Gotik ismi ne demek?

Gotik İsim Ne Demek?

Gotik isminin kökenini ve anlamını merak ediyorsan, doğru yerdesin. Deneyimlerime göre bu terim, genellikle iki ana alanda karşımıza çıkıyor: sanat tarihi ve edebiyat/kültür. Bu ikisini birbirinden ayırarak sana net bilgiler vereceğim.

Sanat Tarihinde Gotik

Sanat tarihinde "Gotik" denince akla ilk gelen şey, o muhteşem katedrallerdir. Ama bu isim, ilk başlarda pek de olumlu bir anlam taşımıyordu.

Gotik adı, Orta Çağ'ın sonlarına doğru (yaklaşık

  1. yüzyıldan
  2. yüzyıla kadar) Avrupa'da gelişen mimari tarzını tanımlamak için kullanıldı. Ancak bu isim, o dönemin Rönesans sanatçıları tarafından takılmış bir lakaptı. Onlara göre bu mimari, eski Roma sanatının zarafetinden ve uyumundan uzaktı. Hatta "barbarca" ve "Gotlara yakışır" gibi aşağılayıcı ifadeler kullanıyorlardı. Gotlar, Doğu Cermen kabilelerinden biriydi ve barbar olarak görülüyorlardı.

Peki, bu "barbarca" dediğimiz tarzın belirleyici özellikleri nelerdi? Bunlara yakından bakalım:

  • Sivri Kemerler (Oğuz Kemerleri): Roma mimarisindeki yuvarlak kemerlerin aksine, sivri kemerler kullanıldı. Bu, yüksekliği artırmayı ve duvarlara daha az yük bindirmeyi sağlıyordu. Yüksekliği yaklaşık 30-40 metreye ulaşan katedral örnekleri mevcut.
  • Kubbe Örtülü Tonozlar: Çaprazlama tonozlar sayesinde daha geniş ve yüksek mekanlar oluşturulabiliyordu.
  • Uçan Payandalar (Buttres): Katedrallerin dış cephelerinde gördüğün bu destek sistemleri, yüksek duvarların ve tonozların dışa doğru itmesini engelleyerek daha ince duvarlar ve büyük pencereler yapılmasına imkan tanıyordu.
  • Gargoyle'lar: Bu fantastik, grotesk heykeller hem çatıdaki suları uzaklaştırmak için oluk görevi görüyordu hem de kötü ruhları kovduğuna inanılıyordu.
  • Vitray Pencereler: Katedrallerin içini aydınlatan ve dini hikayeleri anlatan rengarenk cam işlemeler, Gotik mimarinin en dikkat çekici unsurlarından. Bu pencereler, ışığın içeri girmesini sağlayarak mistik bir atmosfer yaratıyordu. Örneğin, Notre Dame Katedrali'ndeki gül pencereleri muhteşem bir örnektir.

Deneyimlerime göre, bugün bile birçok insan bu mimariye hayran kalıyor. Sanki gökyüzüne doğru uzanma isteği var bu yapılarda.

Edebiyat ve Kültürde Gotik

Gotik ismi, edebiyat ve popüler kültürde de kendine yer buldu. Buradaki anlamı, sanat tarihiyle bağlantılı olsa da daha çok karanlık, gizemli, ürkütücü ve mistik atmosferi ifade ediyor.

Gotik edebiyat,

  1. yüzyılın ortalarında İngiltere'de ortaya çıktı. Özellikle Horace Walpole'un "Otranto Şatosu" (1764) bu türün ilk önemli örneklerinden kabul edilir. Gotik edebiyatın temel özellikleri şunlardır:

  • Karanlık ve Gizemli Mekanlar: Issız şatolar, perili evler, eski manastırlar, labirentler ve ürkütücü ormanlar gibi mekanlar sıklıkla kullanılır. Bu mekanlar, karakterlerin iç dünyalarını yansıtan birer metafor haline gelir.
  • Süpernatürel Öğeler: Hayaletler, vampirler, lanetler, kehanetler ve doğaüstü olaylar hikayenin merkezinde yer alabilir. Bu, gerçekliğin sınırlarını zorlayan bir merak uyandırır.
  • Yoğun Duygular: Korku, dehşet, melankoli, tutku ve çaresizlik gibi güçlü duygular ön plandadır. Karakterler genellikle baskı altında, akıl sağlıklarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
  • Gizli Aşklar ve Sırlar: Aile sırları, yasak aşklar ve geçmişin karanlık mirası hikayenin karmaşıklığını artırır.
  • Kadın Karakterlerin Çaresizliği: Genellikle masum ve narin kadınlar, güçlü ve kötücül erkek karakterler tarafından tehdit edilir. Bu, dönemin toplumsal cinsiyet rollerini yansıtır.

Gotik edebiyatın günümüzdeki etkileri de oldukça fazla. Mary Shelley'nin Frankenstein'ı, Bram Stoker'ın Dracula'sı gibi eserler bu akımın başyapıtlarıdır. Ayrıca gotik müzik (örneğin The Cure, Siouxsie and the Banshees gibi gruplar), gotik moda ve gotik korku filmleri de bu akımın türevleridir.

Eğer sen de bu türden hoşlanıyorsan, gothic edebiyatın atmosferini daha iyi anlamak için ilk adımı "Otranto Şatosu" ile atabilirsin. Belki de bu karanlık ve gizemli dünya seni de sarar.