İşletmenin yakın dış çevre unsurları nelerdir?
İşletmenin Yakın Çevre Unsurları: Kimler Rakip, Kimler Dost?
Merhaba! Bir işletme yönetiyorsan veya yönetmeyi düşünüyorsan, çevreni anlamak işin yarısıdır. Hele ki o yakın çevrende kimler var, kimler yok bilmek seni uçurur. Boş laf yerine, deneyimlerime göre bu işin iç yüzünü sana anlatayım.
Şimdi, işletmenin yakın dış çevresi dediğimizde aklına hemen rakipler gelmesin. Daha geniş bir resim var aslında. Bunlar, senin gününü doğrudan etkileyen, kararlarını şekillendiren ve pazarındaki konumunu belirleyen aktörler. Hadi gel, bu unsurları biraz didikleyelim:
- Müşteriler: Onlar olmadan sen de yoksun!
En başta tabii ki müşteriler. Ama sadece "alıcı" olarak görme onları. Müşteriler, işletmenin varlık sebebidir ve istekleri, ihtiyaçları, davranışları sürekli izlenmelidir. Örneğin, bir giyim mağazası sahibiysen, bu yılın trendleri ne? Geçen yıl sattığın kazakların satış hacmi bu yıl yüzde kaç düştü? Müşterilerin online alışverişe yönelme oranı arttı mı? Bunları bilmek, stok yönetiminden pazarlamaya kadar her şeyi etkiler. Hedef kitle segmentasyonunu doğru yapmak, onların sadakatini kazanmak için altın kuraldır. Unutma, mutlu müşteri en iyi reklamdır.
Pratik İpucu: Müşteri geri bildirimlerini ciddiye al. Bir anket yaptın ve müşterilerin %60'ı teslimat süresinden şikayetçiyse, buraya eğilmelisin. Belki kargo firmasıyla anlaşmanı gözden geçirmelisin.
- Rakipler: Sadece seni taklit edenler değil!
Evet, en bariz olanlar rakipler. Ama "rakip" dediğimizde sadece seninle aynı ürünü satanlar değil. Bunlar, müşterinin aynı ihtiyacını farklı yollarla karşılayanlar da olabilir. Örneğin, bir restoranın rakibi sadece diğer restoranlar değil, aynı zamanda evde yemek yapma seçeneği, hazır yemek servisleri, hatta sinema bile olabilir. Rakiplerinin fiyat stratejileri, pazarlama kampanyaları, ürün geliştirme süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak sana rekabet avantajı sağlar. Geçen sene X rakibinin %15 pazar payı artışı varsa, bunun nedenini analiz etmelisin. Ürün kalitesi mi, daha agresif reklamlar mı?
Pratik İpucu: Rakip analizi yaparken sadece fiyatlarına bakma. Marka algısı, müşteri hizmetleri, dijital varlığı gibi faktörleri de göz önünde bulundur. Hatta bir rakibinin web sitesindeki en popüler ürünleri inceleyerek hangi kategorilere yatırım yaptığını anlayabilirsin.
- Tedarikçiler: Kim sana ne getiriyor?
İşletmenin ürettiği veya sattığı mal ve hizmetlerin hammaddesini veya bileşenlerini sağlayanlar tedarikçilerdir. Bir inşaat firması için çimento ve demir sağlayanlar, bir yazılım şirketi için bulut hizmetleri sağlayıcıları gibi. Tedarikçilerin fiyatlandırma politikaları, teslimat süreleri, ürün kalitesi senin operasyonel maliyetlerini ve üretim kapasiteni doğrudan etkiler. Eğer ana tedarikçinin ana ham maddesine %20 zam gelirse, senin de fiyatlarına yansıtman gerekebilir ya da alternatif tedarikçiler aramalısın. Güçlü tedarikçi ilişkileri, kesintisiz üretim ve daha uygun maliyetler anlamına gelir.
Pratik İpucu: Tek bir tedarikçiye bağımlı kalma. Her zaman için bir veya iki yedek tedarikçi belirle. Bu, olası bir aksilik durumunda iş akışının durmasını engeller.
- Aracılar: Ürünü müşteriye ulaştıranlar
Bunlar, ürün veya hizmetini müşteriye ulaştırmana yardımcı olan şirketler veya kişilerdir. Distribütörler, toptancılar, perakendeciler, hatta pazarlama ajansları veya lojistik firmaları bu kategoriye girer. Onların etkinliği, senin ürünlerinin raflarda nasıl göründüğünü, müşteriye ne kadar hızlı ulaştığını belirler. Diyelim ki bir e-ticaret sitesisin ve anlaşmalı kargo şirketinin teslimat süresi ortalama 3 gün ve bu oran son 3 ayda %10 arttı. Bu durum, müşteri memnuniyetini doğrudan etkiler ve seni yeni kargo firmaları aramaya iter.
Pratik İpucu: Aracılarla olan ilişkilerini iyi yönet. Onların performansını düzenli olarak takip et ve gerektiğinde revizyonlar yap. Belki komisyon oranlarını veya teslimat taahhütlerini yeniden görüşebilirsin.
Unutma, bu yakın çevre unsurlarını anlamak ve onlarla doğru ilişkiler kurmak, senin başarının anahtarıdır. Her zaman etrafına bir göz atmaktan ve bu dinamikleri analiz etmekten çekinme.