Mukallid ne demek kısaca?
Mukallid Ne Demek Kısaca?
Mukallid, basitçe ifade etmek gerekirse, bir mezhebe, bir görüşe veya bir düşünce sistemine bağlı kalarak, o görüşün veya mezhebin önde gelen alimlerinin (müçtehitlerin) içtihatlarını sorgulamadan benimseyen ve uygulayan kişidir. Yani, kendi aklı ve bilgisiyle değil, başkalarının vardığı sonuçlara uyarak yaşayan insanı ifade eder. Bu, İslam hukukunda (fıkıhta) özellikle önemli bir kavramdır.
Deneyimlerime göre, bu kelimeyi duyan birçok kişi için ilk akla gelen şey, "bir grubun peşinden giden" gibi olumsuz bir anlam taşımasıdır. Ancak mesele aslında biraz daha derindir. Mukallidlik, bir insanın dini bilgiyi nasıl edindiği ve yaşadığıyla doğrudan ilgilidir.
Kuran-ı Kerim ve Sünnet, dinin temel kaynaklarıdır. Ancak bu kaynakları anlamak, yorumlamak ve günümüz şartlarına uygulamak için derin bir ilmi birikim gereklidir. İşte burada müçtehitler devreye girer. Müçtehitler, hem dini ilimlerde hem de güncel hayattaki gelişmeleri anlayacak kadar genel kültürde uzmanlaşmış, Kuran ve Sünnet'ten hüküm çıkarabilecek yetkinliğe sahip kişilerdir. Günümüzde sayıları çok azdır ve hatta "müçtehitlik" kavramının günümüz şartlarında ne kadar geçerli olduğu da ayrı bir tartışma konusudur.
İşte mukallid olan kişi, bu müçtehitlerin içtihatlarına, yani yaptıkları yorumlara ve çıkardıkları hükümlere dayanarak amel eder. Bu, bir anlamda, o ilmi birikime sahip olanların rehberliğinde doğruya ulaşma çabasıdır.
Mukallidliğin Temel Nedenleri ve Pratiği
Mukallidliğin ortaya çıkmasının birkaç temel nedeni vardır:
- İlmi Yetersizlik: Herkesin müçtehit olacak seviyede ilmi birikime ve zamana sahip olması mümkün değildir. Dini bilgiyi doğru ve güvenilir kaynaklardan öğrenmek isteyen ancak bu derinliğe ulaşamayan kişiler için mukallidlik, dini yaşantısını şekillendiren pratik bir yol olur.
- Zaman ve İmkan Kısıtlılığı: Günümüz insanının hayat temposu, ilim tahsil etmek için gereken zamanı ve imkanları kısıtlayabilir. Bu durumda, daha önce yapılmış olan doğru ilmi çalışmaları takip etmek, daha ulaşılabilir bir yol sunar.
- Güvenilirliğe Duyulan İhtiyaç: İslam'da dini konularda bilgisizce konuşmak veya kendi kafasına göre hüküm çıkarmak büyük bir vebaldir. Bu nedenle, ilmi otoritelere ve mezhep imamlarının birikimine güvenerek hareket etmek, birçok insan için daha güvenli bir yoldur.
Peki, bu pratikte nasıl işler? Diyelim ki bir namaz meselesinde aklına bir soru takıldı. Kendi başına Kuran ve Sünnet'i araştırıp bir hükme varmak yerine,حنفي mezhebine mensupsan Hanefi fıkhındaki görüşlere, Şafii mezhebine mensupsan Şafii fıkhındaki görüşlere başvurursun. Bu, genelde güvendiğin bir alimden veya mezhep kitaplarından öğrenerek gerçekleşir. Mesela, imam Malik'in "Muvatta"sına veya İmam Ebu Hanife'nin "Fıkh-ı Ekber"ine bakarak, kendi mezhebinin görüşlerini öğrenir ve uygularsın.
Mukallidlik ve Taklid-i Şahsî
Mukallidlik içinde önemli bir alt başlık da "taklid-i şahsî" kavramıdır. Bu, kişinin belirli bir mezhebe, yani belirli bir müçtehidin veya onun takipçilerinin görüşlerine şahsî olarak bağlanmasıdır. Örneğin, sadece İmam Ebu Hanife'nin veya sadece İmam Şafii'nin görüşlerini takip etmek gibi. Bu, bir nevi ilmi bir yol arkadaşı seçmek gibidir.
Deneyimlerime göre, birçok insan farkında olmadan taklid-i şahsî yapar. Bir konuda bilgi edinirken, bir alimden veya belirli bir çevreden duyduklarını sorgulamadan benimsemesiyle bu durum ortaya çıkar. Burada önemli olan, seçtiğin kişinin veya mezhebin ne kadar güvenilir ve Kuran ve Sünnet'e ne kadar uygun olduğudur.
Pratik öneri olarak, eğer bir mezhebe veya alime bağlanacaksan, bu kişinin veya mezhebin temel kaynaklarını ve metodolojisini anlamaya çalış. Sadece ezbere takip etmek yerine, neden o görüşün benimsendiğini anlamak, ilmi derinlik katacaktır.
Mukallidlik ve Diğerleri: Farklar ve Nuanslar
Mukallidlik, bazen "taklitçi" veya " Körükörüne uyma" gibi daha olumsuz kelimelerle karıştırılabilir. Ancak burada önemli olan, neye ve nasıl taklit ettiğindir.
- Müctehid: Kendi aklı, bilgisi ve yöntemleriyle dini hükümler çıkarabilen alim.
- Mukallid: Müçtehitlerin görüşlerine uyarak amel eden kişi.
- Mütedeyyin (Dindar): Genel anlamda Allah'a inanan ve dini emirleri yerine getirmeye çalışan kişi. Mukallid olmak, mütedeyyin olmanın bir yoludur.
Şunu unutmamak gerekir ki, günümüzde fetva almak istediğimizde başvurduğumuz diyanet işleri başkanlıkları, müftülükler veya güvenilir ilmi makamlar da aslında bir nevi "mezheplerin" veya "ilmi görüşlerin" bir sonucunu bize aktarır. Yani, dolaylı da olsa bir "taklit" durumu söz konusudur. Önemli olan bu taklidin ne kadar bilinçli ve ne kadar güvenilir kaynaklara dayandığıdır.
Sana tavsiyem, dini konularda araştırma yaparken güvendiğin, ilmi birikimi olan ve Kuran ile Sünnet'e sıkı sıkıya bağlı olduğuna inandığın kişilerden veya kaynaklardan istifade etmen. Kendi aklını da kullanmaktan çekinme, ancak bilginin sınırlarını da bilerek hareket et.