Duyunu umumiye ne amaçla kuruldu?
Duyunu Umumiye Neden Kuruldu? Borç Batağında Bir İmparatorluk ve Çözüm Arayışı
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerini düşününce, aklımıza hep bir çöküş hikayesi gelir. Ama bu çöküşün altında yatan en somut nedenlerden biri, devletin akıl almaz borç yüküydü. İşte tam da bu noktada, Duyunu Umumiye İdaresi devreye girdi. Peki, bu kurum neden kuruldu, ne işe yaradı ve bizlere ne gibi dersler veriyor?
Duyunu Umumiye, kelime anlamıyla Genel Borçlar İdaresi demek. Adı üstünde, Osmanlı Devleti'nin dış borçlarını yönetmek için kurulmuş uluslararası bir yapı. İmparatorluk, özellikle Kırım Savaşı'ndan sonra Batılı devletlerden sürekli borç alıyordu. Bu borçlar, başlangıçta devletin modernleşme çabalarına finanse sağlamak için alınsa da, zamanla kontrolden çıktı. Gelir kaynakları yetersizken, giderler artıyordu. Hatta alınan borçların bir kısmı bile eski borçların faizini ödemek için kullanılıyordu. Bu döngü, Osmanlı'yı tam bir borç sarmalına sokmuştu.
Deneyimlerime göre, bu durum modern devletlerin mali yönetim hatalarının en çarpıcı örneklerinden biri. Düşünsene, devletin kendi gelirlerinin çok ötesinde harcamalar yapması ve bunu sürekli borçlanarak finanse etmesi. Bu, bireysel hayatta da aynı değil mi? Kredilerle, kredi kartlarıyla borçlanan ve ödemekte zorlanan birini düşün. Devletler için de durum farklı değil, sadece ölçekleri çok daha büyük.
Peki, bu borçları kim alıyordu ve ne için kullanılıyordu? Başlıca alacaklılar Fransa, İngiltere ve Almanya gibi dönemin büyük güçleriydi. Borçlar, demiryolu yapımı, telgraf hatları döşenmesi gibi altyapı yatırımları için kullanıldığı gibi, bazen de saray masrafları veya askeri harcamalar gibi daha az verimli alanlara aktarıldı. Ancak asıl sorun, alınan borçların geri ödeme planının aksamasından kaynaklanıyordu. Osmanlı Devleti, 1875'te borçlarının bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etmek zorunda kaldı. Bu, tam bir iflastı ve alacaklı devletleri harekete geçirdi.
Duyunu Umumiye Nasıl Bir Yapıydı ve Neden Kuruldu?
Alacaklı devletler, Osmanlı Devleti'nin ekonomik bağımsızlığını kaybetmesini istemiyorlardı ama aynı zamanda paralarını da geri almak istiyorlardı. İşte tam da bu noktada, Osmanlı'nın kendi gelir kaynakları üzerinde doğrudan söz sahibi olacak bir yapı kurma fikri ortaya çıktı. Duyunu Umumiye İdaresi, 1881 yılında imzalanan bir kararla kuruldu. Bu idare, Osmanlı Devleti'nin belirli gelir kaynaklarını kendisi topluyor ve alacaklılara dağıtıyordu. Bu gelir kaynakları arasında en önemlileri şunlardı:
- Tütün, içki ve balık vergileri
- Belli sanayi ürünlerinden alınan vergiler
- İpek vergisi
- Damga vergisi
- Gümrük vergilerinin bir kısmı
Yani Duyunu Umumiye, Osmanlı'nın maliyesine adeta bir "kayyum" gibi atandı. Devletin kendi gelirlerini toplama ve harcama yetkisinin önemli bir kısmını eline aldı. Bu, Osmanlı egemenliği için büyük bir darbeydi. Kendi toprağındaki vergileri toplayıp, yabancı bir idareye devretmek, bağımsızlık açısından kabul edilemez bir durumdu.
Duyunu Umumiye'nin Etkileri ve Bize Verdiği Dersler
Duyunu Umumiye'nin kurulması, Osmanlı Devleti'nin ekonomik bağımsızlığını büyük ölçüde kısıtladı. Devlet, bütçesini oluştururken bile bu idarenin belirlediği kurallara uymak zorundaydı. Bu durum, devletin kendi politikalarını özgürce belirlemesini engelledi. Ancak, bir açıdan bakıldığında, Duyunu Umumiye sayesinde Osmanlı'nın borçları bir düzene sokuldu ve devlet tamamen çökmekten kurtuldu. Borçlar zamanında ödenebildiği için, alacaklı devletlerin Osmanlı üzerindeki doğrudan müdahaleleri bir nebze azaldı.
Deneyimlerime göre, bu durum bize şu dersleri veriyor: Birincisi, sürdürülebilir mali yönetim çok önemli. Devletlerin de bireyler gibi gelirlerini aşan harcamalar yapması, uzun vadede felakete yol açabilir. İkincisi, borçlanma politikaları dikkatli ve şeffaf olmalı. Borçların ne için kullanıldığı ve geri ödeme planının ne kadar gerçekçi olduğu iyi belirlenmeli. Üçüncüsü ise, ekonomik bağımsızlık her şeyden önemlidir. Bir ülkenin kendi kaynakları üzerinde söz sahibi olamaması, egemenliği açısından ciddi bir tehdittir.
Bugün de dünya genelinde birçok ülke borç batağıyla mücadele ediyor. Duyunu Umumiye'nin hikayesi, bize geçmişten ibret almamız gerektiğini gösteriyor. Eğer bir devletin mali durumu kötüleşirse, ilk yapılması gereken şeylerden biri, gelir ve gider dengesini sağlamak, gereksiz harcamaları kısmak ve şeffaf bir mali yönetim anlayışı benimsemektir. Bir birey olarak bile, bütçeni kontrol altında tutmak, borçlarını yönetmek ve geleceğin için tasarruf yapmak ne kadar önemliyse, bir devlet için de bu katbekat önemlidir.