Tevekkül etmenin anlamı ne?

Tevekkül Etmenin Anlamı ve Yolu

Tevekkül, yalnızca "oluruna bırakmak" değildir. Bu, yanlış anlaşılmaya çok müsait bir kavram. Tevekkül, bir işi yaparken elinden gelenin en iyisini yaptıktan sonra, sonucunu Allah'a (c.c.) havale etmektir. Yani, çalışacaksın, çabalayacaksın, her türlü hazırlığı yapacaksın; ama en sonunda "kader" denilen, bizim kontrolümüz dışındaki faktörlere güvenerek, huzurlu olacaksın.

Bir örnekle açıklayalım: Sınava hazırlanıyorsun. Sabah erken kalkıp ders çalışıyorsun, notlar tutuyorsun, denemeler çözüyorsun. Bu senin sebeplere sarılma kısmın. Bütün bunları yaptıktan sonra "Ben elimden geleni yaptım, gerisi Allah'a kalmış" diyerek sınava giriyorsan, işte bu tevekkül. Sadece yatıp "Allah bana zihin açıklığı versin" demek tevekkül değil, o tembelliktir. Bir çiftçi tarlasını sürüp tohum ekmeden, "Allah bereket versin" dese, bu boş bir duadır.

Tevekkül, imanın bir gereğidir. Çünkü Allah'ın (c.c.) her şeyi bildiğini, her şeye gücünün yettiğini ve bizim için en hayırlısını murat ettiğini bilmek, bizi bu teslimiyete yönlendirir. Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette tevekkülden bahsedilir. Örneğin, Al-i İmran Suresi'nin

  1. ayetinde: "Artık Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, şüphesiz etrafından dağılırlardı. Öyleyse onları bağışla, onlar için af dile ve iş konusunda onlarla müşavere et. Azmettiğin zaman ise Allah'a tevekkül et. Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever." Ayet-i kerimelerdeki bu vurgu, bizim de tevekkülün ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Peki, tevekkülü hayatına nasıl daha iyi entegre edebilirsin?

Sebeplere Sarılmak: Tevekkülün İlk Adımı

Tevekkül dediğimizde, ilk akla gelen şey çalışmamak, çabalamamak gibi yanlış bir algı oluşabiliyor. Oysa tam tersi. Bir insanın tevekkül edebilmesi için öncelikle üzerine düşeni hakkıyla yapması gerekir. Bu, Allah'ın (c.c.) bize sunduğu akıl ve beden nimetlerini en iyi şekilde kullanmamız demektir.

* Öğrenmek ve Araştırmak: Bir işe girişmeden önce konuyu iyice öğren. Gerekirse uzmanlardan bilgi al. Örneğin, bir iş kurmayı düşünüyorsan, pazar araştırması yapmalı, maliyetleri hesaplamalı, rakiplerini analiz etmelisin. Bu, Allah'ın sana verdiği aklı kullanmaktır.

* Plan Yapmak ve Uygulamak: Hedeflerini belirle ve bu hedeflere ulaşmak için somut adımlar at. Hangi kaynaklara ihtiyacın var? Hangi süreci izleyeceksin? Bu adımları belirleyip uygulamaya koymak, senin "sebeplere sarılma" eylemindir.

* Gerekli Hazırlıkları Yapmak: Fiziksel, zihinsel ve maddi olarak elinden gelen tüm hazırlıkları yap. Sağlığın için spor yap, beslenmene dikkat et. Zihinsel gelişim için kitap oku, kendini geliştir. Maddi hazırlıklar için tasarruf et, yatırım yap.

Deneyimlerime göre, bir insan elinden gelenin en iyisini yaptığında, ortaya çıkan sonuç ne olursa olsun içinde bir huzur buluyor. Çünkü biliyor ki, yapabileceği her şeyi yapmış.

Sonucu Allah'a Bırakmak: Gerçek Teslimiyet

Sebeplere sarıldıktan sonra sıra, sonucu Allah'ın (c.c.) hikmetine bırakmaya gelir. İşte bu, tevekkülün kalbidir.

* Belirsizlikten Kurtulmak: Hayatın kendisi zaten bir belirsizlik yumağı. Senin kontrol edemediğin o kadar çok faktör var ki. Tevekkül, bu belirsizlik karşısında paniğe kapılmak yerine, her şeyin en iyi şekilde tecelli edeceğine inanmaktır. Bir şirketin hisse senedini alırken, o şirketin gelecekte ne kadar değer kazanacağını bilemezsin. İşte orada tevekkül devreye girer. Tüm analizlerini yapmışsındır ama sonuç Allah'tandır.

* Endişeyi Azaltmak: Sürekli endişelenmek ve "ya şöyle olursa, ya böyle olursa" diye düşünmek, hem enerji tüketir hem de hayat kaliteni düşürür. Tevekkül, bu endişe döngüsünden çıkıp "Allah benim için en iyisini biliyor ve murat ediyor" düşüncesiyle rahatlamaktır. Bir ameliyat olacaksın, doktorunu seçtin, tüm tetkiklerini yaptırdın. Sonrasında "hayırlısı" diyerek bu süreci atlatmaya çalışmak, tevekkülün getirdiği huzurdur.

* İçsel Huzur ve Güven: Tevekkül, kalbin Allah'a (c.c.) bağlanmasıdır. Bu bağlanma, en zor anlarda bile sana güven verir. Tıpkı bir çocuğun, babasının gücüne ve sevgisine güvenerek uykuya dalması gibi. Sen de bu güvenle hareket ettiğinde, hayatın akışına daha sakin ve bilgece bakabilirsin.

Yıllardır iş hayatında gözlemlediğim bir gerçek var: Başarılı ve huzurlu insanlar, genellikle elinden geleni yaptıktan sonra sonucu en büyük makama emanet edenlerdir. Onlar, "kazanırsa seviniyor, kaybetse de üzülmüyor" değil; kazandığında şükrediyor, kaybettiğinde ise "bunda da bir hayır vardır" diyerek yola devam ediyorlar.

Tevekkülün Hayatına Katacağı Değerler

Tevekkül, sadece bir dini vecibe değil, aynı zamanda hayatına anlam katan, seni güçlendiren bir yaşam biçimidir.

* Sabır ve Metanet: Tevekkül, başa gelen olaylar karşısında sabırlı olmayı öğretir. Zorluklar seni yıkmak yerine, daha güçlü bir birey olman için bir fırsattır. Örneğin, bir projede başarısız olduğunda, tüm emeğinin boşa gittiğini düşünmek yerine, bu tecrübeden ders çıkararak yeni bir projeye daha bilinçli başlamak tevekkülün bir göstergesidir.

* Kader İnancıyla Uyumluluk: Kader, bizim kontrolümüz dışındaki ilahi takdiri ifade eder. Tevekkül, bu kader inancını yaşamanın en güzel yoludur. Sen elinden geleni yaparsın, kader seni nereye götürürse oraya gidersin. Bu, bir nehirde yüzen bir yaprak gibidir; akışa bırakır kendini ama yüzmesini de bilir.

* Dua ve Zikirle Birlikte Anlam Kazanması: Tevekkül tek başına bir eylem değildir. Dua, Allah'tan yardım istemek; zikir ise Allah'ı anmaktır. Tevekkül, dua ve zikirle birleştiğinde tam bir anlam kazanır. Dua ederek hem isteğini belirtir, hem de Allah'ın gücüne sığınırsın. Zikirle ise O'nu anarak kalbini huzura erdirirsin.

Tevekkül, hayatının her alanında sana yol gösterebilir. Kariyerinde, ilişkilerinde, sağlığında… Önemli olan, bu teslimiyetin altında yatan bilinçli çabayı unutmamaktır.

Pratik Öneriler: Tevekkülü Günlük Hayata Taşı

Tevekkül, soyut bir kavram gibi görünse de, onu günlük hayatına entegre etmek mümkün. İşte sana birkaç öneri:

* Sabahları Günlük Hedeflerini Belirle ve "Allah'ım, bana bu günde kolaylık ver, işlerimi hayırlı eyle" diye dua et. Sonrasında da o hedeflere ulaşmak için adımlarını at.

* Bir zorlukla karşılaştığında, hemen panik yapmak yerine, derin bir nefes al ve "Bunda da bir hayır vardır. Ben elimden geleni yapacağım, gerisi Allah'a kalmış" de.

* Yapacağın önemli işler öncesinde mutlaka dua et. Bu, hem Allah'ın (c.c.) yardımını istemek hem de sonuçları O'na havale etmektir.

* Sonuç istediğin gibi olmazsa, hayal kırıklığına kapılmak yerine, bu durumu bir öğrenme fırsatı olarak gör. "Bu deneyimden ne öğrendim?" sorusunu kendine sor.

* Her akşam yatmadan önce, o gün yaptığın iyi şeyleri ve Allah'ın (c.c.) sana verdiği nimetleri düşünerek şükret. Bu, tevekkülün getirdiği huzuru pekiştirir.

Unutma, tevekkül, tembellik veya umursamazlık değildir. Tevekkül, sorumluluk bilinciyle hareket ettikten sonra, kontrolümüz dışındaki her şeyi Allah'ın (c.c.) ilmine ve iradesine bırakarak elde ettiğimiz içsel huzurdur. Bu yolda attığın her bilinçli adımda, Allah'ın (c.c.) sana yardım edeceğine inan.