Jeoloji Yüksek Mühendisi ne iş yapar?

Jeoloji Yüksek Mühendisi Ne İş Yapar?

Bir Jeoloji Yüksek Mühendisi olarak ne yaptığımı merak ediyorsan, sana biraz açayım. Aslında çok geniş bir alan ama temelinde Dünya’yı, onun oluşumunu, yapısını, içindeki kaynakları ve bu kaynakların insan hayatı için nasıl kullanılabileceğini anlamak ve yönetmek var. Bu iş öyle sadece kayalara bakıp konuşmaktan ibaret değil, oldukça somut ve teknik bir süreç.

  1. Yeraltı Kaynaklarının Keşfi ve Yönetimi

Bu işin en bilindik ve önemli kısımlarından biri. Yeraltında ne var, ne yok, onu bulmaya çalışırız. Altın, bakır, demir gibi madenler başta olmak üzere, petrol, doğalgaz gibi enerji kaynaklarını ve hatta yeraltı sularını araştırırız. Bir maden sahasını düşün. Orayı bulmak için yıllarca süren araştırmalar, jeofizik çalışmalar (sismik, manyetik, gravimetrik ölçümler gibi), sondajlar yaparız. Mesela, yeni bir bakır yatağı bulmak için sahada kilometrelerce süren yüzey araştırmaları yapıp, ardından hedef bölgelerde derin sondajlar açarız. Bu sondajlardan çıkan karotları (kaya örnekleri) inceler, kimyasal analizlerle bakır konsantrasyonunu belirleriz. Eğer yaptığımız analizler sonucunda ton başına ortalama %0.5 bakır gibi bir değer bulursak, bu ekonomik olarak yapılabilir bir rezerv anlamına gelebilir. Sonrasında bu rezervin ne kadar büyük olduğunu, ne kadar sürede çıkarılabileceğini, çevresel etkilerini de hesaplarız. Bu, sadece "çıkartalım" demek değil, aynı zamanda bu kaynakları sürdürülebilir bir şekilde yönetmek, gelecek nesillere de bırakmak demek.

  1. Yapısal Jeoloji ve Zemin Etütleri

Binalar, köprüler, barajlar gibi büyük mühendislik projelerinin ayakları yere sağlam basmalı, değil mi? İşte tam burada biz devreye gireriz. İnşaat yapılacak arazinin jeolojik özelliklerini inceleriz. Fay hatları var mı, zeminin taşıma gücü ne kadar, sıvılaşma riski var mı, yeraltı suyu seviyesi nedir? Bunları belirlemek için saha çalışmaları (jeolojik haritalama, sondaj, arazi deneyleri) ve laboratuvar testleri yaparız. Örneğin, bir konut projesi için zemin etüdü yaparken, derin sondajlarla zeminin farklı katmanlarını tespit eder, bu katmanlardan aldığımız numuneleri laboratuvarda sıkışma, dayanım gibi testlere tabi tutarız. Bu testlerin sonuçlarına göre, zemin iyileştirmesi gerekip gerekmediğini, temel tipini ve derinliğini belirleriz. Bir deprem ülkesinde yaşadığımızı düşünürsek, bu işin ne kadar kritik olduğunu daha iyi anlarsın. 1999 Gölcük depremi sonrası yaptığımız zemin etütleri ve mühendislik çözümleriyle, yapılan binaların ayakta kalma oranını artırdık.

  1. Çevresel Jeoloji ve Doğal Afet Riski Yönetimi

Doğal afetler, jeolojik süreçlerin bir sonucudur. Depremler, volkanik patlamalar, heyelanlar, seller... Biz bu riskleri anlamaya, haritalandırmaya ve mümkünse önlemeye çalışırız. Bir heyelan riskli bölgeyi düşünelim. Orada toprağın kaymasına neden olabilecek faktörleri (eğim, yağış rejimi, litoloji, aktif faylanmalar) inceleriz. Sayısal modellemelerle heyelan olasılığını hesaplarız. Bu sayede, o bölgedeki yerleşim yerlerini veya önemli altyapı projelerini nereye yapmamız gerektiğini belirleriz. Ya da bir baraj inşaatı düşündüğünde, o bölgedeki sismik aktiviteyi, yeraltı suyunun baraj gövdesinden sızma olasılığını inceleriz. Kentsel dönüşüm projelerinde de benzer şekilde, deprem risk haritalarını ve zemin özelliklerini kullanarak güvenli yapılaşma bölgeleri belirleriz. Deneyimlerime göre, bu tür risk analizlerini iyi yapmak, olası büyük kayıpları önlemenin anahtarıdır.

  1. Jeotermal Enerji ve Yeraltı Suyu Kaynakları

Temiz enerji kaynaklarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Jeotermal enerji, yani yerin ısısı, bu konuda bize büyük fırsatlar sunuyor. Yeraltındaki sıcak su ve buhar rezervlerini araştırır, bu enerjiyi elektrik üretimi veya doğrudan ısıtma amaçlı kullanmak için fizibilite çalışmaları yaparız. Bir jeotermal saha için yapılan araştırmalarda, derin sondajlarla yeraltındaki sıcaklık ve akışkan özelliklerini ölçeriz. Eğer bir bölgede ortalama 150-200 °C civarında sıcak su bulunuyorsa, bu bölgede jeotermal santral kurma potansiyeli vardır. Yine, içme ve kullanma suyu kaynaklarını bulmak, bu suların kalitesini analiz etmek ve su rezervlerini sürdürülebilir bir şekilde yönetmek de görevlerimiz arasında. Bir şehir için yeni bir içme suyu kaynağı ararken, yeraltı suyunun beslenme alanlarını belirler, debi ve kimyasal analizlerle su kalitesini ve miktarını tespit ederiz.

Eğer bu alana ilgi duyuyorsan, hem doğayı seven hem de matematik ve fizik temeli güçlü birisiysen, bu meslek tam sana göre olabilir. Sabırlı ol, çünkü jeoloji işleri genellikle uzun solukludur ama sonuçları oldukça tatmin edicidir.