23 Nisan 1920 de Atatürk ne yaptı?

23 Nisan 1920: Bir Devrin Başlangıcı

Mustafa Kemal Atatürk'ün 23 Nisan 1920'de Ankara'da attığı o büyük adım, aslında sadece bir ulusal egemenlik bayramının başlangıcı değil, aynı zamanda modern Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bir dönüm noktasıdır. Deneyimlerime göre, bu tarihi günü anlamak için olayın arka planını ve getirdiği somut değişiklikleri bilmek gerekiyor.

O gün, Kurtuluş Savaşı'nın en kritik anlarından biri yaşanıyordu. İstanbul işgal altındaydı, vatanın dört bir yanı düşman postallarıyla çiğneniyordu. İşte tam bu kaos ve umutsuzluk ortamında, Ankara'da, halkın iradesini temsil edecek bir meclis toplandı. Bu meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) idi.

TBMM'nin Açılışı ve Anlamı

23 Nisan 1920 Cuma günü, dualarla açılan TBMM, saltanatın ve hilafetin değil, doğrudan milletin egemenliğini ilan ediyordu. Bu, o güne kadar alışık olduğumuz monarşi sistemine karşı devrimci bir adımdı. Meclisin açılışında okunan Hutbe-i Şerife'de, savaşın gerekliliği ve Allah'ın yardımıyla zafer kazanılacağı vurgulanıyordu. Bu, sadece dini bir referans değildi; aynı zamanda milli mücadeleye manevi bir güç katma amacı taşıyordu.

Meclis,

  1. Dönem'de toplam 115 milletvekili ile faaliyete başladı. Bu milletvekillerinin büyük bir kısmı, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden, işgalden etkilenmiş yerlerden geliyordu. Bu, halkın kendi kaderini kendi belirleme isteğinin bir göstergesiydi. Meclis, "Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ilkesini benimseyerek, bağımsızlık mücadelesinin meşruiyetini ve yönünü belirledi.

Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir

TBMM'nin açılmasıyla birlikte, kayıtsız şartsız millet egemenliği prensibi hayata geçti. Bu, o zamana kadar padişahın veya herhangi bir tek kişinin elinde olan egemenlik hakkının artık millete ait olduğunu ilan etmek demekti. Bu ilke, daha sonra 1921 Anayasası'nın girişine de eklenmiştir. Deneyimlerime göre, bu basit gibi görünen ama aslında son derece güçlü bir ifade, tüm dünyaya ve Anadolu halkına bir mesaj veriyordu: Artık söz, halkındır.

Meclis, kuruluşundan itibaren hem milli mücadeleyi yöneten bir hükümet gibi davrandı hem de yeni bir devletin kurucu iradesi oldu. İstiklal Marşı'nın kabulü, Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (1921 Anayasası)'nun hazırlanması gibi birçok önemli adım, bu dönemde atıldı. Bu kararlar, o zorlu şartlarda bile cesur bir vizyonun ürünüydü.

Çocuklara Bayram: Neden 23 Nisan?

Atatürk'ün 23 Nisan'ı çocuklara bayram olarak armağan etmesi ise olayın daha da anlamlı bir boyutunu oluşturuyor. Deneyimlerime göre, bu jest, çocukların geleceğin teminatı olduğunu ve bu geleceğin barış içinde şekillenmesi gerektiğini vurguluyor. 23 Nisan aynı zamanda Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Bu, hem ulusal egemenliğin önemini hatırlatmak hem de çocuklara bu bayramı sevdirmek açısından stratejik bir hamleydi.

Siz de bu bayramı kutlarken, sadece eğlenmekle kalmayıp, bu egemenliğin nasıl kazanıldığını ve ne kadar değerli olduğunu hatırlayabilirsiniz. Çocuklarınıza bu tarihi anlatmak, onların bu mirasa sahip çıkmalarını sağlayacaktır. Belki de onlara bayram hediyesi olarak, bu tarihi anlatan bir kitap hediye edebilirsiniz.