Makbul ne demek din kültürü?
Makbul Ne Demek Din Kültürü?
Din kültürü açısından "makbul" kelimesi, Allah'ın razı olduğu, kabul ettiği, beğenip sevdiği şeyleri ifade eder. Bu sadece ibadetlerle sınırlı değildir; hayatın her alanında karşımıza çıkar.
Deneyimlerime göre, makbul olanı anlamak için iki temel boyuta bakabiliriz: Niyet ve Amel.
- Niyetin Makbuliyeti
Bir işin Allah katında makbul olması için en önemli unsur, kişinin samimi niyeti. Hadis-i şeriflerde buyrulduğu gibi, "Ameller niyetlere göredir." Bu, yaptığın en küçük bir iyiliğin bile, eğer arkasında halis bir niyet varsa, Allah tarafından büyük bir sevapla karşılık bulabileceği anlamına gelir. Mesela, bir komşuna yardım ederken amacın sadece onu memnun etmek değil, aynı zamanda Allah'ın rızasını kazanmaksa, bu niyet seni Allah'a daha yakınlaştırır. Sadece gösteriş için yapılan ibadetler veya iyilikler ise makbul sayılmaz.
Pratik Öneri: Her ibadet veya iyi bir işe başlarken, hatta günlük hayatındaki sıradan eylemlerde bile içtenlikle Allah rızasını niyet etmeye çalış. Bu, başlangıçta zor gelse de zamanla alışkanlık haline gelebilir. Örneğin, yemeği sen hazırlıyorsan, "Allah'ım bu yemeği bana şifa kıl" diye niyet edebilirsin. Ya da bir işe başlıyorsan, "Allah'ım bu işi bana kolaylaştır ve hayırlı sonuçlandır" diye niyet edebilirsin.
- Amelin Makbuliyeti
Niyet ne kadar halis olursa olsun, yapılan amelin yani fiilin de Allah'ın emrettiği şekilde olması gerekir. Bu, ibadetlerde şekil şartlarına uymak anlamına gelebilir. Örneğin, namaz kılarken rukû ve secdeyi doğru yapmak, oruç tutarken belirli kurallara uymak gibi. Kuran-ı Kerim'de ve Sünnet'te belirtilen bu kurallara uymak, amelin makbuliyetini artırır.
Ancak bu, sadece farz ibadetlerle sınırlı değil. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatını örnek alarak, onun ahlakıyla ahlaklanmak da bir amelin makbuliyetini sağlar. Onun güzel huylarını benimsemek, kimseye zarar vermemek, doğru sözlü olmak gibi davranışlar, Allah'ın razı olacağı amellerdir.
Örnek: Kurban kesmek farz olan bir ibadet değildir ama vaciptir. Kurban kesen birinin, kestiği hayvanın etini sadece kendi ailesi için ayırması değil, yoksullarla da paylaşması, hem amelin hem de niyetin makbuliyetini artırır. Kurban bayramında kesilen kurbanların %30'unun fakirlere dağıtılması tavsiye edilir ki bu da Allah'ın rızasını gözetmenin bir göstergesidir.
- Helal ve Haram Bilinci
Bir müminin tüm hayatında kazandığı, yiyip içtiği, giyindiği her şeyin helal yollardan olması, hem kişinin kendisi hem de yaptığı amellerin makbuliyeti için temel şarttır. Haramla beslenen bir bedenin ibadetlerinin Allah katında makbul olması beklenemez. Bu, Allah'ın bize sunduğu nimetleri kullanırken helal ve haram sınırlarına dikkat etmemiz gerektiğini gösterir.
Deneyimlerime göre, bu sınırları bilmek ve ona riayet etmek zorlayıcı olabilir. Ancak en küçük bir şüpheli durumdan bile kaçınmak, Allah'ın gazabından korunmanın ve O'nun rızasını kazanmanın yoludur. Örneğin, ticaretle uğraşıyorsan, aldatıcı sözlerden, hileli ürünlerden uzak durman gerekir.
Pratik Öneri: Gerek maddi kazançlarınızda, gerekse günlük hayatınızdaki tüketimlerinizde "Bu helal midir?" sorusunu kendinize sorun. Şüpheli gördüğünüz şeylerden kaçının. En ufak bir harama bulaşmamak, pek çok ibadetten daha sevaplı olabilir.
- Sabır ve Şükür
Makbuliyet, sadece rahat zamanlarda değil, zorluklar karşısında da gösterdiğimiz sabırla ölçülür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hayatında pek çok sıkıntı olmasına rağmen sabrı, Allah katında makbul olmasının önemli sebeplerindendir. Aynı şekilde, eldeki nimetlere şükretmek de makbul amellerdendir. Bir ayette mealen şöyle buyrulur: "Eğer şükrederseniz, nimetlerimi artırırım."
Örnek: Hastalık gibi zor bir durumla karşılaştığında, "Neden başıma geldi?" diye isyan etmek yerine, sabredip dua etmek ve bu durumun da Allah'tan geldiğine inanmak, kişinin imanının gücünü ve amellerinin makbuliyetini gösterir. Aynı şekilde, küçük bir iyiliğin bile kıymetini bilip şükretmek, Allah'ın sana daha fazlasını vermesine vesile olur.
Pratik Öneri: Günlük hayatta karşılaştığın olumlu veya olumsuz her durumda, Allah'ı hatırla. Zorluklarda sabretmeyi, kolaylıklarda ise şükretmeyi bir yaşam biçimi haline getir. Sabah uyandığında, günün ilk anlarında şükretmek güne pozitif başlamanı sağlar.