Evliya Çelebi hangi ilimizde yaşamıştır?
Evliya Çelebi'nin İzinde: Hangi İlde Yaşamıştır?
Evliya Çelebi'nin nerede yaşadığı sorusu, aslında onun hayatının merkezinde yatan o inanılmaz seyahat ve gözlem yeteneğini anlamak için bir başlangıç noktası. Çelebi, 1611 yılında İstanbul'da doğmuş ve hayatının büyük çoğunluğunu da bu muhteşem şehirde geçirmiştir. Yani, eğer bir il seçmek gerekirse, İstanbul onun evi, onun kalbiydi.
Ancak Çelebi'yi sadece İstanbul'a hapsetmek, onun ruhunu anlamamak olur. Onun asıl yaşadığı yer, ayak bastığı her toprak, gözlemlediği her insan, dinlediği her hikayeydi. Seyahatnamesi, tam 40 ciltlik devasa bir eser ve bu eser, onun sadece İstanbul'da yaşamadığını, adeta tüm Osmanlı coğrafyasını bir yaşam alanı olarak benimsediğini gösteriyor. İstanbul sadece onun doğduğu, büyüdüğü ve ailesiyle yaşadığı yerdi. Ancak onun ruhu, keşfetme arzusu, onu sürekli yollara düşürmüştür.
İstanbul: Doğduğu ve Büyüdüğü Şehir
Evliya Çelebi, 1611 yılında Fatih Camii yakınlarındaki bir mahallede dünyaya geldi. Dönemin en önemli merkezlerinden biri olan İstanbul, onun için bir okul, bir gözlem laboratuvarıydı. Babası Derviş Mehmed Ağa, sarayda kuyumcubaşılık gibi önemli görevlerde bulunmuş bir zat. Bu durum, Evliya Çelebi'ye iyi bir eğitim alma fırsatı sundu. Kur'an'ı ezberlemesi, Arapça ve Farsça öğrenmesi, hat ve musiki gibi alanlarda yetkinleşmesi hep bu İstanbul yıllarında gerçekleşti. İstanbul'un o dönemin canlı sosyal hayatı, çarşıları, camileri, hamamları, hanları onun seyahatnamesinin temelini oluşturacak gözlemlerini beslemiştir. Eğer bir gün yolunuz İstanbul'a düşerse, onun bahsettiği birçok yeri hala görebilirsiniz. Örneğin, Yedikule Hisarı, Aya Sofya, Kapalıçarşı gibi yerler onun satırlarında hayat bulur.
Seyahatleri: Onun Asıl "Yaşam Alanı"
Evliya Çelebi'nin asıl "yaşadığı" yer, ayak bastığı her yerdir diyebiliriz. Seyahatnamesi, onun 40 yıl boyunca yaptığı 30'dan fazla seyahatin kaydıdır. Bu seyahatler onu sadece Osmanlı İmparatorluğu'nun dört bir yanına değil, Viyana'ya, Polonya'ya, Mısır'a, Arabistan'a ve Kafkaslar'a kadar götürmüştür. Deneyimlerime göre, bir insanı yaşadığı yerle sınırlamak, onun kimliğini eksik bırakmaktır. Evliya Çelebi de böyle bir karakter. Onun yaşadığı yer, onun gözlerinin gördüğü, kulaklarının duyduğu her şeydi.
- Anadolu: Türkiye'nin hemen her şehrini gezmiş. Bursa, Edirne, Konya, Erzurum, Sivas, Trabzon gibi şehirler hakkında detaylı bilgiler vermiştir.
- Balkanlar: Selanik, Sofya, Belgrad, Budin, Viyana gibi şehirleri görmüş.
- Doğu ve Güney: Bağdat, Basra, Mısır, Mekke, Medine gibi kutsal toprakları ve şehirleri ziyaret etmiştir.
- Kuzey ve Batı: Kırım, Kefe, Lehistan ve Rusya'nın bazı bölgeleri hakkında da gözlemleri bulunmaktadır.
Bu seyahatler sırasında sadece şehirleri değil, o şehirlerdeki insanları, yaşam tarzlarını, geleneklerini, giyimlerini, yemeklerini, hatta hayvanlarını bile kaydetmiştir. Örneğin, Erzurum'da kış şartlarının ne kadar çetin geçtiğini, halkın nasıl giyindiğini anlatırken, Mısır'da Nil Nehri'nin taşmasıyla ilgili gözlemlerini aktarır.
Seyahatname: Onun Gerçek Mirası
Evliya Çelebi'nin asıl yaşadığı yer, onun kaleminden dökülenlerdir diyebilirim. Seyahatnamesi, sadece bir gezi notu değil, aynı zamanda
- yüzyıl Osmanlı dünyasının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi bir panoramasıdır. Onun bu eseri, günümüz araştırmacıları için paha biçilmez bir kaynaktır. Eğer siz de onun gibi bir merak duyuyorsanız, seyahatnameyi okumak size farklı bir pencere açacaktır. Başlangıç için İstanbul ile ilgili bölümlerden başlayabilir, oradan ilgilinizi çeken başka coğrafyalara doğru ilerleyebilirsiniz. Unutmayın, onun yaşadığı yer, keşfettiği her yerdir.