Hastalık hastalığı ne yapar?
Hastalık Hastalığı (Hipokondriyazis) Nedir, Ne Yapar?
Eğer sürekli olarak sağlığınla ilgili endişe duyuyor, en ufak bir belirtiyi bile ciddi bir hastalığın habercisi olarak görüyor ve bu durum hayatını olumsuz etkiliyorsa, muhtemelen hastalık hastalığı olarak bilinen hipokondriyazis ile karşı karşıyasın. Bu, aslında ciddi bir psikolojik durum ve bedensel olarak belirgin bir neden olmaksızın sürekli olarak hasta olacağına dair abartılı bir korku ve endişe hali.
Deneyimlerime göre, hipokondriyazis yaşayan kişilerde en belirgin özelliklerden biri, vücutlarındaki normal fizyolojik değişimleri (örneğin, kalp çarpıntısı, baş ağrısı, sindirim sorunları) bir hastalığın semptomu olarak yorumlama eğilimidir. Bu yorumlama, çoğu zaman bir korku döngüsü başlatır: Kişi endişelenir, bu endişe bedeninde somatik (fiziksel) belirtilere yol açar, bu belirtiler de kişinin hastalığına dair korkusunu pekiştirir. Örneğin, sabah uyandığında ensesinde hissettiği hafif bir gerginlik, beyin tümörü endişesini tetikleyebilir. Bu endişe, kalp atışlarını hızlandırabilir ve bu hızlanan kalp atışı da kişinin felç geçireceğine dair korkusunu artırır.
Araştırmalar, hipokondriyazisin yetişkin nüfusun yaklaşık %4-10'unu etkileyebileceğini gösteriyor. Bu, dünya genelinde milyonlarca insan anlamına gelir. Bu durumun altında yatan nedenler karmaşıktır ve hem genetik yatkınlıklar hem de çevresel faktörler rol oynayabilir. Geçmişte yaşanmış ciddi bir hastalık deneyimi, ailede yoğun sağlık endişesi olan bireylerin varlığı veya stresli yaşam olayları bu yatkınlığı tetikleyebilir.
Sürekli Doktor Ziyaretleri ve Tetikleyiciler
Hastalık hastalığı yaşayan kişilerde sıkça rastlanan bir durum, sürekli doktor ziyaretleridir. Bu ziyaretler, genellikle doktorun verdiği güvenceye rağmen kısa süreli bir rahatlama sağlar. Ancak, birkaç gün içinde endişe yeniden başlar ve yeni belirtiler aranmaya devam eder. Hatta bazı durumlarda, kişiyi rahatlatacak normal bulgular bile, yanlış yorumlanarak hastalık belirtisi olarak algılanabilir.
İnternet, hipokondriyazis için önemli bir tetikleyici olabilir. İnternette okunan her semptom, kişinin kendi başına bir teşhis koymasına ve bu teşhisin ağırlığı altında ezilmesine neden olabilir. Örneğin, bir web sitesinde okunan "baş ağrısı belirtileri" listesi, basit bir yorgunluktan kaynaklanan baş ağrısını, kişinin nadir görülen bir beyin hastalığına bağlamasına yol açabilir. Bu durum, kişinin sürekli olarak çevrimiçi sağlık bilgilerini taramasına ve bu bilgileri kendine yormasına neden olur.
Bedenindeki normal değişikliklere karşı aşırı duyarlılık da bu durumun temel taşlarından biridir. Kişi, sindirim sistemindeki normal gaz hareketlerini, kalp ritmindeki küçük dalgalanmaları veya kaslarındaki hafif seğirmeleri, korkutucu bir hastalığın ilk işaretleri olarak algılar. Bu durum, kişinin bedenini sürekli olarak dinlemesine ve her an bir şeylerin ters gittiğine inanmasına neden olur.
Yaşam Kalitesine Etkisi ve Sosyal İzolasyon
Hipokondriyazis, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir. Sürekli endişe, stres ve kaygı hali, kişinin günlük aktivitelerini yerine getirmesini zorlaştırabilir. İş, okul veya sosyal yaşama odaklanmak yerine, kişinin tüm enerjisi ve dikkati kendi sağlığına yönelir. Bu durum, iş verimliliğinin düşmesine, sosyal ilişkilerin zedelenmesine ve hatta sosyal izolasyona yol açabilir.
Kişi, hastalığıyla ilgili endişeleri nedeniyle sevdikleriyle vakit geçirmekten kaçınabilir. Kendini sürekli hasta hisseden birinin sosyal ortamlara girmesi, eğlenmesi veya dinlenmesi zorlaşır. Hatta bazı durumlarda, çevresindekileri rahatsız etmek istemediği düşüncesiyle de kendini geri çekebilir. Örneğin, bir spor etkinliğine katılmak isteyen biri, orada kalp krizi geçireceği endişesiyle evde kalmayı tercih edebilir.
Kişi, bu durumla mücadele ederken bir dizi olumsuz duygu yaşar:
- Kontrol kaybı hissi: Bedenine veya sağlığına dair kontrolü kaybettiğine inanma.
- Suçluluk ve utanç: Sürekli endişelenmenin "saçma" olduğunu düşünerek suçluluk ve utanç duyma.
- Yalnızlık: Kimsenin durumunu tam olarak anlamadığını düşünerek yalnızlık hissi.
- Fiziksel ve zihinsel yorgunluk: Sürekli endişe ve araştırmalar kişinin enerjisini tüketir.
Ne Yapmalı? Öneriler ve Çözüm Yolları
Eğer bu durumla mücadele ediyorsan, bilişsel davranışçı terapi (BDT) hipokondriyazis tedavisinde oldukça etkilidir. BDT, hastalıkla ilgili çarpıtılmış düşünce kalıplarını tanımanı ve değiştirmeni sağlar. Örneğin, "Her baş ağrısı beyin kanseridir" düşüncesi yerine, "Baş ağrıları genellikle stres, uykusuzluk veya basit bir baş ağrısı ilacıyla geçer" gibi daha gerçekçi düşünceler geliştirmeyi öğrenirsin.
Doktorunla açık ve dürüst bir iletişim kurmak çok önemlidir. Doktoruna endişelerini dile getirdiğinde, onun senin durumunu anlaması ve sana doğru yönlendirmelerde bulunması daha kolay olur. Hekiminin sana verdiği güvenceyi içselleştirmeye çalış. Unutma, doktorlar senin sağlığınla ilgilenmek için oradalar ve gereksiz yere bir hastalığın olduğunu söylemezler.
Pratik olarak yapabileceğin bazı şeyler şunlardır:
- "Sağlık taraması"nı sınırlandır: İnternette sürekli hastalık belirtilerini araştırma. Vücudundaki normal değişikliklere karşı aşırı dikkatini azaltmaya çalış.
- Endişe günlükleri tut: Hangi düşüncelerin endişelendiğini, bu endişelerin neleri tetiklediğini ve nasıl tepki verdiğini yaz. Bu, düşünce kalıplarını fark etmene yardımcı olur.
- Farkındalık (mindfulness) egzersizleri yap: An'a odaklanmak, düşüncelerin seni ele geçirmesini engelleyebilir.
- Fiziksel aktiviteyi ihmal etme: Düzenli egzersiz hem zihinsel hem de bedensel sağlığın için faydalıdır. Ancak egzersiz yaparken aşırıya kaçıp bedenini "zararlı" bir aktivite olarak görmemeye özen göster.
- Stres yönetimi tekniklerini öğren: Meditasyon, yoga, derin nefes alma egzersizleri gibi yöntemler stresi azaltmana yardımcı olabilir.
Unutma, bu bir zayıflık değil, bir sağlık sorunudur ve profesyonel destek almak bu durumla başa çıkmanın en etkili yoludur. Kendine şefkat göstermeyi ve bu süreci sabırla yönetmeyi öğren.