Cok bilen çok yanılır kimin eseri?
"Çok Bilen Çok Yanılır" Kimin Eseri?
Bu sözün kime ait olduğu konusuna girmeden önce, aslında bu ifadenin ardındaki derinliği ve günlük hayattaki karşılığını anlamak önemli. Deneyimlerime göre, bu söz sadece bir kişiye atfedilmekten öte, insanlık tarihi boyunca süregelen bir gözlemin özeti. Elbette, bu sözün kaynağını bulmak işin bir boyutu, ancak asıl can alıcı nokta, bu sözün neden hala geçerliliğini koruduğu.
Bilginin Katlanarak Artması ve Yanılma Riski
Günümüzde bilgiye ulaşmak eskiye göre çok daha kolay. İnternet sayesinde saniyeler içinde milyonlarca veriye erişebiliyoruz. Ancak bu bolluk, aynı zamanda bir tuzak da barındırıyor. Eskiden bir konuda uzmanlaşmak yıllar alırken, artık birkaç tıklamayla kendimizi "bilgili" sanabiliyoruz. Bu durum, özellikle internetin ilk yıllarında daha belirgindi. Wikipedia gibi platformlar, herkesin katkıda bulunabildiği bir yapıya sahip olduğu için, başlangıçta bilgi kirliliğinin de arttığı bir dönem yaşandı. Örneğin, bir zamanlar Wikipedia'da bir konuya dair giriş bilgileri oldukça yüzeysel ve bazen yanıltıcı olabiliyordu. Şimdi durum değişmiş olsa da, bu "çok bilgiye erişim" yanılgısı devam ediyor.
Deneyimlerime göre, bir konuda edindiğimiz yüzeysel bilgiyle birden fazla farklı görüşü savunmaya kalktığımızda, aslında hiçbirini tam olarak kavrayamamış oluyoruz. Bu da "çok bilmişlik" olarak algılanıyor ve kaçınılmaz olarak hata payını artırıyor. Bir araştırmacı, bir konu hakkında derinleşirken, başlangıçta edindiği bilgileri sürekli sorgulamak ve genişletmek zorundadır. Sadece birkaç makale okuyup, birkaç video izleyip "konuya hakimim" demek, aslında bizi yanıltan en büyük etkenlerden biri.
Uzmanlık Alanlarının Daralması ve Derinleşme İhtiyacı
Bilimin ve teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, her alan kendi içinde alt dallara ayrılıyor. Eskiden bir fizikçi hem mekanik hem de termodinamik alanında rahatlıkla konuşabiliyorken, günümüzde bir kuantum fizikçisinin, elektromanyetizma alanındaki bir uzmandan bile farklı bir terminoloji ve bilgi birikimine sahip olması beklenir. Bu durum, "çok bilmek" yerine "derinlemesine bilmek" kavramını öne çıkarıyor.
Bir örnek vermek gerekirse, yapay zeka alanında bile makine öğrenmesi, derin öğrenme, doğal dil işleme gibi alt alanlar var. Bu alanların her biri kendi içinde ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Eğer sen, makine öğrenmesinin sadece temel algoritmalarını öğrenip, derin öğrenmenin inceliklerini veya doğal dil işlemenin karmaşıklığını bilmeden bu konularda ahkâm kesmeye kalkarsan, işte orada "çok bilen çok yanılır" ilkesi devreye girer. Deneyimlerime göre, bu tür durumlarda karşılaştığın uzmanlar, senin yüzeysel bilgini hemen fark edeceklerdir.
Öğrenmenin Sürekliliği ve Esneklik
Bu sözün en önemli pratik karşılığı, öğrenme sürecinin bir sonu olmamasıdır. Bir konuda ne kadar ilerlersen ilerle, her zaman daha öğrenilecek bir şey vardır. Bu gerçeği kabullenmek, aslında hem daha az yanılmanı sağlar hem de daha açık fikirli olmana yardımcı olur. Eğer sen, bir konuda sahip olduğun bilgiyi mutlak doğru kabul edersen, yeni gelişmelere ve farklı bakış açılarına kapalı olursun.
Deneyimlerime göre, en başarılı insanlar, sahip oldukları bilgiyi sürekli güncelleyen ve gerektiğinde eski bilgilerini sorgulayan kişilerdir. Örneğin, bir yazılımcı, yıllar önce öğrendiği bir programlama dilinin en güncel versiyonunu ve yeni çıkan araçları takip etmiyorsa, kısa sürede yetersiz kalacaktır. Bu durum, sadece teknik alanlarda değil, sosyal bilimlerden sanata kadar her alanda geçerlidir. Önemli olan, bildiğinle yetinmemek ve öğrenme iştahını canlı tutmaktır.
Pratik Öneriler:
- Derinleşmeye Odaklan: Bir konu hakkında yüzeysel bilgi sahibi olmak yerine, o konunun derinliklerine inmeyi hedefle. Birkaç temel kaynağı okumak yerine, o alandaki temel eserleri, güncel araştırmaları ve farklı görüşleri incele.
- Sorgulamaktan Çekinme: Kendi bildiklerini ve başkalarının söylediklerini sorgulamaktan korkma. Farklı kaynaklardan bilgi edinerek, kendi bakış açını oluştur.
- Alanını Daralt: Her şeyi bilmeye çalışmak yerine, ilgi alanların doğrultusunda belirli konulara odaklan ve o alanlarda uzmanlaşmaya çalış.
- Öğrenmeyi Bir Yaşam Biçimi Haline Getir: Okumak, araştırmak, dinlemek ve gözlemlemek gibi öğrenme eylemlerini günlük rutinine dahil et.
- Fikrini Değiştirebilme Yeteneği: Yeni bilgiler ışığında fikrini değiştirebilme esnekliğini göster. Bu, zayıflık değil, tam tersine bilgelik işaretidir.