Ilk hicret kaç yılında nerede yapılmıştır?

İlk Hicret: Nerede ve Ne Zaman?

Sevgili okurum, "İlk hicret kaç yılında nerede yapılmıştır?" sorusuyla doğrudan konuya girmiş olalım. Bu tarihi olayı anlamak, İslamiyet'in yayılışındaki dönüm noktalarından birini kavramak anlamına gelir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Müslümanların ilk büyük toplu göçü, 622 yılında Mekke'den Medine'ye gerçekleşmiştir. Bu olay, İslam takviminin başlangıcıdır ve günümüzde de bu takvimin esasını oluşturur.

Peki, neden Medine? Bu sorunun cevabı, Müslümanların Mekke'deki yaşadığı baskı ve zulümle doğrudan ilgili. Kabe'nin çevresinde putperestliğin hakim olduğu Mekke'de, İslam'ı benimseyenler sürekli bir tehdit altındaydı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabı, inançlarını özgürce yaşayamaz hale gelmişlerdi. İşte tam da bu noktada, Medine (o zamanki adıyla Yesrib) Müslümanlar için bir kurtuluş vesilesi oldu.

Medine'nin bu göç için seçilmesinde birkaç temel etken vardı:

  • Medine'nin Yapısı: Yesrib, o dönemde farklı Arap kabilelerinin ve Yahudi kabilelerinin yaşadığı, daha kozmopolit bir yapıya sahipti. Bu, İslam'ın yayılması için daha uygun bir zemin hazırlıyordu. Ayrıca şehir, savunmaya daha elverişli bir coğrafyadaydı.
  • Medinelilerin Daveti: Hicretten önce Medine'den gelen bazı heyetler, Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) biat ederek kendilerini zulümden kurtarmasını ve aralarındaki anlaşmazlıkları gidermesini istemişlerdi. Bu davet, hicret için önemli bir zemin oluşturdu. Deneyimlerime göre, bir topluluğun davetkar olması, orada kalıcı olmanın en önemli şartıdır.
  • Mekke'deki Baskının Artması: Mekkeli müşriklerin Müslümanlara uyguladığı baskının giderek artması, onların can güvenliklerini de tehdit eder hale gelmişti. Habeşistan'a yapılan ilk hicretler olsa da, Medine'ye yapılan hicret, bu baskının doruk noktası olarak görülebilir.

Bu hicret, sadece coğrafi bir yer değişikliği değil, aynı zamanda Müslümanların kimliklerinin daha da belirginleştiği, kendi devletlerini kurma yolunda ilk adımlarını attıkları tarihi bir dönüm noktasıdır. Eğer sen de bir topluluk içinde anlaşmazlıklar yaşıyorsan veya inançların gereği baskı görüyorsan, tarihin bu örneklerini düşünerek kendine bir yol haritası çizebilirsin. Bazen yeni bir başlangıç, en doğru adımdır.