Have has hangi durumlarda kullanılır?

Have has Kullanım Alanları

Selam! İngilizcede have ve has arasındaki farkı ve ne zaman hangisini kullanacağını merak ediyorsan, doğru yerdesin. Deneyimlerime göre, bu iki kelimeyi karıştırmak oldukça yaygın bir durum ve aslında temelinde yatan birkaç basit kural var.

  1. Özneye Göre Farklılık: Kimin, Neyin Var?

En temel ayrım özneye dayanıyor. İngilizcede özneye göre fiil çekimi yaptığımızı biliyorsun. Have ve has de bu çekimin bir parçası.

  • Have: Ben (I), Sen (You), Biz (We), Onlar (They) ve çoğul isimlerle birlikte kullanılır.
  • Has: O (He, She, It) ve tekil isimlerle kullanılır.

Örnekler:

  • I have a new car. (Benim yeni bir arabam var.)
  • She has two brothers. (Onun iki erkek kardeşi var.)
  • We have to go now. (Şimdi gitmemiz gerekiyor.)
  • The dog has a long tail. (Köpeğin uzun bir kuyruğu var.)

Pratik İpucu: Eğer cümlenin öznesi "he", "she" veya "it" ile ifade edilebilen tekil bir şeysin (kişi, hayvan, eşya), büyük ihtimalle "has" kullanacaksın. Diğer tüm durumlarda ise "have" daha uygun olacaktır.

  1. Sahiplik ve Sahip Olma Durumları

Have ve has'in en sık kullanıldığı yer, bir şeye sahip olduğumuzu belirtmektir. Bu, fiziksel bir eşya olabileceği gibi, soyut bir kavram da olabilir.

Örnekler:

  • They have a lot of money. (Onların çok parası var.)
  • He has a great idea. (Onun harika bir fikri var.)
  • My parents have a big house. (Ebeveynlerimin büyük bir evi var.)
  • The company has 500 employees. (Şirketin 500 çalışanı var.)

Deneyimlerime göre: "Sahip olmak" anlamında kullanırken, her zaman özneye bak. Tekil şahıslar (he, she, it) "has" ile, diğerleri "have" ile. Bu basit kuralı oturtursan, bu anlamda hata yapma olasılığın çok düşer.

  1. Yardımcı Fiil Olarak Kullanım: Perfekt Zamanlar

Have ve has, İngilizcedeki "present perfect" (şimdiki zamanın hikayesi gibi düşünülebilir) ve "past perfect" (geçmiş zamanın hikayesi) gibi zamanlarda yardımcı fiil olarak görev yapar. Bu zamanlarda, ana fiil "past participle" (fiilin üçüncü hali) olarak kullanılır.

Present Perfect (Şimdiki Zamanın Hikayesi)

Geçmişte başlayıp hala devam eden veya geçmişte olup sonucu şu an ilgilendiren eylemleri anlatırken kullanılır. Yine özneye göre have/has seçimi yapılır.

  • I have finished my work. (İşimi bitirdim. - Şu an işim bitmiş durumda.)
  • She has been to London twice. (O Londra'ya iki kere gitti. - Hala gidip gelebilir.)
  • We have eaten dinner. (Akşam yemeği yedik. - Şu an tokuz.)

Past Perfect (Geçmiş Zamanın Hikayesi)

Geçmişte gerçekleşmiş iki olaydan, önce olanı anlatmak için kullanılır. Burada özneye bakılmaksızın her zaman "had" kullanılır, ama "have" ve "has" ile bağlantısını şöyle kurabiliriz: Present Perfect'in geçmiş zaman hali gibidir.

  • When I arrived, she had already left. (Ben vardığımda, o çoktan ayrılmıştı. - Önce ayrılma eylemi oldu.)

Pratik İpucu: Perfekt zamanları kullanırken, "have/has + fiilin

  1. hali" yapısını aklında tut. Eğer cümlenin öznesi "he, she, it" ise "has", diğerleri ise "have" ile başla. "Had" ise geçmişteki bir öncelik belirtir ve tüm öznelerle aynıdır.

  1. Zorunluluk ve Gereklilik Anlatımı (Have to / Has to)

Have to ve has to, bir şeyi yapmak zorunda olduğumuzu, bir gerekliliğin olduğunu ifade eder. Tıpkı sahiplik durumunda olduğu gibi, burada da özneye göre have veya has seçimi yapılır.

  • I have to study for the exam. (Sınav için çalışmak zorundayım.)
  • He has to wake up early tomorrow. (Onun yarın erken kalkması gerekiyor.)
  • They have to wear uniforms at school. (Okulda üniforma giymek zorundalar.)
  • My sister has to clean her room. (Kız kardeşimin odasını temizlemesi gerekiyor.)

Deneyimlerime göre: "Yapmak zorundayım/gerekiyor" anlamında, "have to" veya "has to" kullanmak oldukça yaygındır. Yine aynı kural geçerli: Öznen "he, she, it" ise "has to", diğerleri ise "have to". Bu kalıpları öğrenmek, günlük konuşmada sana çok yardımcı olacaktır.

Umarım bu açıklamalar have ve has arasındaki farkı netleştirmiştir. Pratik yaparak ve bol bol okuyarak bu yapıları daha rahat kullanabilirsin!