Büyük Taarruz Hangi cephe?
Büyük Taarruz: Cephe Gerçeği
Büyük Taarruz dediğimizde aklımıza hemen bir cephe gelir, değil mi? Ama işin aslı biraz daha karmaşık. Bu, tek bir çizgiye sıkıştırılamayacak kadar büyük bir operasyondu. Batı Anadolu cephesi, evet, ama bu cepheyi anlamak için biraz daha derine inmeli.
Stratejik Odak: Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesi
Büyük Taarruz'un ana hedefi, Yunan ordusunun Anadolu'daki varlığına son vermekti. Bu doğrultuda, stratejik olarak en kritik nokta Afyonkarahisar'dı. Neden mi? Çünkü Afyon, demiryolu ağının merkeziydi ve burayı ele geçirmek, Yunan ikmal hatlarını kesmek anlamına geliyordu. Düşünsene, bir ordunun can damarını kesiyorsun! Taarruzun ilk aşaması, 26 Ağustos 1922 sabahı, Fevzi Çakmak ve Mustafa Kemal Paşa'nın emriyle Afyon'un güneyinden başladı. İkinci Ordu birlikleri, Yunan savunma hatlarını yarmak için ilk ateşi açtı. Bu, sadece bir başlangıçtı; asıl büyük hamle, 27 Ağustos'ta Kocatepe'den başlayan taarruzla Menteşe, Belentepe ve Çiğiltepe gibi stratejik tepelerin ele geçirilmesiydi. Bu tepeler, Yunan birliklerinin ilerleyişini durdurmak ve kendi pozisyonlarını sağlamlaştırmak için hayati önem taşıyordu.
Cephenin Genişliği ve Kapsamı
Büyük Taarruz, sadece Afyon'la sınırlı kalmadı. Cephe, Eskişehir'den Kütahya'ya, oradan da batıya doğru uzanıyordu. Yunan ordusu, geniş bir alana yayılmıştı ve Türk ordusunun asıl amacı bu yayılmış gücü dağıtmaktı. Özellikle İnönü ve Sakarya muharebelerinden sonra toparlanan Türk birlikleri, bu kez daha disiplinli ve organize bir şekilde ilerledi. 29 Ağustos'ta gerçekleşen Bağdatlı muharebesi, Yunan hatlarının önemli ölçüde kırıldığı bir dönüm noktasıydı. Ardından gelen Dumlupınar Meydan Muharebesi (1922'nin son muharebesi olarak da bilinir), ordumuzun Yunan ordusunu tamamen çökerttiği yer oldu. Bu muharebe, sadece bir cephe savaşı değil, aynı zamanda bir imha harekatıydı. Deneyimlerime göre, cepheyi tek bir noktaya indirgemek, bu zaferin büyüklüğünü küçümsemek olur.
Zaferin Ardından: İzmir'e Yürüyüş
Dumlupınar'da Yunan ordusunun büyük bir kısmı dağıtıldıktan sonra, Türk süvarileri ve piyadeleri hızla batıya doğru ilerledi. Bu ilerleyiş, 9 Eylül 1922'de İzmir'in kurtarılmasıyla taçlandı. Yani, taarruz bitmiş gibi görünse de, aslında zaferin kutlandığı nokta da bir cepheydi. Cephe, askerlerin ayak bastığı her yerdi. Bu genişlik, ordumuzun sadece bir bölgeyi değil, tüm Anadolu'yu özgürleştirme kararlılığını gösteriyordu. Eğer bu süreci daha iyi anlamak istersen, harita üzerinde taarruzun başladığı noktaları ve ilerleyiş yönlerini takip etmeni öneririm. Bu sana, cephenin ne kadar geniş bir coğrafyayı kapsadığını gösterecektir.