Adalet nedir kısaca TDK?

Adalet Nedir Kısaca TDK?

Adalet kelimesinin Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğündeki karşılığına baktığımızda "hak ve hukuka uygunluk, hakkı yerine getirme, hak gözetme" olarak geçer. Ancak bu kısa tanımın ardında yatan daha derin anlamlar var. Deneyimlerime göre adalet, sadece yasalara uygunluk değil, aynı zamanda bir toplumda herkesin eşit ve hakkaniyetli muamele görmesi anlamına gelir.

Şöyle düşünelim: Bir trafik kazası olduğunda, kusurlu olan tarafın cezalandırılması ve mağdur olan tarafın haklarının teslim edilmesi adalet gereğidir. TCK (Türk Ceza Kanunu) gibi mevzuatımızdaki maddeler de bu adalet anlayışını somutlaştırır. Örneğin, TCK Madde 151'deki mala zarar verme suçu, mağdurun uğradığı zararın karşılanması prensibine dayanır.

Adaletin Temel İlkeleri Nelerdir?

Adaletin işleyişinde olmazsa olmaz dediğimiz bazı temel ilkeler var. Bunları birkaç ana başlık altında toplamak mümkün:

  • Eşitlik: Adaletin önünde herkes eşittir. Bu, kanunların herkese aynı şekilde uygulanacağı anlamına gelir. Kimsenin sosyal statüsü, zenginliği veya unvanı adaletin uygulanmasını etkilememeli. Örneğin, bir davada yargıç, sanığın kim olduğuna bakmaksızın delilleri ve kanunları adil bir şekilde değerlendirmelidir.
  • Hakkaniyet: Sadece kanunlara uymak yetmez, aynı zamanda duruma özgü adil bir çözüm üretmek de önemlidir. Bazen katı kurallar adaletsiz sonuçlar doğurabilir. Bu noktada hakkaniyet devreye girer. Örneğin, bir miras davasında, vasiyetnamede eksiklik olsa bile, mirasçıların birbirine olan duygusal bağları ve geçmişteki fedakarlıkları göz önünde bulundurularak daha makul bir çözüm bulunabilir.
  • Bağımsızlık ve Tarafsızlık: Yargı organlarının ve adaleti sağlayan kişilerin her türlü baskıdan, etkiden ve çıkar ilişkisinden uzak olması esastır. Bir hakim, savcı veya avukat, davayla ilgili kişisel düşüncelerinden veya dışarıdan gelen telkinlerden arınarak karar vermelidir.

Adalete Ulaşma Yolları ve Bireysel Sorumluluk

Adalet, sadece devletin veya yargı organlarının görevi değil. Birey olarak bizlerin de adalete ulaşma ve adaletli olma konusunda sorumluluklarımız var. Bunlardan bazıları:

  • Hak Bilinci: Kendi haklarımızı bilmek ve bu haklarımızı kullanırken başkalarının haklarını ihlal etmemek önemlidir. Örneğin, bir iş yerinde haklarımızı öğrenmek ve bunları talep ederken iş arkadaşımızın haklarına saygı duymak adaletin bir parçasıdır.
  • Hukuki Süreçleri Anlamak: Davaların nasıl yürüdüğü, hangi kanunların geçerli olduğu gibi temel hukuki bilgileri edinmek, adalete ulaşma sürecimizi kolaylaştırır. Örneğin, bir kira sözleşmesi yaparken dikkat edilmesi gerekenler veya bir alacağınızı tahsil etmek için izlemeniz gereken adımlar konusunda bilgi sahibi olmak.
  • Haksızlıklara Karşı Ses Çıkarmak: Gördüğümüz haksızlıklara karşı sessiz kalmamak da adalet adına önemli bir duruştur. Bu, bir dilekçe yazmak, şikayetçi olmak veya ilgili makamlara başvurmak şeklinde olabilir.

Deneyimlerime göre, adalet soyut bir kavram gibi görünse de, günlük hayatımızda somut sonuçları olan bir ilkedir. Adaletin tesis edildiği bir toplumda insanlar daha güvenli ve huzurlu yaşarlar. Bu nedenle, hem birey olarak hem de toplum olarak adalete sahip çıkmak hepimizin görevidir.