Hangi hastalıklara engelli raporu veriliyor?

Engelli Raporu Hangi Hastalıklara Verilir?

Engelli raporu almak, birçok kişi için hayatı kolaylaştıran, haklara erişimi sağlayan önemli bir süreç. Peki, hangi hastalıklar bu raporu almaya hak kazandırıyor? Deneyimlerime göre, bu durum oldukça geniş bir yelpazeyi kapsıyor ve sadece fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıklar da değerlendirmeye alınıyor. Önemli olan hastalığın kişinin günlük yaşamını, çalışma kapasitesini ve sosyal uyumunu ne kadar etkilediği.

Bu raporlar, genel olarak Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen özür oranlarına göre veriliyor. Özür oranları, hastalığın ciddiyetine ve kişinin fonksiyonelliğini ne ölçüde kısıtladığına bağlı olarak belirleniyor. Genellikle %40 ve üzeri bir oran, engelli birey statüsünü kazanmak için yeterli oluyor. Ancak bu oranlar, hastalığın türüne ve etkilediği alanlara göre değişkenlik gösterebiliyor. Örneğin, görme kaybında belirli bir görme keskinliği eşiği, işitme kaybında desibel seviyeleri gibi somut ölçütler bulunuyor.

Kardiyovasküler Hastalıklar ve Engelli Raporu

Kalp ve damar hastalıkları, engelli raporu verilmesinde önemli bir yer tutuyor. Özellikle ilerlemiş kalp yetmezliği, ciddi ritim bozuklukları, kalp kapak hastalıkları ve koroner arter hastalığı gibi durumlar, kişinin günlük yaşamını sürdürmesini zorlaştırdığında rapor alma potansiyeli taşıyor. Örneğin, New York Heart Association (NYHA) sınıflandırmasına göre fonksiyonel kapasitesi Class III veya Class IV olan hastalar, genellikle daha yüksek özür oranlarına sahip olabiliyor. Bu hastalar, en ufak bir fiziksel aktivitede bile nefes darlığı veya göğüs ağrısı yaşayabilirler. Bu durum, çalışma hayatında da ciddi kısıtlamalara neden olur.

Solunum Sistemi Hastalıkları ve Engelli Raporu

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), astım, pulmoner fibrozis gibi ciddi solunum sistemi rahatsızlıkları da engelli raporu için değerlendiriliyor. Bu rahatsızlıklarda, akciğer fonksiyon testleri (SFT) sonucunda elde edilen FEV1 (zorlu ekspiratuar volüm) veya FVC (zorlu vital kapasite) gibi değerler, özür oranını belirlemede kritik rol oynuyor. Örneğin, KOAH hastalarında solunum sıkıntısı, kişinin hareket kabiliyetini ciddi şekilde kısıtlayabilir ve oksijen desteği ihtiyacı doğurabilir. Bu tür durumlarda, hastalığın şiddetine göre %30 ila %80 arasında özür oranları verilebiliyor.

Nörolojik ve Psikiyatrik Hastalıklar

Beyin ve sinir sistemi hastalıkları ile ruh sağlığı sorunları da engelli raporu kapsamına giriyor. Epilepsi, multipl skleroz (MS), Parkinson hastalığı, inme sonrası kalıcı hasarlar, Alzheimer gibi nörolojik rahatsızlıklar, kişinin motor becerilerini, konuşmasını, hafızasını veya bilişsel fonksiyonlarını etkilediğinde rapor için uygun olabiliyor. Psikiyatrik rahatsızlıklarda ise şizofreni, bipolar bozukluk, ağır depresyon gibi durumlar, kişinin sosyal yaşamını ve işlevselliğini belirgin şekilde bozuyorsa değerlendiriliyor. Bu hastalıklar için, hastalığın seyri, tedaviye yanıtı ve kişinin günlük yaşam aktivitelerindeki kısıtlılıkları baz alınıyor. Örneğin, bir inme sonrası kolunu veya bacağını hiç kullanamayan bir birey, bu durumun kalıcılığına göre yüksek bir özür oranına sahip olabilir.

Rapor Süreci ve Öneriler

Engelli raporu süreci, genellikle bir devlet hastanesinin ilgili biriminden başvuru ile başlıyor. Doktorunuz, sizin durumunuza uygun olarak bir sevk yapabilir. Önemli olan, gittiğiniz hastanede ilgili branşlardaki doktorlardan detaylı bir muayene almanız ve tüm sağlık geçmişinizi, kullandığınız ilaçları eksiksiz olarak belirtmenizdir. Deneyimlerime göre, başvuru öncesinde elinizdeki mevcut raporları, epikrizleri, tetkik sonuçlarını (röntgen, MR, kan tahlilleri vb.) toplamanız, süreci hızlandıracaktır. Unutmayın, rapor oranını belirleyen şey, sadece hastalığın adı değil, hastalığın size ve yaşamınıza olan etkisidir.

Hangi rahatsızlıkların hangi özür oranlarına denk geldiği konusunda daha detaylı bilgi almak isterseniz, Sağlık Bakanlığı'nın yayınladığı "Engelli Bireyler İçin Sağlık Kurulu Raporu Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" gibi resmi kaynaklara göz atabilirsiniz. Ancak bu, oldukça teknik bir belge olduğundan, doktorunuzla konuşarak süreci anlamanız en doğrusu olacaktır.