Cahiliye döneminde en büyük putun adı nedir?

Cahiliye Döneminin Zirvesi: Hubel Putu

Cahiliye döneminde Kabe, Arap yarımadasının dört bir yanından gelen insanların kutsal mekanıydı. Ve bu kutsal mekanın merkezinde, en büyük ve en saygı duyulan put olan Hubel bulunuyordu. Bu putun ne olduğunu, neden bu kadar önemli olduğunu ve nasıl bir kült etrafında şekillendiğini merak ediyorsan, hemen detaylara geçelim.

Hubel: Kâbe'nin Hakim Putu

Rivayetlere göre, Mekke’ye başka bölgelerden getirilen 360 put arasında en önde gelen Hubel idi. Kâbe'nin içine yerleştirilmişti ve genellikle kırmızı akik taşından yapılmış, insan şeklinde bir heykel olarak tasvir edilirdi. Hatta bazı kaynaklarda, insan yüzüne benzeyen bir işlemeye sahip olduğu ve bir elinin kesik olduğu, yerine altın bir el konulduğu anlatılır. Bu put, sadece Mekke’nin değil, aynı zamanda Kureyş kabilesinin de en önemli ilahı olarak kabul ediliyordu. Kureyşliler, Hubel'i yağmur, bereket ve zaferin kaynağı olarak görüyorlardı. Hacılar geldiklerinde, ilk iş olarak Kâbe'ye gider, yedi kez tavaf eder ve ardından putlara saygı gösterirlerdi. Bu saygı gösterisinin en önemli durağı ise şüphesiz Hubel'in bulunduğu yerdi.

Putperestliğin Merkezi ve Ritüeller

Hubel'in etrafında dönen kült, o dönemin dini yaşamının bir yansımasıydı. İnsanlar, önemli kararlar almadan önce Hubel'e danışırlardı. Bunun için özel bir yöntem kullanılırdı: Üç farklı ok çubukları hazırlanırdı. Birinde "yap", diğerinde "yapma" yazar, üçüncüsü ise boş bırakılırdı. Ok çubukları bir görevli tarafından sallanır ve çıkan sonuca göre hareket edilirdi. Bu, insanların kaderlerini belirlediğine inandıkları bir tür kehanet yöntemiydi. Mesela, birinin evlenip evlenmeyeceğine veya bir sefere çıkıp çıkmayacağına bu şekilde karar verilebilirdi. Deneyimlerime göre, bu tür bir belirsizlik, insanları bir otoriteye bağlanmaya ve ondan yönlendirme almaya itiyor. Hubel de tam olarak bu ihtiyacı karşılıyordu.

Diğer Önemli Putlar ve Hubel'in Üstünlüğü

Hubel tek put değildi elbette. Kâbe ve çevresinde Lat, Menat ve Uzza gibi başka önemli putlar da vardı. Ancak Hubel, hem Kâbe'nin merkezinde olması hem de Kureyş kabilesinin doğrudan koruyucusu olarak görülmesi nedeniyle açık ara öne çıkıyordu. Diğer putlar genellikle belirli kabilelere veya bölgelere daha çok hitap ederken, Hubel'in etkisi daha genişti. Kureyş'in Mekke’deki hakimiyeti arttıkça, Hubel'in de prestiji ve gücü artıyordu. Bu durum, o dönemin siyasi ve sosyal yapısıyla doğrudan bağlantılıydı. Kim gücü elinde tutuyorsa, onun ilahı da en büyük ilah oluyordu.

Tarihi Dönüşüm ve Hubel'in Sonu

Hz. Muhammed'in (sav) peygamberliği ve İslam’ın yayılmasıyla birlikte, bu putperest gelenek kökten değişti. Mekke'nin fethiyle birlikte Kâbe'den tüm putlar temizlendi. Özellikle Hubel'in heykelinin parçalanması, İslam’ın bu dönemdeki en sembolik eylemlerinden biriydi. Bu, yalnızca bir putun yıkılması değil, aynı zamanda binlerce yıllık bir inanç sisteminin sonu anlamına geliyordu. İnsanların artık sadece Allah'a ibadet etmesi gerektiğini, putların hiçbir gücü olmadığını ortaya koyuyordu. Eğer sen de geçmişin izlerini anlamak istersen, o dönemin kaynaklarına bakabilir, putperestliğin toplumsal etkilerini daha derinlemesine inceleyebilirsin.