Kavalalı nereleri istedi?

Kavalalı Mehmet Ali Paşa Nereleri İstedi?

Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın “nereleri istediği” sorusunun yanıtı aslında Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderini belirleyen bir süreçtir. Bu süreç sadece toprak talepleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Mısır’ın özerkliği, babadan oğula geçiş hakkı gibi pek çok siyasi ve stratejik boyutu da beraberinde getirmiştir. Deneyimlerime göre, Kavalalı’nın isteklerini üç ana başlık altında toplamak mümkün.

Öncelikle, Kavalalı’nın en temel ve kalıcı talebi Mısır’ın kendisine ve ailesine intikal eden bir şekilde verilmesiydi. Bu, sıradan bir valilik statüsünün çok ötesindeydi. Kavalalı, Mısır’ı adeta bir devlet gibi yönetmek istiyor, vergilerini kendisi toplamak, ordusunu kendi bünyesinde tutmak ve dış ilişkilerinde bile belli bir otonomiye sahip olmak arzusundaydı. 1830’larda bu talep, Mısır’ın bağımsız bir devlet gibi hareket etmesine zemin hazırladı. Örneğin, Kavalalı ordusuyla doğrudan Suriye’ye çıkarma yaparken, bu Mısır’ın sadece bir eyalet değil, kendi başına bir güç odağı haline geldiğinin bir göstergesiydi.

İkinci olarak, Kavalalı’nın gözü hep Suriye ve Akdeniz kıyılarındaydı. Mısır’ın stratejik konumu, Akdeniz’i kontrol etme potansiyeli Kavalalı için büyük bir avantajdı. Bu nedenle, Suriye ve Filistin’in yönetimini sürekli olarak talep etti. Osmanlı’nin zayıfladığı dönemlerde, Kavalalı bu bölgeleri fiilen ele geçirdi ve yönetimi altına aldı. 1832-1833 yıllarında Osmanlı ordusunu Kütahya’ya kadar geri püskürtmesinin temel motivasyonlarından biri, Suriye üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırmaktı. Bu başarısı, Mısır’ın yetkilerini daha da genişleterek Osmanlı’yı diplomatik anlaşmalar yapmaya zorlamıştır.

Üçüncü ve belki de en iddialı talebi ise Osmanlı İmparatorluğu üzerinde daha fazla nüfuz sahibi olmaktı. Kavalalı, sadece Mısır’ın valisi olarak kalmak istemiyordu. İmparatorluğun yönetiminde söz sahibi olmak, özellikle de padişahın otoritesini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak gibi bir niyeti olduğu görülebilir. Anadolu’daki bazı bölgeler üzerinde de dolaylı veya doğrudan hak iddia etmesi, bu genişleme politikasının bir parçasıydı. 1839’daki Nizip Savaşı yenilgisi sonrasında, Avrupalı devletlerin müdahalesiyle Kavalalı’nın talepleri yeniden şekillendi. Ancak Mısır ve Sudan üzerindeki mutlak hakimiyetini ve ailesine geçiş hakkını güvence altına alması, onun bu geniş ölçekli siyasi hırsının bir nevi “kazanımı” olarak görülebilir.

Sana pratik bir önerim şu olacak: Eğer Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın bu süreci nasıl yönettiğini daha iyi anlamak istersen, dönemle ilgili antlaşmalara ve mektuplara göz atabilirsin. Özellikle Londra Boğazlar Sözleşmesi (1840) ve Hıdıvlik fermanı gibi belgeler, Kavalalı’nın neyi nasıl kazandığı veya kaybettiği konusunda somut bilgiler sunar. Bu belgelerde, Kavalalı’nın taleplerinin nasıl kağıda döküldüğünü ve uluslararası arenada nasıl bir sonuç verdiğini net bir şekilde görebilirsin.