Sağır ve işitme engelli arasındaki fark nedir?

Sağır ve İşitme Engelli: Farkları ve Anlamları

Bazen bu iki terim birbirinin yerine kullanılıyor ama aslında aralarında önemli nüanslar var. Deneyimlerime göre, bu farkı anlamak, iletişim kurma şeklimizi ve birbirimize yaklaşımımızı çok daha doğru bir zemine oturtuyor.

  1. İşitme Kaybının Derecesi: Bir Spektrum Gibi

Öncelikle, işitme kaybının bir skalası olduğunu bilmek önemli. Birisi için hafif bir işitme kaybı, bir diğeri içinse çok daha ileri boyutta bir durum olabilir.

*

İşitme Engelli: Bu terim genellikle herhangi bir derecede işitme kaybı olan kişileri kapsar. Bu, hafiften çok ileri dereceye kadar değişebilir. Bir kişinin işitme cihazı kullanması veya hiç duymaması, onu işitme engelli yapar.

*

Sağır: Bu terim ise daha çok doğuştan veya erken yaşta (genellikle 3 yaş öncesi) başlayan ve ileri derecede işitme kaybı olan kişileri ifade eder. Sağır bireylerin çoğu, işitme yoluyla dil edinememiştir. Bu durum, onların doğal iletişim dili olarak Türk İşaret Dili (TİD) kullanmalarına yol açar.

Örnek vermek gerekirse, bir kişi bir konserin sesini tam olarak duyamıyorsa veya telefonla konuşurken zorlanıyorsa, bu bir işitme kaybıdır. Ancak doğuştan hiçbir ses duymayan ve hayatını işaret diliyle sürdüren bir birey, sağır olarak tanımlanır. Bu ayrım, kişinin dünya ile etkileşim biçimini ve kullandığı iletişim araçlarını doğrudan etkiler.

  1. Kültür ve Kimlik: İşaret Dili Topluluğu

Burada sadece işitme kaybının derecesi değil, aynı zamanda bir kültür ve kimlik meselesi de var.

*

Sağır Kültürü: Sağır bireyler, kendi dilini (TİD), geleneklerini, değerlerini ve sosyal yapılarını içeren bir sağır kültürü oluştururlar. Bu kimlik, sadece duymamakla ilgili değil, aynı zamanda bir araya gelmek, deneyimleri paylaşmak ve birbirini desteklemekle de ilgilidir. Sağır bireylerin bir araya geldiği topluluklar, bu kültürü yaşatır.

*

İşitme Engelli Kimliği: İşitme engelli bireylerin kimliği ise daha çeşitlidir. Kimi işitme cihazları veya koklear implantlar aracılığıyla konuşma dilini kullanabilir ve işitme engelli topluluğundan ziyade işiten toplumla daha fazla bütünleşebilir. Kimileri ise hem işitme kaybı yaşar hem de işaret dilini kullanabilir.

Deneyimlerime göre, sağır bireylerin çoğu kendilerini "işitme engelli" yerine "sağır" olarak tanımlamayı tercih eder çünkü bu, onların sahip olduğu zengin kültürü ve kimliği daha iyi yansıtır. Bir sağır bireye "işitme engelli" demek yerine, onun kimliğine saygı duyarak "sağır" demek daha uygun olacaktır.

  1. İletişim Yöntemleri ve Erişilebilirlik

Bu farklılıklar, iletişim kurma şekillerimizi ve günlük hayatta karşılaştığımız zorlukları da belirler.

*

Sağır Bireyler İçin İletişim: Temel iletişim dili Türk İşaret Dili'dir. Bu nedenle, bir sağır bireyle etkili iletişim kurmak için TİD bilen bir tercüman gereklidir. Yazılı iletişim de mümkün olsa da, işaret dilinin görsel ve akıcı doğası, düşüncelerin ve duyguların daha derinlemesine aktarılmasını sağlar.

*

İşitme Engelli Bireyler İçin İletişim: İşitme kaybı derecesine bağlı olarak, bazı işitme engelli bireylerle konuşma dili yoluyla iletişim kurulabilir. Ancak bu iletişim, işitme cihazı veya implant kullanımı, dudak okuma becerisi gibi faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yazılı iletişim, özellikle gürültülü ortamlarda veya derin işitme kaybı olan kişiler için daha etkili bir yöntem olabilir.

Pratik İpuçları:

  • Bir sağır bireyle tanıştığınızda, iletişim kurmadan önce nasıl iletişim kurmak istediğini sorun. TİD biliyor musunuz diye sormak yerine, "Nasıl anlaşalım?" gibi daha genel bir soru sormak daha nazikçe olabilir.
  • Eğer işaret dili bilmiyorsanız, not defteri ve kalem her zaman yanınızda bulundurmak iyi bir fikirdir.
  • Konuşurken doğrudan bireye dönün, arkadan seslenmek yerine görsel teması kurmaya çalışın.
  • İşaret dilini öğrenmek, sağır toplumuyla daha derin ve anlamlı bağlar kurmanızı sağlayacaktır. Birkaç temel TİD işaretini öğrenmek bile büyük fark yaratabilir.
  • Toplumda sağır ve işitme engelli bireyler için erişilebilirliği artırmak önemlidir. İşaret dili tercümanlarının daha fazla olması, restoranlarda menülerin işaret diliyle desteklenmesi gibi adımlar, herkesin katılımını sağlar.

Unutmayın, her birey farklıdır. Bu ayrımlar, insanları etiketlemek için değil, daha doğru ve saygılı bir iletişim kurabilmek için vardır. Bir bireyin kimliğini ve ihtiyaçlarını anlamak, empati kurmanın ilk adımıdır.