Geçti Bor un pazarı sür eşeği Niğde'ye atasözü mü?
Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye: Neden ve Nasıl?
Bu atasözü, aslında hayatın kaçırılan fırsatları ve sonrasında yapılması gereken mantıksız çabaları anlatan, çok isabetli bir tespit. Niğde'nin Bor ilçesindeki Pazar yerinin, eski dönemlerde ne kadar canlı ve önemli olduğunu bilmeyen yoktur. Eğer o pazar kaçtıysa, yani fırsat elden çıktıysa, artık eşeği Niğde'ye sürmenin bir anlamı kalmaz. Çünkü zaten pazar bitti, alıcı yok, satıcı yok. Boşuna bir zahmet. Bu atasözünü günlük hayatta nasıl değerlendirebiliriz, biraz ona bakalım.
Fırsat Kaçınca Neden Israr Etmemeliyiz?
Deneyimlerime göre, bir insan bir fırsatı kaçırdığında, sanki o fırsatın peşinden gitmekten başka çaresi yokmuş gibi davranabiliyor. Oysa bu durum, zaman ve kaynak israfına yol açıyor. Örneğin, eski zamanlarda bir malı en iyi fiyata satabileceğiniz yer Bor Pazarı idi. Eğer oraya zamanında gidemediniz, malınız elinizde kaldıysa, pazar bittikten sonra eşeği aynı pazara sürmenin mantığı yok. Aynı şekilde, günümüzde de bir iş fırsatını kaçırdığınızda, artık o fırsatın ilk ortaya çıktığı zamanki şartları bulmanız pek olası değil. Belki yeni fırsatlar doğar ama eskiyi kovalamak genellikle enerji tüketir ve somut bir sonuç vermez.
Somut bir örnek vereyim: Bir arkadaşım, bir gayrimenkul yatırım fırsatını kaçırdı. Başlangıçta anlaştığı fiyatı, sonradan artan talep yüzünden alamadı. Sonra aylarca ısrar etti, aynı evi daha yüksek fiyattan almak istedi. Ama piyasa değişmişti, aynı avantajlı koşullar artık yoktu. Boş yere hem zamanını harcadı hem de stres yaşadı. Deneyimlerime göre, bu tür durumlarda yeni arayışlara girmek çok daha verimli oluyor.
Önceki Durumu Değerlendirmek: Bor Pazarı Bitti mi, Bitmedi mi?
Burada kritik olan, gerçekten fırsatın kaçıp kaçmadığını doğru analiz edebilmek. Belki de Bor Pazarı hala bir potansiyele sahiptir ama sizin eşeğinizle oraya gitmek için yeterli zamanınız veya isteğiniz kalmamıştır. Yani durum, "fırsatın kaçması" kadar, "bizim o fırsatı değerlendirecek durumda olmamamız" ile de ilgili olabilir. Bu atasözü bize, kendi durumumuzu objektif olarak değerlendirmeyi de öğütlüyor.
Pratik bir ipucu: Eğer bir konuda ısrarcı olmaya devam etmek istiyorsanız, kendinize şu soruları sorun:
- Bu iş artık gerçekten eskisi gibi avantajlı mı?
- Eğer evet ise, bu avantajı elde etmek için ne gibi yeni adımlar atmam gerekiyor?
- Bu yeni adımlar, bana ne kadar zaman ve maliyet getirir?
- Bu maliyet, beklediğim faydaya değer mi?
Bu soruların cevapları genellikle sizi doğru yola yönlendirecektir. Deneyimlerime göre, samimi cevaplar bulmak önemlidir.
Niğde'ye Eşeği Sürmek: Alternatifler ve Yeniden Değerlendirme
Eğer Bor Pazarı gerçekten kaçtıysa, eşeği oraya sürmek yerine ne yapabiliriz? Belki de eşeği farklı bir pazara götürebiliriz. Belki de eşeğin cinsini değiştirmeli, hatta eşek yerine başka bir taşıma aracı düşünmeliyiz. Özetle, alternatif yolları düşünmek bu atasözünün özünde var. Geçmişe takılıp kalmak yerine, mevcut durumdan yola çıkarak yeni stratejiler geliştirmeliyiz.
Öneri: Bir planınız suya düştüğünde, hemen alternatif plan B, C, D'leri devreye sokun. Unutmayın, hayat tek bir Bor Pazarı'ndan ibaret değil. Belki de Niğde'ye gitmek yerine, eşeği başka bir ile götürmek çok daha karlı olabilir. Bu, yeni başlangıçlar için bir fırsattır.
Sonuç Yerine Bir Tavsiye
Deneyimlerime göre, bu atasözü bize hem zamanın kıymetini hem de değişen koşullara ayak uydurmanın önemini vurguluyor. Bir fırsatı kaçırdığınızda, bunun dünyaların sonu olmadığını bilmek ve boşuna çabalamak yerine, durumu kabullenip yolunuza devam etmek en akıllıcası.