2 dönem Tanzimat edebiyatı nedir?
Tanzimat Edebiyatı: İki Dönem Arasındaki Farklar ve Yenilikler
Tanzimat dönemi Türk edebiyatı denince akla ilk gelen, Batılılaşma sürecinin edebiyata yansımasıdır. Ama bu büyük değişim, tek bir seferde olup bitmedi. Kendi içinde belirgin farklar taşıyan iki ana döneme ayrılır. Bu dönemi anlamak, aslında Osmanlı'nın modernleşme çabalarını ve edebiyatın bu çabalara nasıl ayna tuttuğunu anlamaktır.
Birinci Dönem Tanzimat: Yeniliğin İlk Adımları (1860-1876)
Bu dönem, edebiyatımızda köklü değişimlerin başladığı zamandır. Amaç, Batı'daki edebi türleri ve anlayışları tanımak ve uygulamaktır.
* Tiyatro ve Romanın Tanıtılması: Deneyimlerime göre, bu dönemdeki en büyük yeniliklerden biri tiyatro ve romanın edebiyatımıza girmesidir. Daha önce halk hikayeleri ve mesnevilerle sınırlı olan anlatı biçimleri, Batı örnekleri üzerinden yeniden şekillendi. Şinasi'nin "Şair Evlenmesi" (1860) adlı eseri, ilk yerli tiyatro örneği olarak kabul edilir. Bu, geleneksel evlenme adetlerini eleştiren, Batılılaşma etkilerini taşıyan önemli bir eserdir. Roman alanında ise ilk çeviri denemeleriyle başlayan süreç, Namık Kemal'in "İntibah" (1876) gibi ilk yerli romanlarla somutlaştı. Bu eserler, daha önce olmayan bir derinlik ve psikolojik çözümlemeler sunuyordu.
* Gazete ve Makalenin Yükselişi: Gazetecilik, bu dönemin en önemli araçlarından biri oldu. Şinasi'nin çıkardığı "Tercüman-ı Ahval" (1860) gazetesi, ilk özel gazetedir. Bu gazeteler aracılığıyla sade bir dil kullanma çabası başladı ve makale türü yaygınlaştı. Bu, düşüncelerin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.
* Vatan ve Hürriyet Temaları: Namık Kemal gibi yazarlar, eserlerinde vatan sevgisi, özgürlük ve adalet gibi kavramları ön plana çıkardılar. Bu temalar, toplumsal duyarlılığı artırmayı hedefliyordu. Örneğin, Namık Kemal'in "Vatan Yahut Silistre" (1873) oyunu, büyük bir coşkuyla karşılanmış ve vatanseverlik duygularını alevlendirmişti.
İkinci Dönem Tanzimat: Sanat İçin Sanat Anlayışı ve Dilin Gelişimi (1876-1896)
Bu dönem, siyasi gelişmelerin de etkisiyle edebiyatta bir duraklama ve ardından farklı bir yöne evrilme süreci yaşar.
* Sanat İçin Sanat Anlayışı: Birinci dönemin toplumsal fayda odaklı yaklaşımından sıyrılarak, daha çok estetik kaygılara yönelindi. Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan gibi isimler, bu anlayışın öncülerindendir. Recaizade Mahmut Ekrem'in "Araba Sevdası" (1880) romanı, realizm akımının etkilerini gösteren, Batılı yaşam tarzını benimseyen bir aydının trajikomik hikayesini anlatır. Abdülhak Hamit ise "Sahra" (1879) gibi şiirleriyle Doğa'yı ve bireyin duygularını ön plana çıkaran, sembolizme yaklaşan eserler verdi.
* Dilin Gelişimi ve Sadeleşme Çabaları: Birinci dönemdeki sadeleşme çabaları devam etse de, ikinci dönemde dilin daha edebi ve incelikli kullanılmasına özen gösterildi. Ancak bu, bazen Arapça ve Farsça kelimelerin aşırı kullanımıyla da kendini gösterdi. Yine de, Batılılaşma ile birlikte dilimize giren yeni kelimelerin kullanımı yaygınlaştı.
* Romantik ve Realist Akımların Etkisi: Bu dönemde romantizm ve realizm akımlarının etkileri daha belirgin olarak görülür. Recaizade Mahmut Ekrem'in eserlerinde realizm, Abdülhak Hamit'in eserlerinde ise romantizm ve sembolizm eğilimleri baskındır. Bu, edebiyatın çeşitli akımlardan beslendiğini gösterir.
Öneri: Tanzimat edebiyatını anlamak için, bu dönemdeki eserleri karşılaştırmalı olarak okumak çok faydalıdır. Örneğin, Namık Kemal'in vatanseverlik temalı eserleriyle Recaizade Mahmut Ekrem'in bireyin iç dünyasına odaklanan eserlerini yan yana okuduğunda, iki dönem arasındaki farkları daha net görebilirsin. Bu, edebiyatın sadece bir anlatım biçimi olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve kültürel değişimlerin de bir yansıması olduğunu anlamana yardımcı olacaktır.