Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum nerede söylendi?
İçindekiler
Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kritik anlarından birinde, vatanın bekası için verilen emrin yankısı hala kulaklarımızda çınlıyor: "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" Peki, bu tarihi söz nerede ve hangi koşullarda söylendi? Bu blog yazımızda, bu emrin ardındaki kahramanlığı ve fedakarlığı derinlemesine inceleyeceğiz.
Emrin Verildiği Yer: Conkbayırı
Bu tarihi emir, Çanakkale Savaşı'nın en çetin muharebelerinin yaşandığı Conkbayırı'nda verilmiştir. 1915 yılının Ağustos ayında, düşman kuvvetleri Conkbayırı'nı ele geçirmek üzereyken, Mustafa Kemal (Atatürk), 57. Alay'a bu unutulmaz emri vermiştir. Bu emir, sadece bir askeri taktik değil, aynı zamanda Türk askerinin vatan sevgisinin ve fedakarlığının en büyük göstergesi olmuştur.
Emrin Anlamı ve Önemi
"Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!" sözü, içinde bulunduğu durumun vahametini ve alınması gereken riskin büyüklüğünü açıkça ortaya koymaktadır. Mustafa Kemal, askerlerinin bilincinde bir şeyleri değiştirmek, onları ölüme meydan okuyacak bir ruh haline sokmak istemiştir. Bu emir, askerlerin canlarını feda etme pahasına bile olsa, düşmanın ilerleyişini durdurmaları gerektiğini vurgulamıştır. Bu sayede, Conkbayırı'nın düşman eline geçmesi engellenmiş ve Çanakkale cephesinin kaderi değişmiştir.
Emrin Yankıları ve Mirası
Bu emir, Türk Kurtuluş Savaşı'nın sembollerinden biri haline gelmiştir. Askerlerin vatanı için gözlerini kırpmadan ölüme atılmalarının en çarpıcı örneğidir. Çanakkale'de verilen bu emir, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük aşkını tüm dünyaya ilan etmiştir. Bu emir, günümüzde de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve Türk milletinin kahramanlık ve fedakarlık anlayışının temelini oluşturmaktadır.
Bu tarihi emir, sadece bir savaş taktiği değil, aynı zamanda bir ulusun kaderini değiştiren bir dönüm noktasıdır. Çanakkale'de verilen bu emir, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük aşkını tüm dünyaya ilan etmiştir. Bu vesileyle, vatanı için canını feda eden tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.