Doğrudan anlatım nesnel mi?
Doğrudan Anlatım Nesnel midir? Bir Bakış Açısı
Doğrudan anlatımın nesnel olup olmadığı sorusu, aslında anlatımın nasıl yapıldığına ve ne amaçla kullanıldığına göre değişir. Yani tek bir "evet" ya da "hayır" cevabı vermek eksik olur. Gelin bu konuyu biraz daha yakından inceleyelim.
Doğrudan anlatım, bir kişinin veya kaynağın sözlerini olduğu gibi aktarma yöntemidir. Örneğin, bir tanığın ifadesini veya bir uzmanın görüşünü birebir aktardığınızda bu doğrudan anlatımdır. Buradaki temel amaç, kaynağın kendi sesini ve düşüncesini okuyucuya ulaştırmaktır. Bu noktada, eğer aktaran kişi kendi yorumunu katmıyorsa, yani sadece söylenenleri aktarıyorsa, bu bir nevi nesnellik taşır. Ancak işin içine aktaran kişinin seçimi, vurguları ve bağlamı girdiğinde durum değişir.
Seçim ve Vurgunun Rolü
Doğrudan anlatımda nesnelliği en çok etkileyen faktörlerden biri, hangi sözlerin seçildiği ve hangi kısımlara vurgu yapıldığıdır. Binlerce kelimelik bir konuşmadan sadece birkaç cümleyi alıp kullanmak, o konuşmanın genel anlamını tamamen değiştirebilir. Örneğin, bir siyasetçinin bir konuşmasındaki olumlu bir cümleyi alıp, öncesini ve sonrasını keserek kullanmak, o siyasetçinin aslında söylediği her şeyi olumlu göstermez. Tam tersine, bağlamından koparılan bir cümle, tamamen farklı bir imaj çizebilir.
Deneyimlerime göre, gazetecilik ve akademik çalışmalarda doğrudan anlatım kullanılırken genellikle şu noktalara dikkat edilir:
- Bağlamın Korunması: Alıntılanan sözlerin, söylendiği orijinal bağlamı yansıtmasına özen gösterilir. Bu, tırnak içinde verilen cümlenin öncesinde ve sonrasında yeterli bilginin sunulmasıyla sağlanır.
- Temsil Edicilik: Eğer bir kişinin genel görüşünü yansıtmak isteniyorsa, o kişinin söylediği farklı görüşleri de içeren daha geniş bir kesit sunulabilir. Sadece seçilmiş birkaç cümle, yanıltıcı olabilir.
- Amaç Odaklılık: Yazının amacı neyse, doğrudan anlatım da o amaca hizmet edecek şekilde kullanılır. Eğer amaç bir kişinin fikrini analiz etmekse, o fikrin temelini oluşturan doğrudan ifadeler önemlidir.
Öznel Yorumun Gizli Girişi
Doğrudan anlatım kullanmak, kendi yorumunu katmamak anlamına gelse de, bu yöntemin kendisi de bir tür yorumlayıcı eylem olabilir. Bir haberi yazarken, hangi kişinin sözlerine yer vereceğinizi seçersiniz. Hangi olayın üzerine gideceğinizi belirlersiniz. Hangi fotoğrafı kullanacağınıza karar verirsiniz. Bunların hepsi, dolaylı yoldan da olsa bir öznel bakış açısının yansımasıdır.
Örneğin, bir trafik kazası haberinde, kazaya karışan sürücülerden birinin doğrudan ifadesini kullanmak, olaya bir insan sesi katarken, diğer sürücünün veya görgü tanığının ifadesini kullanmamak, olayın farklı bir yönünün eksik kalmasına neden olabilir. Bu tür seçimler, kaçınılmaz olarak bir perspektif sunar.
Doğrudan Anlatımda Nesnelliği Artırma Yolları
Okuyucuya karşı dürüst olmak ve nesnelliği en üst düzeyde tutmak için doğrudan anlatımı kullanırken şu pratik önerilere kulak verebilirsin:
- Birden Fazla Kaynak Kullan: Tek bir kaynağın doğrudan anlatımına bağlı kalmak yerine, farklı bakış açılarını sunan kişilerin sözlerine de yer ver. Bu, okuyucunun daha dengeli bir resim görmesini sağlar.
- Bağlamı Açıkla: Alıntıladığın sözlerin hangi bağlamda söylendiğini net bir şekilde belirt. Tarih, yer ve konuşmanın genel amacı gibi bilgiler, okuyucunun sözleri doğru anlamasına yardımcı olur.
- Yorumu Ayır: Kendi yorumlarını veya analizlerini, doğrudan anlatımdan net bir şekilde ayır. Bu, okuyucunun neyin kim tarafından söylendiğini karıştırmasını engeller. Örneğin, "X dedi ki..." ile "Bu durum, X'in belirttiği gibi, önemli bir gelişme olarak görülebilir." ifadelerini karıştırmamak gerekir.
- Vurguları Belirt: Eğer bir kelime veya cümlenin üzerine özellikle basıldığını düşünüyorsan, bunu belirtmekten çekinme. Ancak bu tür vurgular her zaman gerekli olmayabilir ve bazen abartılı bir etki yaratabilir.
Sonuç olarak, doğrudan anlatım kendi başına ne tamamen nesneldir ne de tamamen özneldir. Bu, onu nasıl kullandığına, hangi seçimi yaptığın ve hangi bağlamı sunduğuna bağlıdır. Bilgili ve dürüst bir anlatım için, doğrudan anlatımı bir araç olarak kullanırken, okuyucuya karşı şeffaf olmayı ve olabildiğince dengeli bir bakış açısı sunmayı hedeflemek en doğrusudur.