Be going to future tense ne demek?
"Be going to" Gelecek Zamanı: Ne Zaman Kullanılır?
"Be going to" yapısı, İngilizce'de gelecekteki planlarımızı, niyetlerimizi veya önceden belli olan olayları ifade etmek için kullandığımız temel bir yapıdır. Kısaca, "yapacağım", "gideceğim", "olacak" gibi anlamlara gelir. Bu yapıyı doğru kullanmak, İngilizce konuşurken sana büyük bir akıcılık kazandıracaktır.
- Planlar ve Niyetler
En sık kullanım alanı, geleceğe yönelik somut planların ve niyetlerin belirtilmesidir. Burada önemli olan, kararının önceden verilmiş olmasıdır. Örneğin, hafta sonu için bir planın varsa, bunu "I am going to visit my grandparents this weekend." (Bu hafta sonu büyükanne ve büyükbabamı ziyaret edeceğim.) şeklinde ifade edebilirsin.
* Detay: Bu yapıyı kullanırken, planın ne kadar kesin olduğu önemlidir. Eğer sadece bir fikir aşamasındaysa, "I might visit..." gibi daha belirsiz yapılar kullanmak daha doğru olabilir. Ancak "going to" ile belirttiğin bir şey, genellikle üzerinde düşündüğün ve gerçekleştirmeyi amaçladığın bir durumdur. Deneyimlerime göre, bu yapıyı kullanmak, kararlılığını da gösterir.
* Örnek: Bir arkadaşın sana "What are you doing tomorrow?" (Yarın ne yapıyorsun?) diye sorduğunda ve sen de "I am going to study for the exam." (Sınav için çalışacağım.) dediğinde, bu senin o günkü önceliğin ve planın olduğunu gösterir. Bu, anlık bir karar değil, önceden belirlenmiş bir eylemdir.
- Önceden Gözlemlenmiş Kanıtlar ve Tahminler
"Be going to" yapısı, sadece kişisel planlar için değil, aynı zamanda gözlemlenebilir kanıtlara dayanan tahminler için de kullanılır. Yani, bir şeyin olma olasılığının yüksek olduğunu gösteren işaretler varsa, bu yapıyı kullanabiliriz.
* Detay: Hava durumu tahminleri bunun en güzel örneklerinden biridir. Gökyüzü kararmış ve yağmur bulutları görünüyorsa, "It is going to rain." (Yağmur yağacak.) diyebilirsin. Burada bir kehanetten bahsetmiyoruz, mevcut koşullara dayanarak yaptığımız bir çıkarım söz konusu.
* Örnek: Bir futbol maçını izlerken, bir takımın rakibine karşı belirgin bir üstünlüğü varsa, "They are going to win the match." (Maçı kazanacaklar.) diyebilirsin. Bu, sadece bir dilek değil, mevcut duruma dayanan bir tahmindir. Geçmişte bu tür durumlarda "going to" kullanımıyla doğru çıkan tahminlerimin oranı oldukça yüksektir.
* Pratik İpucu: Eğer bir durumun olma olasılığı %70-80 civarında ise, "going to" kullanmak oldukça uygundur. %50 civarı ise "might" veya "may" gibi daha belirsiz ifadeler tercih edilebilir.
- Anlık Kararlar vs. Önceden Verilmiş Kararlar
Burada önemli bir ayrım var: "will" ve "going to". "Will" genellikle anlık verilen kararlar için kullanılırken, "going to" önceden verilmiş kararlar için kullanılır. Bu ayrımı iyi anlamak, İngilizce'ni daha doğru hale getirecektir.
* Detay: Telefon çaldığında ve sen de "I will answer it." (Ben cevaplayacağım.) dediğinde, bu anlık bir karardır. Ancak, bir arkadaşınla buluşma planı yaparken "I am going to meet him at 6 PM." (Onunla saat 18:00'de buluşacağım.) dediğinde, bu önceden verilmiş bir karardır.
* Örnek: Birisi bir şeyi düşürdüğünde, hemen "Oh, I will pick it up for you." (Ah, onu senin için alacağım.) diyebilirsin. Bu anlık bir harekettir. Ancak, bir arkadaşına "I am going to buy a new car next month." (Gelecek ay yeni bir araba alacağım.) dediğinde, bu zaten planladığın bir şeydir. Deneyimlerime göre, bu iki yapıyı karıştırmak yaygın bir hatadır ve bu ayrımı yapmak iletişimi netleştirir.
- Gelecekteki Olaylar (Kaçınılmazlık)
Bazen "going to" yapısı, kaçınılmaz görünen veya neredeyse kesin olan gelecekteki olaylar için de kullanılır. Bu, bir tür kaderden veya önceden belirlenmiş bir durumdan bahseder gibi duyulabilir.
* Detay: Bu kullanım, genellikle büyük değişimler veya kaçınılmaz sonuçlar için geçerlidir. Örneğin, bir ülkenin ekonomik durumundaki bozulma devam ederse, "The country is going to face a severe economic crisis." (Ülke ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya kalacak.) gibi bir ifade kullanılabilir.
* Örnek: Bir öğrencinin derslere hiç girmediğini ve hiç çalışmadığını düşünelim. Öğretmeni, "He is going to fail the course." (O kursu geçemeyecek.) diyebilir. Bu, mevcut duruma dayanan ve neredeyse kesinleşmiş bir sonuç tahminidir.
Bu yapıyı bol bol kullanarak ve farklı bağlamlarda deneyerek İngilizce'de daha akıcı ve doğru hale gelebilirsin.