Üstün Dökmen kimdir hayatı kısaca?
Üstün Dökmen: Hayatı, Felsefesi ve Etkileri
Üstün Dökmen, psikoloji alanında uzun yıllardır hizmet veren, insan ilişkileri ve kişisel gelişim konularında derinlemesine bilgi birikimine sahip bir isim. Deneyimlerime göre, onu bu kadar değerli kılan şey, teorik bilgiyi günlük yaşamla harmanlayıp, anlaşılır ve uygulanabilir bir dille aktarabilmesi.
Kişisel Gelişimin Temelleri ve İlişkiler
Dökmen'in çalışmalarının temelinde, kendini tanıma ve sağlıklı iletişim kurma prensipleri yatar. İnsanların yaşam yolculuklarında karşılaştıkları zorlukların büyük çoğunluğunun, kendilerini yeterince tanımamalarından veya başkalarıyla etkili iletişim kuramama alışkanlıklarından kaynaklandığını vurgular. Örneğin, bir ilişkide yaşanan sürtüşmelerin çoğu zaman, kişilerin kendi beklentilerini net olarak ifade edememesi veya karşısındaki kişiyi dinlemekteki yetersizliklerinden doğar. Dökmen'in bu konudaki yaklaşımları, bireyin kendi iç dünyasına dönmesini, duygularını doğru analiz etmesini ve bu analizleri yapıcı bir şekilde ifade etmesini teşvik eder.
Özellikle aile içi iletişim ve evlilik terapileri üzerine yaptığı çalışmalarında, çiftlere şu gibi somut önerilerde bulunur:
- Empati Kurmak: Karşınızdaki kişinin yerine kendinizi koyarak onun duygularını ve düşüncelerini anlamaya çalışın. Bu, sadece söylenenleri duymak değil, aynı zamanda söylenmeyenleri de hissetmektir.
- "Ben Dili" Kullanmak: Suçlayıcı "sen dili" yerine, kendi duygu ve düşüncelerinizi ifade eden "ben dili" kullanın. Örneğin, "Sen beni hiç dinlemiyorsun" yerine, "Kendimi dinlenmemiş hissettiğimde üzülüyorum" demek, iletişimi çok daha olumlu etkiler.
- Aktif Dinleme: Karşınızdaki kişi konuşurken dikkatinizi tamamen ona verin, sözünü kesmeyin ve anladığınızı göstermek için başınızla onaylayın veya kısa geri bildirimlerde bulunun.
Öğrenme Süreçleri ve Motivasyon
Dökmen'in eğitimcilik geçmişi de onun insanlarla olan etkileşimini şekillendirmiş. Özellikle çocukların öğrenme süreçleri ve motivasyonları üzerine yaptığı analizler, eğitimin sadece bilgi aktarımı olmadığını, aynı zamanda bireyin merakını beslemek ve öğrenme sevgisi aşılamak olduğunu gösterir. Ona göre, çocuklara doğru yöntemlerle yaklaşıldığında, öğrenme bir zorunluluktan ziyade keyifli bir yolculuğa dönüşür. Bu yolculukta merak uyandırmak, soru sormayı teşvik etmek ve hatalardan ders çıkarma kültürünü yaymak büyük önem taşır.
Ebeveynlere ve eğitimcilere yönelik önerileri arasında şunlar bulunur:
- Övgüleri Somutlaştırmak: "Aferin" demek yerine, çocuğun hangi davranışı veya başarısı için övüldüğünü belirtin. "Bu problemi kendi başına çözdüğün için seni tebrik ederim" gibi.
- Hata Yapma Hakkı Tanımak: Hataları birer öğrenme fırsatı olarak görün. Çocuğun hata yaptığında onu cezalandırmak yerine, neden böyle olduğunu konuşmak ve çözüm yolları üretmek, daha kalıcı öğrenme sağlar.
- Motivasyonu İçselleştirmek: Dışsal ödüllere (hediye, harçlık gibi) dayalı motivasyon yerine, çocuğun kendi başarısından keyif almasını sağlayacak ortamlar yaratın.
Kişisel Yaşam ve Mutluluk
Üstün Dökmen, psikolojinin sadece terapi odalarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda günlük yaşam kalitemizi artırmada da etkili olduğunu savunur. Deneyimlerime göre, mutluluk ve huzurlu bir yaşam için gerekenler, karmaşık formüller değil, daha çok basit ama etkili alışkanlıklardır. Kendi yaşamında da bu prensipleri uygulayan biri olarak, kişisel mutluluğun anahtarlarının, ilişkilerimizi geliştirmek, kendimize zaman ayırmak ve hayatın küçük detaylarındaki güzellikleri fark etmekten geçtiğini görüyorum.
Bu bağlamda, kendine iyi bakma ve mutluluğu yakalama konusunda şu pratik önerilerde bulunabilir:
- Günlük Rutinler Oluşturmak: Sabahları kendinize ayırdığınız kısa bir zaman dilimi bile (örneğin 15-20 dakika meditasyon veya sevdiğiniz bir aktivite) gününüze pozitif bir başlangıç yapmanızı sağlar.
- Minnettarlık Pratikleri: Her gün şükrettiğiniz birkaç şeyi düşünmek veya yazmak, bakış açınızı değiştirir ve pozitif duyguları artırır.
- Sınırlar Koymak: Hem iş hem de özel yaşamınızda, kendi enerjinizi ve zamanınızı korumak için hayır deme becerisini geliştirmek, tükenmişliği önler.