Erozyonu önlemek için neler yapılması gerekir?
Erozyonu Önlemek İçin Yapılması Gerekenler
Erozyon, toprağın üst verimli katmanının rüzgar ve su tarafından taşınmasıdır. Bu, tarım arazilerimizin verimini düşürdüğü gibi, sel ve taşkın riskini de artırır. Deneyimlerime göre, bu sorunu çözmek için toprağı ve onunla etkileşimimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. İşte somut adımlar:
Bitki Örtüsünü Korumak ve Artırmak
Toprağın en büyük dostu bitkilerdir. Kökleri toprağı bir arada tutar, yağmurun etkisini yumuşatır ve rüzgarın şiddetini azaltır. Düşünsene, bir ormanda yürüdüğünde toprağın ne kadar sıkı tutunduğunu hissedersin. Birçok çiftçi, ürün hasadından sonra tarlasını boş bırakır. Bu durum, toprağı erozyona karşı savunmasız bırakır. Özellikle eğimli arazilerde, boş kalan toprakta suyun akış hızı artar ve üst tabakayı kolayca götürür. Türkiye'de erozyonun yaygın olduğu bölgelerde yapılan çalışmalarda, çıplak toprak alanlarında erozyon oranının, bitki örtüsüyle kaplı alanlara göre %400 ila %800 daha fazla olduğu gözlemlenmiştir.
Yapılacaklar:
- Ağaçlandırma ve Mera Islahı: Özellikle eğimli arazilerde ve dere yataklarının kenarlarında ağaçlandırma yapmak çok etkilidir. Meyve ağaçları, orman ağaçları veya bölgenize uygun diğer bitki türleri hem toprağı tutar hem de ek gelir kaynağı olabilir. Mera alanlarının iyileştirilmesi, aşırı otlatmanın önlenmesi de önemlidir. Mera ıslahı yapılan yerlerde ot veriminin %20-30 arttığı ve toprak kayıplarının azaldığı görülmüştür.
- Nadas Sürelerini Azaltmak: Tarlayı boş bırakma (nadas) süresini mümkün olduğunca kısaltmak, toprağı sürekli olarak bir bitki örtüsüyle kaplı tutmak demektir. Toprak işleme yöntemlerini de buna göre ayarlamak gerekir.
- Örtücü Bitkiler: Ana ürün ekiminden sonra veya ürünler arasında tarla boş kaldığında mercimek, fiğ, yonca gibi örtücü bitkiler ekilebilir. Bu bitkiler toprağı hem korur hem de toprağa organik madde kazandırır.
Toprak İşleme Yöntemlerini Gözden Geçirmek
Geleneksel toprak işleme yöntemleri, toprağın yapısını bozarak onu erozyona daha yatkın hale getirebilir. Derin ve sık toprak işlemesi, toprağın üstündeki koruyucu örtüyü yok eder ve suyun toprağa sızma kapasitesini azaltır. Deneyimlerime göre, toprak işleme sıklığını ve derinliğini azaltmak, erozyon kontrolünde büyük fark yaratır.
Yapılacaklar:
- Toprak İşlemesiz Tarım (No-Till): Bu yöntemde, önceki üründen kalan bitki artıkları tarlada bırakılır ve toprak hiç sürülmez veya çok az işlenir. Ekim, özel makinelerle doğrudan bu artıkların arasına yapılır. Bu, hem toprağın yapısını korur hem de nem tutma kapasitesini artırır. No-till uygulanan yerlerde erozyonun %90'a varan oranlarda azaldığı rapor edilmiştir.
- Eğime Dik Sürme (Kontur Sürme): Özellikle eğimli arazilerde, toprağı eğime paralel sürmek yerine eğime dik olarak sürmek (kontur çizgileri boyunca) suyun akış hızını keser ve toprağın taşınmasını engeller. Bu yöntem, suyun daha fazla emilmesini sağlar.
- Bölgesel İşleme: Tarlanın tamamını değil, sadece tohumun ekileceği şeridi işleyerek hem toprak kaybını azaltabilir hem de mazot gibi masraflardan tasarruf edebilirsiniz.
Su Yönetimi ve Yapısal Önlemler
Suyun akışını kontrol altına almak, erozyonu önlemenin bir başka önemli yoludur. Doğru yapılarla, yağmur suyunun toprağı aşındırmasını engelleyebilir ve toprağın su tutma kapasitesini artırabilirsiniz.
Yapılacaklar:
- Teraslama: Özellikle çok eğimli arazilerde, basamak şeklinde teraslar oluşturmak, suyun akış hızını büyük ölçüde yavaşlatır. Her terasın önünde oluşan setler, suyu tutar ve toprağın yerinde kalmasını sağlar.
- Yağmur Suyu Hasadı ve Bentler: Küçük bentler veya setler oluşturarak yağmur suyunun birikmesini ve toprağa sızmasını sağlamak, hem su kaynaklarını korur hem de erozyonu azaltır. Bu yöntem, kurak bölgelerde özellikle faydalıdır.
- Drenaj Kanalları ve Bitkilendirme: Ani yağışlarda fazla suyun kontrollü bir şekilde tahliye edilmesi için uygun drenaj kanalları açılabilir. Bu kanalların kenarlarını ve içini de otlarla veya kökleri güçlü bitkilerle kaplamak, kanal tabanındaki erozyonu önler.
Doğru Arazi Kullanımı ve Planlama
Hangi arazinin ne amaçla kullanılacağını doğru belirlemek, erozyonla mücadelede temeldir. Bir zamanlar verimli ormanlık alanların tarıma açılması veya yanlış sanayileşme gibi durumlar, toprağın doğal dengesini bozarak erozyonu tetikler.
Yapılacaklar:
- Arazi Sınıflaması: Eğim, toprak tipi ve yağış miktarı gibi faktörlere göre arazileri erozyon hassasiyetine göre sınıflandırmak ve buna göre kullanım planlaması yapmak esastır. Çok eğimli ve hassas arazilerde tarım yerine ormancılık veya otlatma gibi daha az riskli faaliyetlere yönelmek önemlidir.
- Yerel Yönetimlerin Rolü: Belediyeler ve il özel idareleri, imar planlarında erozyon kontrolünü göz önünde bulundurmalı, yapılaşma izinlerinde toprak yapısını ve eğimi dikkate almalıdır.
- Eğitim ve Farkındalık: Çiftçileri ve halkı erozyonun zararları ve alınması gereken önlemler konusunda bilinçlendirmek, uzun vadeli çözümün parçasıdır. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda yürüteceği kampanyalar çok değerlidir.