Mekke'yi korumak için Ebrehe ile kim görüşmüştür?
İçindekiler
Mekke, İslamiyet öncesi dönemde de kutsal bir şehir olarak kabul ediliyordu ve Kâbe, tüm Arap kabileleri için önemli bir dini merkezdi. Yemen Valisi Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak amacıyla Mekke'ye doğru devasa bir orduyla ilerlemesi, sadece Mekke için değil, tüm Arap yarımadası için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Peki, bu kritik durumda Mekke'yi korumak adına Ebrehe ile kim görüşmüştür?
Ebrehe'nin Mekke Seferi'nin Sebepleri
Ebrehe, Yemen'de Hristiyanlığı yaymak ve San'a şehrini bir dini merkez haline getirmek istiyordu. Bu amaçla, Kâbe'nin ziyaretçi akınını engellemek için büyük bir kilise inşa ettirmişti. Ancak bu durum, Arapların tepkisini çekmiş ve kiliseye yapılan bir saldırı sonrası Ebrehe, Kâbe'yi yıkmaya karar vermişti. İşte bu karar, tarihe Fil Vakası olarak geçen olayın başlangıcı olmuştu.
Ebrehe ile Görüşen Kişi: Abdülmuttalip
Ebrehe'nin Mekke'ye yaklaştığı haberi yayılınca, Mekkeliler büyük bir panik yaşamıştı. Şehir ileri gelenleri, bu duruma bir çözüm bulmak için toplandılar. Sonunda, Kureyş kabilesinin reisi ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in dedesi olan Abdülmuttalip, Ebrehe ile görüşmek üzere elçi olarak seçildi. Abdülmuttalip, heybeti ve karizmasıyla Ebrehe üzerinde büyük bir etki bırakmıştı.
Abdülmuttalip'in Talebi ve Ebrehe'nin Cevabı
Abdülmuttalip, Ebrehe'nin huzuruna çıktığında, ondan tek bir şey talep etti: Ebrehe'nin askerleri tarafından yağmalanan 200 devesinin geri verilmesi. Ebrehe, bu isteğe şaşırmıştı. Kâbe gibi kutsal bir mekânın sorumlusu olan birinin, develeri için endişelenmesi ona garip gelmişti. Ebrehe, "Ben senin gözümde Kâbe'den daha değersiz miyim ki, develerini istiyorsun?" diye sormuştu. Abdülmuttalip'in cevabı ise tarihe geçmişti: "Ben develerin sahibiyim, Kâbe'nin ise onu koruyacak bir sahibi vardır." Bu cevap, Abdülmuttalip'in Allah'a olan inancını ve tevekkülünü açıkça göstermekteydi.
Abdülmuttalip develerini geri aldıktan sonra Mekke'ye dönmüş ve halkına şehri terk ederek dağlara çekilmelerini tavsiye etmişti. Sonrasında yaşananlar ise, Ebrehe ve ordusunun başına gelenler, Allah'ın Kâbe'yi koruduğunun açık bir kanıtı olarak tarihe yazılmıştır.