptir. Eğer yargı bağımsız değilse, o zaman hukukun üstünlüğünden bahsedemeyiz.

Bu üç güç arasındaki dengeyi anlamak, içinde yaşadığımız sistemi daha iyi kavramamızı sağlar. Yasama kanun yapar, yürütme uygular, yargı ise denetler. Eğer bu denge bozulursa, sistemde aksaklıklar yaşanması kaçınılmazdır. Örneğin, yürütmenin yasama üzerinde aşırı bir baskı kurması veya yargının siyasi etki altında kalması, demokratik bir işleyişin önündeki en büyük engellerdir. Senin yapabileceğin en iyi şeylerden biri, bu güçlerin nasıl çalıştığını takip etmek, kimin neyi nasıl yaptığını anlamak ve seçtiğin temsilcileri denetlemektir. Unutma, bilgi güçtür ve bu bilgiyi kullanarak daha bilinçli bir vatandaş olabilirsin.