Mısır hangi padişah zamanında kaybedildi?

Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca geniş topraklara hükmetmiş, stratejik öneme sahip birçok bölgeyi kontrolü altında tutmuştur. Bu bölgelerden biri olan Mısır, uzun bir süre Osmanlı hakimiyetinde kalmış, ancak zamanla çeşitli sebeplerle elden çıkmıştır. Peki, Mısır hangi padişah zamanında kaybedildi? Bu sorunun cevabı, Osmanlı tarihinin önemli dönüm noktalarından birini işaret etmektedir.

Mısır'ın Fethi ve Osmanlı Hakimiyetine Girişi

Mısır, Yavuz Sultan Selim döneminde, 1517 yılında Memlük Devleti'nin yıkılmasıyla Osmanlı İmparatorluğu'na katılmıştır. Bu fetih, Osmanlı Devleti'nin İslam dünyasındaki nüfuzunu artırmış ve stratejik bir bölgeyi kontrol altına almasını sağlamıştır. Yüzyıllar boyunca Mısır, Osmanlı Devleti için önemli bir gelir kaynağı ve askeri üs olmuştur.

Mısır'ın Elimizden Çıkışı: Kavalalı Mehmet Ali Paşa Dönemi

Mısır'ın Osmanlı Devleti'nin kontrolünden çıkması, 19. yüzyılın başlarında, Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanı ile başlamıştır. Mehmet Ali Paşa, Osmanlı İmparatorluğu tarafından Mısır'a vali olarak atanmış, ancak zamanla bağımsızlık emelleri gütmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti'nin zayıflaması ve Avrupa devletlerinin müdahaleleri, Mehmet Ali Paşa'nın Mısır'da özerk bir yönetim kurmasına zemin hazırlamıştır.

Abdülmecid Dönemi ve Mısır'ın Fiili Bağımsızlığı

Mehmet Ali Paşa'nın isyanı ve Osmanlı Devleti'nin bu isyanı bastırmakta zorlanması üzerine, Avrupa devletleri arabuluculuk yapmış ve 1841 yılında Londra Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Mısır, Osmanlı Devleti'ne bağlı kalmakla birlikte, Mehmet Ali Paşa ve soyunun Mısır'ı yönetme hakkı tanınmıştır. Bu durum, Mısır'ın fiili olarak Osmanlı Devleti'nden kopuşunu ve özerk bir yönetim haline gelmesini sağlamıştır. Dolayısıyla, Mısır'ın fiilen kaybedildiği dönem, Sultan Abdülmecid dönemine denk gelmektedir.

Mısır'ın kaybı, Osmanlı İmparatorluğu için büyük bir darbe olmuştur. Stratejik önemi, ekonomik getirileri ve İslam dünyasındaki itibarı göz önüne alındığında, bu kayıp Osmanlı Devleti'nin zayıflamasının ve toprak kayıplarının önemli bir göstergesi olarak tarihe geçmiştir.