Hammurabi Kanunları hangi uygarlığa aittir ve özelliği nedir?
Hammurabi Kanunları: Mezopotamya'nın Adalet Pusulası
Hammurabi Kanunları, Babiller denilen köklü bir uygarlığa ait. MÖ
- yüzyılda, Babil Kralı Hammurabi tarafından derlenen bu kanunlar, tarihin en eski ve en kapsamlı yazılı hukuk metinlerinden biri. Düşünsene, bundan tam 3800 yıl önce insanlar belirli kurallara göre yaşıyor ve adaleti arıyordu. Bu kanunlar, o dönemin toplumsal yapısını, ekonomik ilişkilerini ve cezalandırma sistemini anlamamız için paha biçilmez bir kaynak.
Kısasa Kısas ve Sosyal Tabakalar
Hammurabi Kanunları'nın en çarpıcı özelliklerinden biri, "gözün göz, dişin diş" prensibini sıkça uygulaması. Ancak bu, her zaman eşit uygulanmıyordu. Kanunlar, toplumsal statüyü net bir şekilde ayrıştırıyor ve suçun cezasını da buna göre belirliyordu. Örneğin:
*
Eğer bir serbest vatandaş başka bir serbest vatandaşa saldırdıysa, ona aynı zararı verecekti.
*
Ancak, eğer bir köle bir serbest vatandaşa saldırdıysa, köle basitçe bir gümüş para cezasıyla kurtulabilirken, serbest vatandaşın kölesi için sahibine tazminat ödemesi gerekiyordu.
*
Eğer bir doktor bir hastayı neşterle ameliyat eder ve hastanın gözünü çıkarırsa, doktorun da eli kesilirdi. Ama eğer hasta bir köle idiyse, doktor sadece belirli bir miktar gümüş ödeyerek cezasını hafifletebilirdi.
Bu durum, bize o dönemde sınıf ayrımının ne kadar keskin olduğunu ve hukukun bile bu ayrımları gözettiğini gösteriyor. Deneyimlerime göre, böyle bir adalet anlayışı günümüzde pek mümkün olmasa da, o dönemin şartlarında bir düzen sağlamak adına bir çabaydı.
Mesleki Sorumluluklar ve Tazminatlar
Hammurabi Kanunları, yalnızca bireyler arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda meslek gruplarının sorumluluklarını da düzenliyordu. İnşaatçılıktan hayvancılığa kadar birçok alanda mesleki hatalara karşı ciddi yaptırımlar öngörülüyordu.
*
Eğer bir inşaatçı bir ev yaptı ve bu ev çökerse, ev sahibinin ölmesine neden olursa, o inşaatçının da kendi eli kesilirdi.
*
Eğer bir gemici bir gemiyle seyahat ederken bir kaza olursa ve yükler kaybolursa, geminin sahibine kaybedilen yükün bedeli ödetilirdi.
Bu maddeler, o dönemdeki insanların işlerine ne kadar önem verdiğini ve bir hatanın bedelinin ne kadar ağır olabileceğini gösteriyor. Günümüzdeki tüketici hakları veya mesleki sorumluluk sigortaları gibi kavramların temellerini burada görmek mümkün. Eğer bir konuda uzmanlaşmaya başlıyorsan, o işi en doğru şekilde yapmanın önemini ve olası hataların getireceği sonuçları şimdiden düşünmek akıllıca olur.
Aile Hukuku ve Miras Kuralları
Aile yapısı ve miras konusunda da Hammurabi Kanunları oldukça detaylı düzenlemeler içeriyordu. Evlilik, boşanma, çocuk edinme ve miras paylaşımı gibi konular net bir şekilde ele alınmıştı.
*
Bir erkek, eğer bir kadına evlenme sözü verirse, ancak daha sonra başka bir kadınla evlenmek isterse, ilk kadına altın, gümüş ve verdiği çeyiz kadar bir bedel ödemek zorundaydı.
*
Bir kadının kocası ölürse ve çocuğu yoksa, kocanın babası veya akrabaları kadına çeyizini geri verir ve evine dönmesine izin verirdi.
*
Babasının izni olmadan bir kadının evlenmesi durumunda, hem kadın hem de erkeğin cezalandırılması öngörülüyordu.
Bu kurallar, aile içi ilişkilerin ve evlilik kurumunun o dönemdeki kutsiyetini ve aynı zamanda ne kadar karmaşık olabileceğini bizlere anlatıyor. Bir miras durumuyla karşı karşıya kaldığında, o dönemin kanunları ne kadar karmaşık olsa da, hakkaniyetin gözetilmesi gerektiğini unutmamak önemli.
Hammurabi Kanunları, sadece bir dizi kuraldan ibaret değil. Onlar, bir medeniyetin adalet anlayışını, toplumsal değerlerini ve insan ilişkilerine bakış açısını yansıtan birer ayna. Bu kanunları okuduğunda, binlerce yıl öncesine yolculuk yapmış gibi hissedebilirsin.