Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı yazmayı nasıl kabul etti?

02.03.2025 0 görüntülenme

Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin gönlünde müstesna bir yere sahip olan İstiklal Marşı'nı yazma sürecinde birçok tereddüt yaşamış, ancak nihayetinde vatan sevgisi ve milli sorumluluk bilinciyle bu görevi üstlenmiştir. Peki, Mehmet Akif Ersoy'u bu tarihi görevi kabul etmeye iten faktörler nelerdi?

Dönemin Şartları ve Milli Ruh

İstiklal Marşı'nın yazıldığı dönem, Türk milletinin en zorlu sınavlarından geçtiği bir zamandı. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından vatan toprakları işgal altındaydı ve milli mücadele tüm şiddetiyle sürüyordu. Bu kritik süreçte, Türk ordusuna ve halkına moral verecek, milli duyguları coşturacak bir marşa ihtiyaç duyuluyordu. İşte bu milli ruh, Mehmet Akif Ersoy'u derinden etkilemiş ve onu görevi kabul etmeye yöneltmiştir.

Para Ödülünü Kabul Etmemesi

Başlangıçta, yarışmaya konulan para ödülü nedeniyle Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nı yazmaya sıcak bakmamıştı. O, milli ve manevi değerleri her şeyin üstünde tutan bir şairdi ve böyle kutsal bir görevin maddi bir karşılığı olmaması gerektiğine inanıyordu. Ancak, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ısrarlı ricası ve para ödülünün kaldırılacağı sözü üzerine ikna olmuştu. Hatta, kazanacağı vakıf ödülünü de yoksul Mehmetçiklerin çocuklarına bağışlayacağını belirtmiştir. Bu durum, Mehmet Akif'in vatan sevgisi ve fedakarlık anlayışının en güzel örneklerinden biridir.

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in Rolü

Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif Ersoy'u ikna etme sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Tanrıöver, Akif'in milli duygularına hitap ederek, İstiklal Marşı'nın Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi için ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Akif'in tereddütlerini anlayan ve ona destek olan Tanrıöver, bu tarihi marşın yazılmasında büyük bir paya sahiptir.

Sonuç

Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı yazmayı kabul etmesi, hem dönemin zorlu şartlarının hem de Akif'in güçlü vatan sevgisinin bir sonucudur. O, para ödülünü reddederek, milli ve manevi değerlerin maddi çıkarların üzerinde olduğunu göstermiştir. Hamdullah Suphi Tanrıöver'in ikna çabaları ve Akif'in milli sorumluluk bilinci, Türk milletine ölümsüz bir eser armağan etmiştir. İstiklal Marşı, bugün hala milletimizin en önemli sembollerinden biri olarak gururla söylenmektedir.