Arabesk kimin?
Arabesk Kimin?
Arabesk müziğin kökenleri, türün kimliği ve bu kimliğin günümüzdeki yansımaları üzerine biraz dertleşelim. Konuya doğrudan dalalım, çünkü ne senin ne de benim vaktim boş lafa müsait.
Arabesk denince akla ilk gelen isimler genelde hep aynıdır, değil mi? Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses… Bu isimler arabeskin temel taşlarıdır. Ama işin ilginç yanı, bu "babalar" bile arabeski tek başlarına yaratmadılar. Deneyimlerime göre, arabesk, Türkiye'nin sosyo-kültürel değişimlerinin, kentleşmenin getirdiği yabancılaşmanın, aşk acılarının, yalnızlığın ve toplumsal sınıflar arasındaki uçurumun bir sentezi. 1960'ların ortalarından itibaren, özellikle Anadolu'dan büyük şehirlere göç eden insanların yaşamlarına dokunan bir müzik türü olarak filizlendi. Bu insanlar, kendi duygularını, dertlerini, umutlarını bu müzikte buldular. Bir nevi kendilerini anlatan bir ayna gibiydi bu müzik.
Arabeskin Doğuşu ve Temel Taşıyıcıları
Arabeskin doğuşunu anlamak için 1960'lar Türkiye'sine bakmak lazım. Sanayileşme, kentleşme hızlanmış, kırsaldan şehre büyük bir göç dalgası yaşanmış. Bu süreçte insanlar, yeni çevrelerinde kendilerini hem yalnız hem de yabancı hissetmişler. İşte bu duygu yoğunluğu, arabesk müziğin temelini atmış. Türün ilk ve en önemli isimlerinden biri olan Orhan Gencebay'ı ele alalım. Gencebay'ın müziğindeki melodik yapılar, vurmalı çalgıların kullanımı ve özellikle derin sözler, arabeski tanımlayan öğeler oldu. Kendi bestelediği ve seslendirdiği "Musalla Taşı" gibi şarkılar, dönemin ruhunu yakalayan somut örneklerdir. Ardından Müslüm Gürses gelir. Gürses'in kendine özgü sesi, yaşadığı hayatın getirdiği acıyı ve isyanı yansıtan yorumuyla arabesk dinleyicisinin gönlünde taht kurdu. "Usta" lakabıyla anılması boşuna değil. Ferdi Tayfur'un romantik ve hüzünlü aşk şarkıları, İbrahim Tatlıses'in daha hareketli ve coşkulu yorumları da arabesk evrenini genişletti. Tatlıses'in sahne enerjisi ve halkla kurduğu samimi bağ, onun arabeskteki yerini sağlamlaştırdı.
Eğer arabeski daha iyi anlamak istiyorsan, bu isimlerin müziklerini sadece dinlemekle kalma, şarkı sözlerine de odaklan. Birçok şarkıda işçi sınıfının sorunlarına, göçün zorluklarına, kaybedilen aşklara, toplumsal adaletsizliğe dair göndermeler bulacaksın.
Arabesk Neden "Arabesk"?
Bu isim meselesi de ilginç. "Arabesk" kelimesi, Arap müziğinin etkisini ve bir nevi "taklitçiliği" ima eden bir anlam taşıyor. Başlangıçta bu isim, arabesk müziği küçümsemek, hatta aşağılamak için kullanılmış bir terim. Ancak arabesk sanatçıları bu damgayı üzerine alıp, kendi özgün tarzlarını yarattılar. Deneyimlerime göre, bu isim aslında türün kökenindeki Doğu ve Batı müziği sentezini de bir şekilde özetliyor. Hem melodilerinde hem de enstrümantasyonunda Arap müziğinin etkilerini görmek mümkün. Örneğin, Ud, Keman, Klarnet gibi enstrümanların yoğun kullanımı bu etkiyi gösteriyor. Ama bu sadece bir etki, taklit değil. Arabesk, kendi coğrafyasının, kendi insanının duygularını yansıtan özgün bir müzik dili geliştirdi. Bir şarkının ritmiyle, bir makamın hüznüyle, insanın en derindeki acısını dışa vurabilmesi, arabeskin alametifarikasıdır.
Bu konuda merak ediyorsan, sevdiğin arabesk şarkılarının orijinal ezgilerini araştırabilir, hangi makamlardan etkilendiğini görebilirsin. Bu sana, müziğin altındaki katmanları keşfetmek için harika bir kapı aralayacaktır.
Arabesk ve Günümüz
Arabesk hala yaşıyor mu? Elbette. Belki adını "arabesk" olarak anmıyoruz ama bu müziğin etkilerini her yerde görmek mümkün. Günümüzdeki pek çok popüler müzikte, hatta rap müzikte bile arabesk melodiler, temalar ve vokal tarzları kendini gösteriyor. Örneğin, bazı rap sanatçılarının şarkılarında duyduğun o hüzünlü ezgiler, doğrudan arabesk mirasının bir yansıması. Tarkan'ın "Ölürüm Hasretinden" şarkısı gibi, arabesk kökenli melodileri popüler müziğe taşıyan örnekler de var. Hatta Gülşen gibi isimlerin zaman zaman kullandığı arabesk motifler, türün ne kadar geniş bir alana yayıldığını gösteriyor. Arabesk, sadece belirli bir kesimin değil, genel olarak Türkiye toplumunun ortak duygusal hafızasının bir parçası haline gelmiş durumda.
Eğer arabesk "olmazsa olmaz" bir parça senin için, günümüz müziklerini dinlerken de bu türün izlerini sürmeye çalış. Belki de farkında olmadan dinlediğin pek çok şarkı, senin için yeni bir arabesk kapısı aralayacaktır.