Erozyonu artıran nedenler nelerdir?
Erozyonu Artıran Nedenler: Toprağımızı Neler Yiyor?
Toprak, hepimizin bildiği gibi, hayatın temelidir. Üzerinde yaşadığımız, beslendiğimiz, nefes aldığımız her şey bir şekilde toprağa bağlı. Ama bu değerli kaynağımız, farkında olmadan her geçen gün biraz daha kayboluyor. Erozyon dediğimiz bu yavaş ama yıkıcı süreç, aslında birçok faktörün bir araya gelmesiyle hızlanıyor. Deneyimlerime göre, bu nedenleri anlamak, toprağımızı korumanın ilk adımı.
Peki, bu erozyon dediğimiz şey tam olarak ne ve onu artıran ana etkenler neler? Gelin, somut örneklere ve rakamlara da değinerek bu konuyu netleştirelim.
- Ormansızlaşma: Ağaçlar Gidince Toprak da Gider
Bu en bilinen ve en etkili nedenlerden biri. Ağaçlar, kökleriyle toprağı adeta bir ağ gibi sarar, onu yerinde tutar. Aynı zamanda, yağmur damlalarının toprağa doğrudan çarpmasını engelleyen bir şemsiye görevi görürler. Ormanlar ortadan kalktığında, bu doğal koruyucu kalkan yok olur.
Somut Veri: Türkiye'de ormanlarımızın her yıl ne kadar azaldığını düşün. Örneğin, Türkiye'de son yıllarda yıllık ortalama 100 bin hektar civarında orman alanı kaybı yaşandığı belirtiliyor. Bu, her yıl Erzurum kadar bir alanın ormansızlaştığı anlamına gelebilir. Bu kadar büyük bir alanın çıplak kalması, yağmur ve rüzgarın işini çok kolaylaştırır.
Deneyimlerime Göre: Bir zamanlar yemyeşil olan bir yamaçta, ağaçlar kesildikten sonra yağan ilk şiddetli yağmurda toprağın nasıl akıp gittiğini görmek, bu gerçeği çok daha iyi anlatır. Sadece yüzeydeki incecik verimli tabaka değil, alttaki toprak katmanları da taşınmaya başlar. Bu da tarım arazilerinin verimliliğini düşürür, su kaynaklarını çamurla doldurur.
Ne Yapabiliriz?
- Orman alanlarını korumak ve bilinçsiz ağaç kesimini önlemek en temel adım.
- Kendi çevremizde, imkanımız varsa, ağaçlandırma çalışmalarına katılmak veya desteklemek.
- Kullandığımız ürünlerin sürdürülebilir kaynaklardan elde edildiğinden emin olmak.
- Yanlış Tarım Uygulamaları: Toprağı Yoruyoruz
Tarım, toprağın en çok kullanıldığı alanlardan biri. Ancak yapılan bazı yanlış uygulamalar, toprağın direncini kırıyor.
Eğimli Arazilerde Nadas ve Derin Sürüm: Eğimli arazilerde, toprağı ilkbaharda ekim için derinlemesine sürmek, yağmur suyunun akışını hızlandırır. Yağmur damlaları, toprağın gevşek yapısına çarptığında, onu kolayca alıp götürür. Aynı şekilde, nadasa bırakılan (yani bir yıl ekilmeyen) tarlalar da, üzerini örtecek bir bitki örtüsü olmadığı için rüzgar ve yağmurun etkisine daha açık hale gelir.
Monokültür Tarım: Sürekli aynı ürünün, aynı tarlada yetiştirilmesi toprağın besin dengesini bozar. Toprağın yapısını iyileştiren farklı bitki köklerinin varlığı ortadan kalkar. Bu da toprağın zamanla fakirleşmesine ve erozyona daha yatkın hale gelmesine neden olur.
Somut Veri: Türkiye'de tarım arazilerinin yaklaşık %70'inin eğimli olduğu düşünülüyor. Bu arazilerde uygulanan geleneksel ama yanlış sürüm teknikleri, erozyonun en büyük tetikleyicilerinden biri. Özellikle Karadeniz ve Akdeniz gibi yağışın bol olduğu bölgelerdeki eğimli arazilerde bu durum daha da belirgin.
Ne Yapabiliriz?
- Eğimli arazilerde konturlu tarım (yamaç eğimine dik sürme) veya teraslama gibi erozyonu önleyici teknikleri tercih etmek.
- Toprak işleme derinliğini azaltmak, hatta minimum toprak işleme veya topraksız tarım gibi yöntemleri düşünmek.
- Ürün nöbeti (münavebe) yaparak toprağın besin dengesini korumak ve farklı kök sistemlerinden faydalanmak.
- Toprak analizleri yaptırarak toprağın ihtiyacına göre gübreleme yapmak, aşırı gübrelemeden kaçınmak.
- Aşırı ve Yanlış Hayvan Otlatma: Toprağın Ayakları Altında Ezilmesi
Hayvanlar, otladıkları alanlardaki bitki örtüsünü ve toprağın üst katmanını doğrudan etkiler.
Yoğun Otlatma: Bir alanda, toprağın kendini yenileyebileceğinden daha fazla hayvanın otlatılması, bitki örtüsünün tamamen yok olmasına yol açar. Köklerin toprağı tutma gücü azalır, toprak yüzeyi çıplak kalır.
Sıkıştırılmış Toprak: Hayvanların ayakları, özellikle ıslak toprakta, toprağı sıkıştırır. Sıkışmış toprakta suyun ve havanın hareketi zorlaşır. Bu durum, bitki köklerinin gelişmesini engeller ve yağmur suyunun yüzeyde daha fazla akmasına neden olarak erozyonu artırır.
Somut Veri: Mera alanlarının yanlış yönetimi nedeniyle Türkiye'de erozyonun arttığı bölgeler var. Örneğin, Türkiye'de mera alanlarının büyük bir kısmında aşırı otlatma sorunu yaşanıyor. Bu da toprağın çıplaklaşmasına ve erozyonun hızlanmasına neden oluyor. Ülkemizde mera alanlarının yaklaşık %75'inin bozulmuş durumda olduğu tahmin ediliyor.
Ne Yapabiliriz?
- Meraları planlı bir şekilde kullanarak hayvan yoğunluğunu kontrol altında tutmak.
- Hayvanları belirli bölgelerde uzun süre otlatmak yerine, alanları dönüşümlü olarak kullanmak.
- Sıkıştırılmış toprakları gevşetmek için uygun ekipmanlar kullanmak veya toprağın dinlenmesini sağlamak.
Erozyon, sadece toprağın kaybolması demek değil; aynı zamanda tarımsal üretimin düşmesi, su kaynaklarının kirlenmesi, sel ve heyelan gibi doğal afetlerin artması demek. Bu yüzden, toprağımızı korumak hepimizin sorumluluğu. Bu nedenleri bilmek ve küçük de olsa adımlar atmak, geleceğimiz için yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri.