1700 istanbul Antlaşması'nın önemi nedir?

1700 İstanbul Antlaşması: Devrin Yeniden Şekillenmesi

1700 İstanbul Antlaşması, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Avrupa'daki egemenliğinin sonunun başlangıcı olarak görülen, Rusya ile imzalanmış kritik bir anlaşmadır. Deneyimlerime göre, bu anlaşmanın neden bu kadar önemli olduğunu anlamak, dönemin jeopolitik dengelerini kavramak için şart.

Bu antlaşma, 1699 Karlof Antlaşması'nın bir devamı niteliğindedir. Karlof'ta Avusturya, Lehistan ve Venedik karşısında büyük toprak kayıpları yaşayan Osmanlı, Rusya ile olan savaşı da sonlandırmak zorunda kalmıştır. Moskova ile imzalanan bu anlaşma, özellikle Azak Kalesi'nin Rusya'ya bırakılmasıyla Osmanlı'nın Karadeniz'deki varlığını zayıflatmıştır. Bu, Osmanlı için bir dönüm noktasıydı çünkü Karadeniz artık tamamen Rus nüfuzu altına girme yolundaydı.

Antlaşmanın en somut ve önemli maddelerinden biri, Rusya'nın Azak Kalesi'ni egemenliğine almasıdır. Bu, Rusya'nın Karadeniz'e ulaşımını ve ticaretini kolaylaştıran stratejik bir hamleydi. Daha önce de Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilen ve Osmanlı toprağı olan bu bölgeyi kaybetmek, imparatorluğun deniz gücü açısından ciddi bir darbe olmuştur. Düşünsene, asırlardır süren bir hâkimiyetin sona ermesi... Bu durum, Rusya'nın gücünü ve Osmanlı üzerindeki etkisini artırmıştır.

Diğer önemli bir madde ise, Rusya'nın Osmanlı topraklarındaki Ortodoksların hamiliği hakkını elde etmesidir. Bu madde, ilerleyen dönemlerde Osmanlı'nın iç işlerine karışılmasına zemin hazırlayan ve "şark meselesi" denen büyük meselenin tohumlarını eken bir gelişmedir. Rusya, bu maddeyi kullanarak Osmanlı Devleti içindeki Ortodoks halkları kendi himayesi altına alma girişiminde bulunmuş, bu da farklı etnik ve dini gruplar arasındaki gerilimleri körüklemiştir.

Anlaşma ayrıca, Osmanlı'nın Moskova ile olan ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. Artık Osmanlı, Rusya ile eşit şartlarda bir ilişki yürütmekten ziyade, daha çok Rusya'nın taleplerine boyun eğmek durumunda kalmıştır. Bu durum, diplomatik olarak da önemli bir prestij kaybı anlamına geliyordu.

Peki, sen bu antlaşmanın önemini kavradıysan, bundan ne gibi dersler çıkarabilirsin? Deneyimlerime göre, güç dengelerinin değiştiği anları iyi analiz etmek gerekiyor.

  • Stratejik Kayıpların Yönetimi: Azak Kalesi gibi stratejik öneme sahip bölgelerin kaybedilmesi, imparatorlukların geleceğini nasıl etkiler? Osmanlı'nın bu kaybı telafi edememesi, sonraki dönemlerdeki zayıflamasının habercisiydi.
  • Dış Etkilerin İçişlerine Yansıması: Rusya'nın Ortodoks hamiliği gibi bir hak elde etmesi, dış müdahalelerin bir ülkenin iç yapısını nasıl bozabileceğini gösteriyor. Bu tür durumlarla başa çıkmak için güçlü bir iç denge ve kararlı bir dış politika şart.
  • Denge Politikası: Karlof Antlaşması sonrası Rusya ile yapılan bu anlaşma, Osmanlı'nın tek başına Batı'ya karşı koyamayacağını gösterdi. Farklı güçler arasında denge kurma stratejisi, imparatorluğun hayatta kalması için kritik öneme sahipti.

Bu antlaşma, Osmanlı'nın hem askeri hem de siyasi olarak ne kadar zor bir dönemden geçtiğinin somut bir göstergesidir. Bu anlaşmayı inceleyerek, sen de imparatorlukların yükseliş ve düşüşlerinin ardındaki dinamikleri daha iyi anlayabilirsin.